English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ N ] / Narin

Narin tradutor Português

745 parallel translation
Tam gaz kaçan gökbilimciler, arkalarına her baktıklarında... yakın takipte olduklarını görürler ve narin yaratıkları toza çevirirler.
Os astrónomos correm a toda a velocidade, voltando-se a cada vez que eram pressionados de muito perto reduzindo a cinzas os seres funestos.
Pekala, Noah... Şu salı idare işi benim narin cildimi ziyadesiyle tahriş ediyor... Bu itibarla eğer sakıncası yoksa, ben kulubede kalacağım.
Bem, Noé... navegar com este barco foi um pouco difícil para mim e... se não se importa, vou para a minha cabine.
O çok narin ve narin şeylerin korunduğu bir yerde yaşayabilir.
Ela é frágil e só pode viver onde são amadas as coisas frágeis.
Zavallı, narin gonca gülüm benim.
A minha pobre rosinha sensível.
Narin cildimin bozulmasından korkuyorum.
Por medo de danificar minha pele delicada.
O kadar narin dokunuşları var ki içi dolu cüzdanlardan görkemli piyano senfonilerine kadar her şeyi verdiler.
Eles têm um toque tão delicado às pessoas a quem acariciam, que é como tocar lindas sinfonias num piano.
Küçük, esmer, oldukça narin.
Pequena, morena, muito delicada.
Orta boylu, kahverengi saçlı, kibar, duygusuz ve hiç narin değil.
- Estatura média, moreno, bondoso, não emotivo e nada delicado.
"Küçük, esmer, ve oldukça narin."
"Pequena, morena e muito delicada." Será que ele lhe diria :
Bir zambak kadar uzun, narin ve güzeldi.
Era alta e esguia como um lírio e Igualmente bela. Este é o Sr. Mazzini.
Narin, çiçek gibi bir yaratık.
ela é frágil e delicada, como uma flor.
Sen serçe gibisin, öylesine narin...
És como um pardal, muito delicado e...
Nihayet ona kavuştuğum yüz idi. Ellerim ve ceplerim küpeler, kolyeler ve onun narin kolları için bileziklerle doluydu.
Era para ela a quem voltaría finalmente... as mãos e os bolsos repletos de brincos... colares e braceletas para os seus delicados braços.
Evet, narin olmamakla beraber iri kemikli bir yapın ve heybetli bir görünüşün var.
Não é delicado. Tem uma estrutura óssea maciça e um físico muito imponente.
Şimdiki kızlar daha narin, çok kolay kırılıyorlar.
Hoje em dia, elas têm estofo, mas são mais frágeis.
Günün birinde farklı biriyle tanışacak. Ona barınma ve korunma arzusu yaşatabilecek kırılgan, narin bir yaratıkla.
É, mas um dia encontrará alguém diferente, uma criatura delicada e frágil que o fará pensar em abrigo e proteção.
Bu adam narin bir sanat buldu, coşkulu ve yüceliği bir arada tutabilen.
Este homem descobriu um artista, delicado, cego, mais subtil que todos os outros.
Daha önce hiç kimsede karşılaşmadığım çok narin bir cazibesi var.
É a virtude em pessoa.
Oh, canım, narin ve güzel bir yaratıksın.
Oh, minha querida, é tão delicada, linda criatura.
Eğer doğru söylüyorsan, celladın baltası bizi sadece bu geveze papağandan kurtarmayacak, bu narin küçük boyundan, bu sevimli küçük kafayı da ayıracak..
Se o que diz é verdade, o machado não só nos livrará deste idiota, mas separará esta cabecinha do seu belo pescoço.
Ama amcam Gloucester : "Narin bitkiler zarif olur, kaba otlar çabuk büyür." dedi.
"Sim", disse meu tio Gloucester, " as plantas pequenas são graciosas, as ervas daninhas crescem depressa.
Sen, bu şirin miniklerin haşin beşiği, Kale, narin prenslerin kaba, hoyrat dadısı, ihtiyar, asık suratlı oyun arkadaşı, yavrularıma iyi davran.
Rude berço para tão lindos meninos, ama rude e esfarrapada, velha e severa companhia para tenros príncipes, dai bom tratamento a meus filhos.
- Bu kadar narin biri nasil basarabildi?
Como é que alguém tão frágil pode tê-lo feito?
Narin olduğum için çok parayla desteklenmek isterim.
Frágil como sou, preferiria ficar carregada.
# Aşk narin vücutlara güç getirir #
O amor traz força Ao corpete mais delicado
Ne küçük parmaklar, kelebekler kadar narin.
Que mãozinhas pequeninas! Duas borboletinhas! Malandra!
Bana o narin ellerini öptüren kız nasıllar?
A menina gostava que lhe beijasse as mãos... As borboletinhas, aí...
"Güzel kızların balosu." - Narin çiçekler!
Grande baile das Mimosas...
Minicik, çok narin.
Pequenina. Muito pequenina.
Çok güzel bir kadındı. Minyon, narin.
Ela era muito bonita... pequena, delicada.
İnce, narin ve yaklaşık 44-45 yaşlarında.
Magra, 44 ou 45 anos.
Beni deli eden, bu gencecik su perisinin... belirsiz tavırları... narin Lolita'mdaki o müthiş çocuksu tavırlarla... ürkütücü kabalığın bu birleşimi.
"O que me enlouquece é a dualidade dessa ninfeta..." de todas as ninfetas talvez. A mistura, na minha Lolita, de uma infantilidade terna e sonhadora... com uma vulgaridade velada.
Gönülsüzce titreyen narin teni hafifçe dalgalanıyordu. "
um tremor ondeou suavemente, sobre sua delicada pele, tiritando involuntariamente. "
Beni, narin cildimi...
Eu, com minha delicada pele!
Şafağın narin ilk ışıkları gibi hafifçe yontulmuş.
rudemente desbastado, como a primeira vaga luz da alvorada.
O narin yüzünü görmeye hasret bir zavallı.
"Mas, suave! Que luz daquela janela sai?"
Öyle narin ve savunmasız ki.
Pobre menina, que Deus me perdoe... Tão gentil, tão delicada!
O biraz narin.
Ela é delicada.
- Daha narin.
- Muito mais fina.
Zayıf ve narin bir hayvan. Ama sizden önce buradaymış ve sizden daha medeniymiş.
Mas esteve cá antes de vocês e era melhor do que vocês.
Nasıl olur da böylesine narin bir bünyenin böyle ağır paketleri taşımasına izin verirsin?
Como se atreve a permitir que uma criatura frágil carregue pesos?
Oldukça şiirsel, yine de narin ve korkmuş, tıpkı küçük bir beyaz tavşan gibi.
profundamente líricos... e, contudo... meigos e assustados como um coelhinho branco.
İki böğrüm ama bir narin arkadasım var.
Tenho dois lados, mas um amigo frágil.
Çok iyi geçiyor. Julie çok kararlı ve narin.
A Julie é frágil e forte ao mesmo tempo.
Oldukça narin biriydi.
Foi mesmo muito cuidadoso.
Bize narin ve yakışıklı bir erkeği gönderen Tanrı'ya şükürler olsun
Deus seja louvado por ter nos enviado... um homem de corpo esbelto e de belo rosto.
Bu çok narin.
É muito sensível.
Çiftlik işleri için fazla narin bu.
Este aqui é bom para trabalhadores rurais.
Yükseklerde.. .. baba akbaba, güneş ışığında sağlam kanatlarıyla uçarak.. .. bebeklerini seyreder, ve onlar narin çürümüş etlerini yerken..
Lá no alto, o papá milhafre, com as asas firmes sob a luz do sol, olha pelo seu bebé para que nada perturbe o pequenote enquanto este mastiga a carne tenra e podre...
İyi eğitim görmüş, temiz, narin ve çok güzel bir bayan.
Vê-se logo que é fina, instruída. E é tão bonita.
İlk eylemin sonunda, müthiş bir ciddiyetle, üstüne aldığı her bir kızın... narin bedenini bir numara ile damgalamaktadır.
No fim desta primeira operação, e terrivelmente sério, marca cada uma no ombro com um número sobre a tenra carne.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]