English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ N ] / Ncic

Ncic tradutor Português

61 parallel translation
Bak bakalım üzerinde başka ne bulabileceksin sonra da bu numaradan ya da cepten beni ara.
É tudo bom material. Vê o que consegues descobrir mais sobre ele no NCIC e liga-me para este número ou para o meu telemóvel.
Hayır, henüz yok. Ama bunları N.C.I.C. arşivindeki izlerle karşılaştırdım.
Mas comparei as impressões digitais com as da base de dados do NCIC.
Suçlu kayıtlarında bu adamla eşleşen bir foto yok.
O NCIC não tem registo desse homem.
- N.C.I.C.'de denediniz mi?
- Inseriu-a na base de dados do NCIC?
- Kırık boyunlu adamla ilgili rapor.
- Dados do NCIC sobre o do pescoço partido.
NClC'ye bak.
Fala com o NCIC.
NCIC'te de bir şey yok, hiç tutuklanmamış.
Não há nada no NCIC, não foi detido na idade adulta.
Hayır, Brady Bunch Web sitesini.
Do NCIC? Não. De um site da série Brady Bunch.
- Parmak izlerini kontrol ettik.
- Corremos as impressões digitais dela pela NCIC.
Ihh, dişçi kayıtları sişstemde kayıtlı değil.
Uh, os registos dentais foram para o NCIC.
NCIC'de * araba herhangi bir yerde ortaya çıktı mı diye bir araştırma yaptık.
Corremos uma busca no NCIC, para ver se o carro tinha aparecido nalgum sítio, mas sem sorte.
- Sabıkalarını araştırdım.
- Investiguei-os no NCIC.
Miami'de değildi belki. Ama öbür yönetim birimlerinde benzer hareket tarzının görüldüğü vakaları inceler misin? İyilik olarak.
Não necessariamente em Miami, mas podes verificar se no NCIC, existem casos similares em outros países?
NCIC, FBI bilgi bankası ülkede ayna önünde ölen herhangi bir Mary benim için yeterli.
Nesta fase, serve-me qualquer Mary que tenha morrido ao espelho.
NCIC ve Interpol veritabanlarında izini sürmemiz gerek.
Temos de ir às bases de dados da Investigação Criminal e Interpol.
- NCIC veritabanında 1978'te kaybolan evli bir çifti araştırdım.
Procurei na base de dados da NCIC um casal desaparecido em 1978.
- NCIC veritabanı mı?
- A base de dados da NCIC?
NCIC veritabanında diş izlerini karşılaştır. Benim ne yapmamı istiyorsun?
- Insere o registo dentário na base de dados.
N.C.I.C veritabanında, çizimime denk gelen kişiyle ilgili birşeyler duymak isteyen var mı?
Querem saber o que encontrei na base de dados do NCIC?
Blue'yu NCIC kayıtlarında gerçek isim olarak da lakap olarak da aradım.
Verifiquei a ficha do Blue, o nome real e o apelido.
Kaliforniya kimliği, USBM, CDP, Interpol. Burada hiçbir şey yok.
Identificação de chamadas, NCIC, CDP, Interpol, não há nada aqui.
NCIC'ye göre üst kesim bir kara borsa kaçakçısıymış.
De acordo com a NCIC, ele é um traficante de estatuto do mercado negro.
Uluslararası Suç Bilgi Merkezi'ni, resmi ve bölgesel veri tabanlarını araştırdım.
Procurei no NCIC, nas bases de dados locais e do Estado.
Kayıp kişilerle karşılaştırıyoruz fakat fazla bir şey bekleme.
Estamos a passar através do NCIC,... mas não tenhas muitas esperanças.
- Carter FBI suç veri bankasında aratsın.
Diz ao Carter que pesquise no NCIC.
Marcie'ye Mozaik'teki bütün ipuçlarını USM'yle * karşılaştırmasını söylemiştin, hatırladın mı?
Lembras-te que disseste à Marcie para inserir todas as pistas do painel do Mosaico na base de dados do NCIC?
Sisteme girildiği zaman, USM kırmızı alarm vermiş.
Quando entrou no sistema, o NCIC fez soar o alerta.
NCIC ve CODIS'den net bir görüntünün gelmesini daha ne kadar bekleyeceğiz?
Quanto tempo falta para termos imagens com clareza suficiente para as passar pelo NCIC e o CODIS?
- NCIC'den bir ihbar gelmedi.
O NCIC não fez nenhum alerta.
NCIC, kızlar için dosya açtı.
O NCIC abriu um ficheiro sobre as raparigas.
Bulduğunuz parmak izlerini de ekleyip bu resmi HPD'ye, NCIC'ye, FBI'a, Interpol'e havaalanına ve marina güvenliklerine dağıtın.
Apanhem as digitais e passem esta foto para a polícia, NCIC, FBI, Interpol e seguranças do aeroporto e da marina.
Jules, sisteme girip "Tenpence Bryan" ismini aratsana. Bakalım bir şey çıkacak mı.
Jules, entra no NCIC e procura a alcunha Tenpence Bryan, e vê se aparece alguma coisa.
NCIC'de damgaları görsel olarak tarattım.
Fiz uma pesquisa de reconhecimento visual no NCIC para marcas.
Öyleyse saldırgan hâlâ dışarda bir yerde. Gemilerin durduğu yerlerde işlenen suç kayıtlarını Ulusal Suç İstihbarat Servisi ile karşılaştıracağım. - İyi fikir.
- Vou pedir para rastrearem os portos de atracagem, cruzando informações com o NCIC.
Bu, Ulusal Suç İstihbarat Servisi'nden geldi.
Recebi isto do NCIC.
USİS vakaları.
- Os eventos do NCIC.
NCIC'de suç kaydı bulunmuyor.
- Não tem registos criminais.
Ulusal suç bilgi merkezi ve hastanelerin de bilgisi var.
NCIC e os hospitais estão todos online.
Ardından ulusal güvenlik birimine şüpheli olarak adı gidecek.
Depois disso ele vai para o NCIC como suspeito.
NCIC'de tarattın mı?
Viste no NCIC? Vi.
- NCIC ve Interpol'de aratacağım.
No BNP e na Interpol.
- NCIC Ulusal Suçlu Veritabanıdır.
BNP é Base Nacional Penal.
- Neden NCIC veri tabanı eşleşme bulamamış?
Porque é que o Centro de Informações não os detectou?
NCIC'de araştırdık,
Inserimo-lo no NCIC.
Aranan bir suçlu olduğu bildirildi. Temkinli olun.
O NCIC diz que é procurado por crime grave, tenham cuidado.
Sizi tutuklayan memur, ehliyetinizi NCIC'den araştırmış.
O agente que o prendeu submeteu a sua carta de condução à NCIC.
Altı numaranın üçü NCIC kayıp şahıslar veritabanında kayıtlı.
Três deles estão listados no sistema de desaparecidos.
Adamın sarhoş araç kullanmaktan veya.. .. başka herhangi bir suçtan kaydı yok.
Não encontro registos dele na base de dados do NCIC nem do IMTT.
Başka bir yerde adı geçmiş mi diye NCIC ve FBI sisteminde arattım.
Foi repassado ao CICN e ao FBI para ver se é localizado.
Eddie Macklin'in araç bilgisini fiziksel tarifi ile birlikte Ulusal Suç Bilgi Merkezi veritabanına girdim.
Bom dia, coloquei a informação do veículo do Eddie Macklin na base de dados do NCIC com uma descrição física.
Bu numarayı kayıtlarda ve değiş tokuş dükkanlarında araştır.
Procura-o no NCIC e nas lojas de penhores.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]