Nassau tradutor Português
525 parallel translation
- Buenos Aires'desiniz sanıyordum.
Achei que estivesse em Buenos Aires. Fomos para Nassau e ficamos.
- Nassau'da kaldık.
0 que está fazendo aqui?
New York, Nassau Eyaleti.
Nassau County, Nova Iorque.
Bayan Townsend, ben Nassau Emniyetinden Yüzbaşı Junket.
Mrs. Townsend, sou o Capt. Junket dos detectiver de Nassau County.
- Welcome to Nassau.
- Bem-vindo a Nassau.
Efendim, tüm saygımla beni Nassau'ya görevlendirmenizi öneriyorum.
Chefe, sugiro-lhe com todo o respeito que me envie para Nassau.
- Nassau.
- Em Nassau.
- Nassau'da daha ne kadar kalıyorsun?
- Quanto tempo vão ficar em Nassau?
- Fakat bu Nassau yolu, değil mi? - Evet.
- Mas é esta a estrada para Nassau?
Hava Kuvvetleri Nassau'nun 250 mil dışını araştırdı.
A Força Aérea esquadrinhou uma área de 250 milhas à volta de Nassau.
Nassau'ya geri dönelim.
Voltemos a Nassau.
Günün spor haberlerinde, Nassau Coliseum sadece kapılarını değil kalbini de açtı. Yardım toplamak amacıyla yapılacak basketbol maçında Harlem Globetrotters ile eşcinsellere özgürlük hareketinin üyelerinden oluşan bir takım mücadele edecek.
Em esportes, o coliseu Nassau abriu suas portas... para um partido de caridade entre os Trotamundos... e uma equipe do movimento gay.
"Lütfen, ona buranın çıkışındaki..." "... Nassau Caddesi'ne kadar eşlik edin... "
Peço que a acompanhe até à saída da Nassau Sreet, imediatamente ".
Nakit akışı Nassau'dan başladı.
O dinheiro veio de Nassau.
Şey, Bayan Blake, ee... - Hala 93 Nassau Caddesi'nde mi yaşıyorsunuz?
Diga-me, Menina Blake, ainda mora na Rua Nassau, 93?
93 Nassau Caddesi.
Rua Nassau número 93.
Bahamalar'da Nassau'da ikamet ediyor.
Residente em Nassau, Bahamas.
Nigel Small-Fawcett, İngiliz Elçiliği, Nassau.
Nigel Small-Fawcett, embaixada britânica, Nassau.
- Seni, Nassau'ya getiren nedir James?
- O que o traz à Nassau, James?
Hayatımdaki en büyük zevk bana Nassau'daki teknede bahşedildi, Fatma Blush tarafından.
O maior êxtase da minha vida aconteceu a bordo de um iate em Nassau com Fatima Blush.
Benim eski profesörüm Jimmy Chiu Nassau County'de biyoloji laboratuarında çalışıyor.
Jimmy Chiu, um ex-professor meu, trabalha num laboratório em Nassau.
Oğlum, Jessie'nin torunu şu anda Nassau County'de oturmuş 15 yıl yemeyi bekliyor... Parmaklıkların arkasında. Bir kafeste 15 yıl.
O meu filho, o neto do Jessie, está em Nassau County, e pode vir a passar 15 anos... atrás das grades, 15 anos numa jaula.
Queens'te, Staten Island'da, Brooklyn'nin Yahudi ve İtalyan kesiminde, Nassau ve Suffolk ilçelerinde güçlüsün.
Tu tens força em Queens e Statten Island, nas áreas judias e italianas de Brooklyn.
Yarın, kapanışa beş dakika kala, 3.55'de, bütün hesabı Nassau-First lsland Bank'a aktar. Kayıt numarası 486-9580.
Amanhã, 5 minutos antes de fechar, transfira o total para o banco em Nassau, número de registo 486-9580.
Nassau-First lsland Bank'ı bağlayın.
Ligue-me ao First Island Bank de Nassau.
lmmobiliare zaten Peru'ya ve Nassau'ya para sızdırıyor.
A Immobiliare já está a lavar dinheiro no Peru e em Nassau.
Pekala evlat, yarın 9'da orada olmanı istiyorum.
Devia estar cuidando da loja. Quero que esteja na Broadway e Nassau ás 9 : 00.
Miami'ye vardık mı uçağa atlar, Nassau'ya gideriz.
Em Miami, apanhamos o avião para Nassau.
Cats var, Nassau Coliseum'unda Büyük Ölüm... - var. - Ölüm mü?
"Cats", "Les Mis", "Grateful Dead", no Coliseu Nassau.
... kendi ev sahibini de onun öldürdüğü düşünülüyor.
... ser responsável pela morte de seu senhorio John Diebold, de Nassau County.
Merak ediyordum, çünkü hep karımı Nassau'ya götürmek istemiştim.
Perguntei porque sempre quis levar a minha esposa a Nassau.
Düşündüm ki bahar geliyor ve Nassau'ya gitmek için geç olacak.
Apenas pensei, a Primavera está a chegar, já se torna tarde para ir ao Nassau.
Sabaha Nassau'da olacağız ve üç gün boyunca benim olacaksın.
Estaremos em Nassau de manhã, e nos próximos três dias... és meu.
Ve evet, vergilerin Nassau County'e göre biraz daha fazla olduğunu biliyorum ama eğitim sistemi harika.
Sim, sei que os impostos são um pouco mais altos do que em Nassau County, mas a rede escolar é fantástica.
Nassau savunma avukatları şu fişlerin yerine gerçek para kullanıyorlar.
Esse jogo dos advogados de defesa de Nassau?
Wall'la Nassau'nun köşesinde.
Ela estará na Wall e Nassau.
- Wall'la Nassau.
- Qall e Nassau.
Muhtemelen Nassau'dan tatil satmaya çalışıyorlar.
Talvez "Nassau". Querem vender-me férias.
Nassau eyaletinde büyük bir ev aldığını duydum.
Ouvi dizer que compraste uma bela casa em Nassau County.
Nasıl olurda, senin gibi üçüncü derece, aşağılık bir memur, - - Nassau eyaletinde dört yatak odalı bir ev satın alabilir?
Como é que um miserável de um idiota manga de alpaca pode comprar uma casa assim na porra de Nassau County?
Kalacak bir yer arıyorsan, ilerde Nassau'da bir sığınak var.
Se procura um sítio onde ficar, há um abrigo ali na Nassau.
Nassau şehir görevlileri olay yerinde arama ve kurtarma çalışması yapıyorlar.
O Município de Nassau autoridades estão na cena... procura naval e salvamento en dirigem.
Bir bakalım, siz Nassau'ya gidiyorsunuz ( Bahamaların başkenti ).
Vejamos, vocês estão no vôo para Nassau.
Nassau'ya mı yoksa Freeport'a mı?
Nassau ou Freeport?
Nassau ve Freeport Bahamalar'da zaten.
Nassau e Freeport são nas Bahamas.
Nassau limanını tek atış yapmadan ele geçirdin.
e que saqueou Nassau sem disparar um tiro!
Bir ara, sanırım Nassau emniyetinden gelen polislerdi.
A certa altura, penso, que foram os polícias da corporação do município de Nassau, mostraram-me esta revista e disseram,
Bu davayla birlikte Nassau mahkeme salonuna ilk defa kamera giriyordu.
Então começou a primeiríssima vez que as camaras foram permitidas numa sala de um tribunal do município.
Eski öğretmen Arnold Friedman Nassau mahkemesi çıkışı herhangi bir yorum yapmadı ama içeride, kırkı aşkın livata, cinsel taciz ve çocukların sağlığını tehlikeye atmak iddialarını kabul etti.
Antigo professor de Nova Iorque Arnold Friedman não tinha nada a dizer quando saiu do tribunal de Nassau County no Minosota mas dentro, ele deu-se como culpado de mais de 40 casos de abuso sexual sodomista, e pondo em perigo o bem-estar de uma criança.
Kapıyı açtığımda karşımda Nassau emniyetinden 2 polis vardı. Friedman meselesiyle ilgili olarak oğlumuzla konuşmak istediler.
Fui até à porta e estavam lá dois polícias do condado de Nassau que disseram que queriam falar com o nosso filho em relação ao caso Friedman.
Nassau'daki 007'den sinyal.
Um sinal do 007 em Nassau.