English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ N ] / Neto

Neto tradutor Português

2,090 parallel translation
Torunumla beraberim.
Estou com o meu neto.
Bir tane torunum var.
Eu tenho um neto.
Tanrım, gece 03 : 00'e kadar ayaktaydım torunum için jöle yapıyordum.
Preciso de cafeína. Meu Deus, estive acordada até às 3h da manhã, a fazer gelatina para o meu neto.
Torunum nasıl?
Como está o meu neto?
Eğer kimin aradığını söylemezsen, bir daha asla torununu göremezsin.
Se não me disser a quem é que ele telefonou, não volta a ver o seu neto.
Torununu bir daha göremeyeceksin.
Não voltarás a ver o teu neto.
Bunlar torunumun en sevdikleri.
São os preferidos do meu neto.
Tobin tüm parasını ailesine, Marilyn Joe, Carol ve torununa pay etmiş.
O Tobin deixou todo o dinheiro em fundos para a família. Marilyn, Joe, Carol e o neto.
Torun sahibi olmak büyük bir olay tabii.
É um grande passo, ter um neto.
Torunun için bırak bari.
Faça-o pelo seu neto.
Torununun istikbali buna bağlı.
O futuro do neto depende disso.
Torununu tek başına büyüten bir büyükanne yalvarıyor kadın kadına.
As súplicas duma pobre velhota, a criar o neto sozinha...
Her şeyi unutturup zihnimi dağıtabilecek bir torunum olsa her şey daha farklı olabilirdi ama...
Poderia fazer a diferença se eu tivesse um neto... que pudesse tirar o meu pensamento de tudo o resto, mas...
Evet. Bunu torunuma söylemeliyim.
Tenho de avisar o meu neto.
Torununa söyle. Torununun arkadaşlarına da söyle.
Avise o seu neto e os amigos dele.
O Adela'nın torunuydu, Ray.
Era o neto da Adela.
Torununuz başına gelenler çok üzücü, Neralvil kardeş ama yani, bu olay kiliseyi neden ilgilendiriyor anlamadım.
É uma pena isso do seu neto, Irmã Neralvil, mas... Não percebo como é que essa é uma preocupação da igreja.
O benim torunum. Ona iyi bakarız.
É meu neto, devemos cuidar dele.
Şimdiyse torunum sakat.
Agora o meu neto está aleijado.
Karısı, gelini, torunu ki hepsinin geçimleriyle ilgilenip, himaye ediyor.
a esposa, a nora, o neto... Ele é o único meio de subsistência deles.
Karın, öz kızım benden nefret ediyor ve torunumu hiç görmedim bile.
A tua mulher, a minha própria filha, odeia-me. E nunca conheci o meu neto.
Torununu görmek için sabırsızlanıyordur.
Ela mal pode esperar para conhecer o neto.
Torunum.
O meu neto.
Gidip belediye başkanının torununu tutuklaman gerekiyor muydu?
Porque é que foste prender o neto da Presidente da Câmara?
Lütfen bardağımı da getir, Levon. Torunumu da bulup yanıma gelmesini söyle.
Levon, traz-me a porcelana fina da minha mãe e descobre o meu neto e ele que reconsidere.
Fatih William'ın torunu tabii ki bir piçten önce söz alacak!
O neto de Guilherme, o Conquistador tem precedência sobre um bastardo.
Torunumun şerefine, II.
Ao meu neto!
Bir torunum olduğunu duydum.
Ouvi dizer que tenho um neto?
Torunumun babasına ihtiyacı var.
O meu neto precisa do pai.
Torunun hikayesiyle örtüşüyor.
O que é consistente com a história do neto.
Torunun ne gördüğünü kim biliyo?
Quem sabe o que o neto viu?
Onunla kan bağı olmayanlar kurtulmuş. Yani torunu gayri meşru olabilir.
E qualquer pessoa não familiar dela sobreviveu, assim como o único neto que acho que pode ser ilegítimo.
Ben, sizin torununuzum.
E, eu sou vosso neto.
Daha senin yanına taşınmak konusunda kararsızken kızını ve.. ve torununu düşünemiyorum bile.
Eu mal estava preparada para viver contigo, quanto mais com a tua filha e... o teu neto.
İrlandalı torunumu kaçırmış.
O irlandês levou o meu neto.
Stahl yalan söyleyip suçu Gemma'ya atınca, Cameron Sack'i öldürüp torunumu kaçırdı.
O Cameron matou o novato, levou o meu neto, porque a Stahl mentiu, e tramou a Gemma.
Torunumun kılına bir zarar gelirse en ufak bir zarar gelirse, yeminle o sıska kıçına bir tüfek namlusu sokar ve kara kalbini havaya uçururum.
Se acontecer alguma coisa ao meu neto, qualquer coisa, prometo-te... Que vou enfiar-te o cano da arma nesse cu de ossos e vou estourar e tirar-te esse coração negro.
Sırf senin aşağılık kardeşin hayatıyla kumar oynadığı için ben de torunumu özlüyorum.
E o meu neto está desaparecido, porque o idiota do seu irmão está a brincar com a vida dele.
Eğer üç kafalı bir torun istemiyorsak görünüşe bakılırsa aile mazimizi paylaşmak durumunda kalacağız.
Bem... Se não queremos um neto com três cabeças parece que vamos ter de partilhar a história da família.
Evlâdını korumak için elimden bir şey gelmedi ama torununu korumak için bir şey yapabilirim.
Nada pude fazer para salvar o filho mas posso fazer algo para salvar o neto.
Şimdi bana torunumun nerede olduğunu söyleyeceksin, yoksa bu bebeği ikiye bölerim.
Agora, vai-nos dizer onde está o nosso neto, ou juro que cortarei esta criança a meio.
Torunum nerede?
Onde está o meu neto?
Bu dostluğun temelindeki adamın torununu kaçırdın.
Raptaste o neto do homem responsável por essa associação.
Peki ailemi ne zaman göreceğim? Torunumu?
E quando vejo a minha família, o meu neto?
Torununun burada olduğunu bilsin.
Diz-lhe que o neto está aqui.
Cammy Hayes, torununu kaçırdı.
Cammy Hayes levou o seu neto.
Torunumu görürüm diyordum.
Pensava que ia ver o meu neto.
Torunumun nerede olduğunu öğrenince sakinleşeceğim!
Fico calma quando souber onde está o meu neto!
- Torununla ilgili gelişme var mı?
Há novidades do teu neto?
Torunun nerede, Gemma?
Onde está o teu neto, Gemma?
- Ayrıca Fatih William'ın torunusun.
Neto de Guilherme, o Conquistador.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]