Nano tradutor Português
617 parallel translation
- Geçen senenin, nano teknoloji konferansında tanışmıştık
Conhecemo-nos o ano passado no simpósio internacional de nanotecnologia.
Evet, bu nano teknoloji ve yıllarca uzakta.
Isto é nanotecnologia anos-luz à frente, de qualquer coisa que alguém esteja a fazer agora.
Evet, bu ileri derece bir nano teknoloji formu. Buckminster Fuller tarafından bulunan ve adına buckyballs denilen bir teknoloji.
Sim, é uma forma extremamente avançada de nanotecnologia... chamada fulerenos, em homenagem ao seu inventor Buckminster Fuller.
Dünyaya ait materyallerden yapılmış. ama şu an için imkansız nano teknolojiden faydalanılmış.
É manufacturado com materiais encontrados na terra, mas, utiliza uma nanotecnologia que, de momento, é só teórica.
- Yapamam. 7 nano saniye içinde başka bağlantı yok.
A próxima junção fica a 7 ou 8 nano segundos.
Hükümete göre sınırlar dahilindeki en yüksek vücut yanığı ömrünüz boyunca en fazla 40 nanocurie.
O governo diz que... que o limite máximo admissível na massa corporal... para durante toda a vida é de 40 nano curies.
6 nanocurie plütonyum diyebiliriz.
Estimamos que tem uma contaminação interna... de seis nano curies de plutónio.
İzin verilen en fazla vücut maruziyeti işten dolayı alabileceğiniz 40 nanocurie'dir.
O valor máximo admissível na massa corporal... de exposição profissional é de 40 nano curies.
İyi misin Nano?
Está tudo bem, Nano?
- Bir nano saniyen var.
Tens um nanossegundo.
Çekirdek element, 20'si ana heinsafram terminale bağlı 25 çiftli kelilaktiral ile bir FTL nano işlemciye dayanıyor.
O elemento do núcleo e baseado em um nano-processador FTL com 25 kelilactirals bilaterais, com 20 desses sendo secundários dentro do terminal primário heisenfram.
Bu mikroskobik robot ya da nanobot kanserin tespitini yapıp iyileştirmek için insan vücuduna enjekte edilebilir.
Este robot microscópico ou nano robot pode ser injetado no corpo humano para detectar e curar o cancro.
Miyokard bozulma vardı. Küçük cismi çıkarttım ve iyileşeceksin.
Deu-se degenerescência miocárdica Retirei a nano-sonda e vai ficar bem.
Radyasyona bu kadar dayanıklı nano biyojenik silah görmedim.
Nunca tinha visto uma arma ananobiogénica tão resistente à radiação.
Ama Kubus hakkındaki kamu vicdanının ışığı altında hiçbir gemi içinde Kubus varken sabotaj ihtimaline karşı güvenlik kontrolünden geçene kadar ayrılamaz ve bu da nano teknoloji olasılığına karşı moleküler tarama gerektirir.
Infelizmente, tendo em conta a opinião pública do Kubus, não posso permitir que uma nave com ele a bordo deixe a estação até ser submetida a uma verificação de segurança completa para evitar a sabotagem, e isso inclui uma verificação molecular para nanotecnologia.
Bir atölyede nano devreler yaparak, tarayıcılarla oynayarak oyalanmaktan mutlu olur muydun?
Ficava satisfeito a engonhar numa oficina, a fazer nano-placas de circuito e brincar com tricorders?
Doğurabilir nano - teknolojik androidler üzerine çalışıyorsun.
Sei que tentas incubar um andróide.
Milyonlarca nano makine solüsyonun içinde harekete geçiyor.
Estás a ver milhões de nanomáquinas numa solução clórica.
Nano hücreler silikon yapıdadır dolayısıyla, yenilenmek için cama ihtiyaç duyarlar.
As nanocélulas baseiam-se no silício, precisam do vidro para se regenerarem.
Yaptın mı... .. nano-ölüm
Temos a nanomorte.
Nano-teknolojilerin suni organizmaları, kusursuz olabilir.
Mais precisamente, um ser sintético com origem na nanotecnologia.
Gelecekteki, bedensel nano-teknolojilerin ilk örneğini yok edeceğiz
É destruir o protótipo nanotecnológico de futuros humanóides.
Her nano saniye.
A cada nanossegundo.
Evet, bu iyi ama kanalları nano-polymer ile kuvvetlendirmeniz lazım.
Está óptimo. Mas tem de reforçar a tubagem de cobre com nano-polímero.
Çok karmaşık bir nano fiberden yapılmış biyo nöro çevrim.
É uma complexa rede de circuitos bio-neurais, nano-fibras.
Benim dizayn ettiğim nano robotlar tarafında, başta bulunana yaradan çıkardığım, farklı bir DNA.
Eles foram recuperados de dentro do ferimento da cabeça por nanites que eu desenhei para reconhecer padrões de X incomuns.
Bu küçük adamı, bir nano saniye bile yalnız bırakmaya gelmez.
Você não pode deixar o rapaz sozinho por um nano segundo.
Birkere derinin altına girdimi, kana bir grup nano robot yayıyorlar.
Uma vez na pele, liberam nanomáquinas na corrente sanguínea
Nano robotların ilk saldırdığı doku kurbanın kanı.
O primeiro tecido a ser atacado é o sangue
Borgların nano robotlarını yok etmemiz konusunda şüphelerim var, ancak onları yavaşlatabiliriz sanırım.
Duvido que possamos destruir as nanomáquinas Mas talvez possamos atrasá-las
Şuana kadar elde ettiğimiz nano robotlar üzerinde ayrıntılı bir inceleme yapalım, bakalım onların asimilasyon mekanizmasını anlayabilecekmiyiz.
Vamos tentar uma dissecação submícron nas máquinas que coletamos e ver se descobrimos o mecanismo de assimilação
Nasıl? Umuyorumki enfeksyon yok edilmek üzere modifiye edilmiş Borg nano robotlarını kanına verdiğimiz zaman enfeksyonu yok edecektir.
Pretendo soltar um exército de nanomáquinas Borg modificadas na corrente sanguínea para atacarem e erradicarem a infecção
Bildiğiniz gibi, ben Borg nano robotlarını araştırıyorum.
Como sabe, andei analisando as nanomáquinas
Böylece, nano robotlar görevlerini farkedilmeden yapabiliyorlar.
Assim, a sonda pode fazer seu trabalho sem ser detectada Observe
Eğer Borgları nano robotlarını nasıl modifiye edebilecekleri hakkında eğitebilirsek, yabancı türle savaşmak için bir planları olmuş olur.
Eles irão possuir uma arma para combater os aliens Teoricamente sim
Doktor, nano robot modifikasyonları hakkında sadece sizin tam bilginiz var.
Doutor, voce é o único a bordo com total conhecimento das modificações das nanomáquinas
Başka bir doz Nano probese hazırla
- Prepare outra dose de nanoprobes.
İnsanların ilgisini bugün nano saniyelerle ölçmek mümkün.
A atenção das pessoas hoje em dia mede-se por nano-segundos.
Yaranın etrafında, nano-sonda artıkları var.
Há nanossondas residuais em volta da ferida.
Nano-sondalar senin mi?
Suas nanossondas?
Bir kaç tane nano-sondamın Doktor'un yayımlayıcısına bulaşması muhtemel.
É possível que algumas de minhas nanossondas infectaram o emissor móvel do Doutor.
Nano-sondalar, karşılaştıkları her türlü teknolojiyi kullanmak üzere programlıdırlar.
As nanossondas são codificadas para utilizar qualquer tecnologia que encontrarem.
Nano-sondalar o teknolojiye ulaşmış olmalılar.
As nanossondas devem ter extrapolado esta tecnologia.
Yayımlayıcım ile, Seven of Nine'ın bir kaç nano-sondası kaynaştı.
Meu emissor se fundiu com várias... nanossondas da Sete de nove.
Yeterince, nano-sonda takviyeli savaş başlığına ihtiyacımız olacak.
Vamos precisar de vários mísseis com nanossondas para combatê-los.
Tip-1 fazeri, Borg nano-sondası ateşleyecek şekilde modifiye edildi.
Feiser tipo 1, modificado para disparar nanossondas Borg.
Seven, o nano-sondaları en son kullandığımızda, 8472'nin sıvı uzaya kaçmasını sağladık.
Sete, a última vez que usamos as nanossondas, mandamos a espécie 8472 correndo para o espaço fluídico.
Nano-sondalar şu anda etki etmeliydi.
As nanossondas já deveriam ter tido efeito agora.
Daha fazla nano-sonda sentezleyeceğiz.
Vou sintetizar mais nanossondas.
Nano-sonda stoklarımızı tükettik.
Nós esgotamos nosso suprimento de nanossondas.
Yeniden canlandırmanızı, Borg nano-sondaları ile hedeflemiş durumdayım.
Eu mirei em sua recriação com nanossondas Borgs.