Nemli tradutor Português
603 parallel translation
Zette, aynayı nemli bezle sil ve elbisemi hazırla.
Zette, passa um pano húmido pelo meu espelho e prepara o meu vestido.
Kabin cok nemli.
A cabina é húmida.
Hem hava da soğuk ve nemli olur.
Além disso, estará desagradável, e frio, e húmido.
Orada, o nemli ekvator ikliminde bizim gibi beş altı bin adam ormanın derinliklerinde ağır orman altı bitkileriyle boğuşuyor.
Têm um tórrido clima equatorial, e 5 ou 6 mil homens como nós. Lutando contra um fardo pesado, nas profundezas da selva.
Banklarda oturmak için fazla nemli bir gece.
Está uma noite húmida para estar sentada em bancos.
Boya işi için oldukça nemli, Art. Lastiklerini tamir etmeye vaktin var.
Está húmido demais para pintar, tens tempo para o pneu.
- Nemli kestane ağaçları kokusu.
- São os castanheiros molhados.
Orası soğuk ve nemli değil mi?
Está frio e humidade aí?
Burası çok nemli.
É muito húmido, lá dentro.
Sana nemli bir bez getireyim, tatlım.
Deixe-me trazê-la um lenço úmido, querida.
Bu mahzenler çok eski, çok nemli, Nevers'deki bu mahzenler... diyordun ki...
Dizias que as caves de Nevers são frias e húmidas?
Nemli ama yıldızlı bir gece.
A noite é húmida e estrelada.
Bir mezar gibi soğuk ve nemli olur.
Ficava frio e húmido, como uma tumba.
Dördü, nemli ve verimli bir çukurun dibinde..... sislerin arasında gizlenmiş gölün çevresinde bir yürüyüş yaptılar.
Fizeram os quatro um passeio a pé à volta de um lago, escondido pela bruma ao fundo de um pequeno vale húmido e escorregadio.
Ve nemli.
E húmido.
Nemli bir gecenin havasından zehirlenmek istemiyorum.
Não quero ser envenenado pelo ar húmido da noite!
Bak yatak bile nemli.
Vê? Até o futon está húmido.
Evet kum nemli olur ve daha ele gelir.
Sim, a areia está húmida. É mais fácil.
Orda dillerin ışıldamasını ve etin nemli... çiçeğinin açılışını göreceksin.
Aí verás brotar o relâmpago das línguas, e flores vermelhas abrirem-se na carne.
Kalın dudakları, çirkin vücudu, nemli ve yakaran bakışlarıyla onu itici buluyorsun.
Tu achas que ele é repugnante com a boca grossa e o corpo feio. Os olhos molhados e imploradores.
Kalın dudakları, çirkin vücudu, nemli ve yakaran bakışlarıyla onu itici buluyorsun.
Achas que ele é repugnante com a boca grossa e o corpo feio. Os olhos molhados e imploradores.
Minik örümcek ağından dizgini. koşumları ayışığının nemli ışıltısından.
As rédeas, de fina teia de aranha e os arreios, de húmidos raios de luar.
Cezaevleriniz nemli ve ısınma tesisleriniz tamamıyla yetersiz.
As suas prisões são muito húmidas e o aquecimento totalmente desadequado.
Akşam havası sisli ve nemli olur, ayrıca buranın şafakları sakindir.
O ar humedece à tardinha, e as auroras nascem tranquilas.
Ne kadar sarhos olursa olsun, nemli bir nehir yatagnda bogulmas olanaksz.
Ele não se afogava num leito de rio húmido, por mais bêbedo que estivesse.
Bak... Hapisten yeni çıktım. Soğuk ve nemli bir hücrede 10 yıl geçirdim yıllardır adet görmedim.
Sabe... acabei de sair da prisão - passei 10 anos numa cela fria e húmida Há anos que não tenho menstruação.
Hava o kadar isli ve nemli ki kıyafetlerimiz... akşama ikinci ellik olacak.
O ar é tão poluído e úmido, que depois disso nossas roupas... estarão prontas para atirar ao lixo.
Nemli yerleri çok sever.
Buscará a umidade
- Yalnïz nemli havada.
- Apenas no tempo húmido.
Nemli kalmasi için, arada bir islat.
Näo te esqueças de deitar água de vez em quando e mantê-las húmidas.
Bu hafta genelde nemli oldu, gerçekten... ama normalde bayağı şımarmıştık... burada İngiliz Riviera'sında.
Por acaso esta semana o tempo tem estado húmido mas costuma estar bom tempo na Riviera inglesa.
burada Saygon'da hava 28 derece ve gerçekten de çok nemli.
Estão à volta de 20 graus em Saigão, está também muito húmido.
Nemli hava betonu çürütüyor.
A humidade do ar ataca o cimento.
Bugün kütüphaneden geriye kalan sadece, bu nemli ve unutulmus kiler.
Dessa lendária biblioteca, isto é tudo o que resta, uma cave húmida e esquecida.
Çok iyi bir an olmalı, sakin, nemli, mahrem, banyo!
Um bom momento : enquanto estiverem no banho. Calma, humidade, intimidade...
Şimdi nemli şeylerinizi değişin.
Mudem a roupa molhada,
Bilimin kendisiyle olmasa da yapışkan ve nemli şeylerle ilgilenirdim.
Eu não sei se me interessava assim tanto a ciência mas interessava-me bastante o muco que a acompanha. Cobras e sapos.
İnsan beyninin ne kadar nemli ve yapışkan olduğunu görünce hayatta ne yapmak istediğimi anladım.
Quando eu vi o quão mucoso era o cérebro humano, eu... Eu soube que era isso o que eu queria fazer para o resto da minha vida.
Görünüşe göre bayağı yağmur yağacak. Nemli hava inatçı. Ne dersin?
Parece que vamos ter alguma chuva se este tempo húmido persistir.
- Burası çok nemli!
- Mas está muito humido aqui!
- Hey, burası çok nemli, dostum.
- Há muita humidade.
Nemli bir koridorda, yanmış deri gibi bir koku.
O corredor húmido, cheira a cabedal queimado.
Burada diyorki Su gezegeni yüzeyi çok fazla nemli... bu da devamlı bulut dolaşımlarını oluşturuyormuş... ve de yağmur yağmasına.
Diz aqui que o planeta de água tem tanta humidade... na sua superfície que está sempre a criar ciclos de nuvens... e chuva.
Her yerde, yağ, ter ve nemli kıyafetlerin acı pis kokusunu koklarsın.
Todo o dia, a mesma rotina, estando ou não na vigília. Por todo o lado há cheiro de óleo, suor e roupa molhada.
Duyduğuma göre nemli ve sıcakmış da. Hem de çok.
Ouvi dizer que também é húmido e quente.
Hava çok soğuk ve nemli.
É o maldito frio e a humidade...
İngiliz kırlarının tatlılığı... nemli çalılıkların arasında kuşların şarkı söylediği yerler.
A doçura do campo inglês..... de húmidas árvores com pássaros a cantar no seu interior.
Nemli ve boğucu.
Sente-se pegajoso e podre.
Keyifsiz, nemli ve insanları da işten kaytarıyor.
Vou sempre para Roma contra a vontade.
Karanlık, nemli ve berbat zindana.
Sem luz, húmida e terrível.
Beş kasa kuru, iki kasa da hafif nemli fişeğimiz var.
Verificando, temos cinco caixas secas e duas caixas húmidas de munições.