Ne demek istediğimi anlıyor musun tradutor Português
437 parallel translation
Ne demek istediğimi anlıyor musun Velma?
Entende o que quero dizer?
Bu şekilde halletmenin bir yolu olsa endişeye mahal kalmayacak.Ne demek istediğimi anlıyor musun, Walter?
Se conseguirmos que não se inteire seria muito melhor. Me compreende, Walter?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Vê o que quero dizer?
- Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Percebe o que quero dizer, não percebe, Pai?
Aslında senin babana ihtiyacın var. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Na verdade, você precisa dele.
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Estás a ver o que digo?
- Ne demek istediğimi anlıyor musun?
- Entende o que eu quero dizer?
- Ne demek istediğimi anlıyor musun?
- Sabe o quero dizer? - Sei o que quer dizer.
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Estás a ver? Não sou muito esperta.
Çalgıları, vurmalı çalgılardı, ne demek istediğimi anlıyor musun?
Eram instrumentos de percussäo, percebe?
Ne demek istediğimi anlıyor musun, bebek?
Entende o que eu digo?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Percebes o que estou a dizer?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Entendes o que quero dizer?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Vês o que quero dizer?
- Ne demek istediğimi anlıyor musun?
- Sabes o que quero dizer?
Sen, Duran Duran'ı bulmak istiyorsun. Ben ise Kraliçeyi yakalamak istiyorum. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Tu queres saber onde está o Duran Duran, e eu quero capturar a Rainha Negra.
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Percebe o que eu quero dizer?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
- Sabes porquê.
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Você sabe o que quero dizer?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Percebe o que quero dizer?
Yani, şimdi ne demek istediğimi anlıyor musun?
Percebe agora o que quero dizer?
Ben lamba iki tarafıda mutlu eder diye düşündüm. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Penso que um candeeiro está sempre bem, percebes?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Estás-me a entender?
- Ne demek istediğimi anlıyor musun?
- Percebes o que quero dizer?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
É uma sensação nova.
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Percebes o que quero dizer?
Bütün gece burada kalamayız. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Não vamos ficar aqui a noite inteira.
Beni işe alacak çok fazla yer bilmiyorum. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Não sei se irão contratar-me em muitos sítios, entendes?
Ne demek istediğimi anlıyor musun Michael?
Percebes o que te digo, Michael?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Percebes o que eu quero dizer?
Sürekli değişen devasa motifler gibi. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
São como grandiosos padrões que vão mudando.
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Sim, sabes o que quero dizer?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Percebes?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Entendes?
- Ne demek istediğimi anlıyor musun?
- Sabe o que quero dizer?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Entende o que quero dizer?
Arka kapıdan çıkardım. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Sairia pelas traseiras.
Ne demek istediğimi anlıyor musun? İşte, imzala.
Assine aqui.
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Ele é como um rei no exílio.
Bu gizli bir operasyon olmalı. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
É suposto sermos clandestinos.
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Vês o que eu quero dizer?
Benim ne demek istediğimi anlıyor musun?
Compreendes?
Halberstadt'da kalamadım. Hep sabah saat üçteydi. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Não podia ficar em Halbestadt, lá são sempre 3h da manhã, percebes?
Evet şey, benim kadar uzun süre bu tür şeyler yaptığında bu bir tür alışkanlık haline geliyor, ne demek istediğimi anlıyor musun?
Sim, bem, se tu tivesses feito este tipo de coisas há tanto tempo como eu isso torna-se quase uma segunda natureza. Entendes-me?
Haftada bir kez çay isterim. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Ao menos uma vez por semana, gostaria dum chá, percebe?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Entendes o que digo?
Tibet yemeklerine düşkün olan benim gibi, en iyi şekilde aç bir aslan avlanır ne demek istediğimi anlıyor musun?
Amável como estou do cozinhado tibetano,... um leão faminto caça melhor, entendes o que quero dizer?
Gençlerin kalmasını sağlayacağım, ama programı anlamalılar... ne demek istediğimi anlıyor musun?
Vou deixar os rapazes ficar,... mas melhor que eles se mantenham no programa... Entendes o que quero dizer?
Beni yarının menüsüne sokacaklardı. - Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Ontem, ele e o chefe quiseram transformar-me em passador.
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Ok, está feito.
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Estás a ver o que quero dizer?