Nazik tradutor Português
6,064 parallel translation
Bu Weatherly'nin bizimle ilk avı ve ben nazik olacağıma söz verdim.
É a primeira caçada do Weatherly connosco, e prometi ser gentil.
En nazik ruhların bile karanlık bir tarafı vardır Tatsu.
Mesmo as almas mais doces tem um lado negro, Tatsu.
Ona karşı nazik olun!
Seja simpático para ele.
Loretta. Gelecekte bana bir iyilik yap. Bizlere biraz nazik davran.
Loretta, no futuro, faz-me um favor... tem mais calma com o resto de nós.
Manipülatif, harika, psikopat eski sevgilimi ve tatlı, nazik ve kafası karışık nişanlımı kaybettim.
Eu perdi a minha manipuladora, maravilhosa, psicopata ex e o meu doce, generoso, desfocado noivo.
Kendimizi açıklamaktan ve nazik olmaktan hoşlanıyoruz, değil mi?
Gostamos de nos expressar e de ser simpáticos para as pessoas.
Web sitelerindeki Kullanım Koşulları, genellikle birbirinize nazik davranın, uygunsuz davranışlarda bulunmayın gibi şeyler söyler.
Os Termos de Serviço de um site muitas vezes dizem coisas como : "Seja educado para com os outros", ou "Não faça nada de inadequado".
Nazik olsana.
Sê simpático.
Bunu yaparken nazik olmana da gerek yok.
E não... não é preciso ser delicado.
Baba olabilirmisin... Normal, sıradan ve nazik bir baba... Lütfen benim için, sadece bir kaç dakikalığına?
Podes ser um pai, um pai normal e bom, durante alguns segundos, por favor?
Bu yüzden Andrew ve Mellie'ye nazik davran.
Então, sê bonzinho com o Andrew e a Mellie.
Sektöre gizlice giren insanlara SEU muhafızları nazik davranmıyor.
Os guardas do SEU não levam amavelmente os Humanos a invadir o Sector
Akıllı ve nazik biriydi.
Ele era inteligente, bondoso.
Ve nazik ve yavaşça hareket Bütün gezegende Ve diğer insanlar ile Daha iyi yaşam hedeflerine ulaşmak için.
E agir com bondade e gentileza com o planeta e com os outros para conseguirmos viver melhor.
Nazik ol, hiç kıpırdamaması gerekiyor.
Sê gentil. Ela deve resistir um pouco.
Geçen hafta çok nazik davrandın.
Tens sido muito simpático esta semana toda.
Bence çok nazik biri.
Acho-o muito simpático.
Lord Hazretleri nazik bir adam.
O Visconde é um homem bondoso.
Nazik bir kadındı.
Ela era gentil.
Nazik olunacak, kötü bir şey yapılmayacak.
Confortável, e conversaremos, como fazíamos antigamente.
Ancak, eğer bana bir konuda yardım edebilirsen sana daha nazik davranabilirim. Ne istersen.
No entanto, poderia estar inclinado a demonstrar alguma bondade se me ajudasses com um pequeno problema.
Keşke şöyle nazik ve iyi birini bulabilsem.
Só quer provar que é homem. Quero alguém querido e simpático.
Çok nazik bir kadın. Oldukça yardım sever.
Ela é uma senhora muito gentil... muito prestativa.
Genç, nazik.
Jovem. Gentil.
Evet, burada, çok nazik bir hanımefendiye benziyor.
Sim, está, e parece-me uma senhora muito simpática.
Daha nazik ve kibar Kızıl Şahin birliği. Ne kadar da tatlı.
São "Falcões Vermelhos" bondosos e gentis.
Pek nazik biri değildir, veya affedici.
Ela não é, propriamente, subtil ou daquelas que perdoa.
Daha kibar ve nazik bir yol var Rachel.
Podias ser mais gentil e benevolente, Rachel.
Bunu en nazik şekilde söylemeye çalışıyorum ama zaten her türlü ölmeyecek misiniz?
Ouça, digo isto da melhor forma possível, mas não vai morrer à mesma?
Hiç nazik değil.
Não é muito educado.
Prag'taki ortaklarım borcunu ödemeyenlere pek nazik davranmaz.
Os meus sócios em Praga não são gentis com pessoas que enganam a quem devem.
Bana o kadar nazik davranan başka bir kadınla tanışmadım.
Nunca conheci uma rapariga que fosse simpática para mim assim.
Nazik bir yaklaşım en etkilisi olabilir ama bunu senin takdirine bırakıyoruz.
Uma aproximação cuidadosa pode ser mais eficaz, mas deixo isso ao seu critério.
Fakat o zaman da seni fazla sevmeyen biriyle tanışırsın nazik ve iyi biri olduğunu düşünmeyen biriyle. Hatta belki de kalbinin derinliklerinde cahil, önyargılı olduğunu düşünen biriyle.
Mas depois... conhecemos alguém de qeu não gosta muito de nós, que acha que não é boa nem meiga, que a acha ignorante e até preconceituosa, o que até talvez seja.
" Ah, uzaktan nazik görünen aşk...
"Ai de mim, aquele amor, tão delicado à vista..."
Nazik doktorumuz magarada falan yasadigimizi sanacak.
A doutora vai pensar que moramos debaixo de um pedra.
Nazik ve yavaşça.
Lentamente.
Muhteşem biri, bize bir sürü şey öğretiyor. Ama çok utangaç olduğu için nazik davranmak gerekiyor.
Ele é incrível, nos ensina várias coisas, mas ele é dolorosamente tímido e precisa ser tratado gentilmente.
Çok nazik ve uslusun.
Você é tão educada e tão bem comportada.
Anna'ya nazik davrandığınız için teşekkürler.
Obrigada por ser gentil com a Anna.
Sen nazik ve sadık bir arkadaşsın.
Você é uma amiga gentil e leal.
Babam büyük, güçlü ve nazik.
O meu pai era alto... forte e gentil.
Bana karşı nazik olun.
Sê gentil comigo. Foste tu quem escreveu o filme?
Menejerime nazik davran.
Sê simpática com o meu agente.
Çok nazik bir teklif Terry, ama...
Amável oferta, Terry, mas...
Ben nazik çiçek değilim.
Não sou uma flor delicada.
Çabuk. Hancımız pek nazik değildi, ama ağır botlar giymiyordu.
O estalajadeiro não era gentil, mas não usava botas pesadas.
Ve artık nazik davranmaya başlamayacaksan, FBI da olsan seni buradan kovarım.
E se não começar a agir gentilmente vou dar um pontapé no rabo do FBI daqui para fora.
Bir adam tanıyordum John Simm adında nazik bir adam.
Uma vez, conheci um sujeito, um sujeito simpático. Chamava-se John Simm.
Hayat pek de nazik davranmadi.
A vida não foi generosa.
Cleveland'in bu yakasındaki en kibar uyuşturucu satıcılarından biriyle tanışmak üzeresin. Şimdi nazik ol.
Seja educada.