Neve tradutor Português
5,975 parallel translation
Eğer Pamuk Prenses'i öldürmüş olsaydım bu dünyada olamazdım.
Se eu tivesse matado a Branca de Neve, não estaria aqui neste mundo.
Beni bu kar küresinden çıkarabilir misiniz?
Podem tirar-me deste globo de neve?
Kar, buz olabilir.
Poderia ser neve, gelo.
- Frozen'daki kardan adama benziyordu. Ortaya hedef al.
Era parecida com o boneco de neve do Frozen.
Adalet istiyorum. Eğer içinizden birinin haydut Pamuk Prenses'e yardım ettiğini öğrenirsem o kişi cezalandırılacaktır, tatlım.
Se descobrir, que alguém desta aldeia ajudou a bandida Branca de Neve, vai sofrer muito.
İşte Pamuk Prenses'e yardım edenlere neler olacağını görün.
É isto que acontece a quem ajuda a Branca de Neve.
Ne yaptık ki? Haydut Pamuk Prenses'ti.
- Aquele bandido era a Branca de Neve.
- Pamuk Prenses ve Yakışıklı Prens.
Quem são? A Branca de Neve e o Príncipe Encantado.
Prensese takacağı yüzük Pamuk tarafından çalınacağı için normalde bu evlilik gerçekleşmeyecekti.
O casamento não deve acontecer, porque o anel que ele ia dar-lhe é roubado pela Neve.
Pamuk'un o yüzüğü çalmasını sağlamalıyız ki hikayeyi doğru gidişatına sokabilelim. Şanslısınız.
Temos de arranjar maneira da Neve roubar o anel, para restaurar a sua história.
Yani tek yapmamız gereken Pamuk'u oraya getirmek. Nasıl?
Só temos de levar lá a Neve.
Pamuk Prenses...
Branca de Neve.
Pamuk içeri sızarken zorluk yaşamayacaktır.
A Neve não deve ter problemas em esgueirar-se lá dentro.
Şimdi gidin ve Pamuk Prenses'in yüzüğü almasını sağlamak için elinizden geleni yapın.
Agora vão e... façam todos os possíveis para assegurarem-se que a Branca de Neve obtenha o anel.
Lordum, Pamuk Prenses kalede görüldü.
- Senhor, a Branca de Neve está no Castelo.
Haydut Pamuk Prenses burada mı?
- A Branca de Neve? Aqui?
Bunu Pamuk'a götürmeliyiz. Git sen.
- Tens de o levar à Neve.
Pamuk Prenses geceyi erken terk etmiş olabilir ama senin gecen daha yeni başlıyor.
A Branca de Neve pode ter deixado a festa mais cedo, mas... suspeito que a noite ainda agora começou.
Eskimo evi yaparsın bununla.
Dá para construir uma casa de neve com isso.
- Neve Campbell ile çıkmak istiyorum böylece ona güzel Stew. yahnimden bir kepçe tattırabilirim. - Ne?
Quero ter um encontro com a Neve Campbell para lhe conseguir dar uma bela colherada do Stew.
Ondan sonrası, çığ gibi büyüdü.
Depois disso... foi como uma bola de neve.
Bir zamanlar genç bir kız yaşarmış, Saçları gece kadar kara Teni kar gibi beyazmış.
Once Upon a Time, vivia uma donzela, cabelos negros como a noite Pele branca como a neve.
Orada ne yobaz var nede kar.
Nao puritanos la e sem neve.
Olivia, bizi esir tutulduğun mağaraya geri götürebilir misin? Hayır. Hatırlayabildiğim, karlı kaplı ovalar ve köknar ağaçlarından oluşan bir koru.
Olívia, achas que podias guiar-nos de volta à caverna? Só me lembro de um prado rodeado de abetos, abraçado por uma curva de neve.
Şartlar tam uyuyor, kar falan...
As condições são fantásticas, esta neve toda...
Karın katlanarak büyüdüğünü gördük.
Vemos a neve a começar a cair.
Bir şeylerin ters gittiğini fark edene kadar çünkü kardan duvar doğruca bize geliyordu.
Até nos apercebermos que algo estava mal... porque esta parede de neve está a dirigir-se... diretamente a nós.
Kardan duvar 50 metre yükseklikte 100 metre de genişlikte hızla geliyordu.
A parede de neve tem para aí 50 metros de altura e 100 metros de largura. E está a mover-se muito rapidamente...
Bir çığ durumunda, karın altından çıkmak oldukça zordur.
Numa avalanche, é muito difícil sair debaixo da neve...
Kar eridi ama New Yorkluların kalbi hâlâ sert.
A neve derrete, mas o coração dos nova-iorquinos, não.
Adama kar küresiyle vurduğunu söyledin, değil mi?
Disseste que lhe acertaste com um globo de neve. Não foi?
Babanızın uçağı kara çakılı kalmıştı ve beni ankesörlü bir telefondan arayıp şöyle demişti :
O avião do vosso pai estava preso na neve e ligou-me de uma cabine telefónica e disse,
Başlarda eğlenceliydi çünkü oradakilerin çoğu ilk kez kar görüyordu ama ocak ayı gelip çattığında herkesin soğuktan götü titriyordu.
Ao início foi divertido, porque a maioria do pessoal nunca tinha visto neve antes, mas... a chegar a Janeiro, já se borravam todos nas calças do frio que estava.
Atlı yolcu kızağında sürüşler. Gece vakti kara karşı uçma.
Passeios em trenós puxados por cavalos, a voar pela neve à meia-noite.
Ben çocukken babam, ben ilk kar gördüğümde elime bir tüfek tutuşturdu ve ak kuyruklu geyik vurmam için beni ormana gönderdi.
Quando eu era criança, o meu pai, ao cair a primeira neve, colocou uma "Winchester" na minha mão, e levou-me para o bosque para caçar um veado.
Çöle düşmüş bir kar tanesi gibi.
Como neve no deserto.
Kar Kraliçesi siniri tamamen bozmuS.
A Rainha da Neve... fez algo à fronteira.
Tabii Kar Kraliçesi baSarili olsaydi hersey çok daha basit olacakti. Evet.
Se a Rainha da Neve tivesse tido sucesso... tudo seria muito mais simples.
Kar Kraliçesi'ni Arandelle'den buraya o getirdi. Bu da onun sihrinin bu dünyayla onun dünyasi arasinda hareket edebilecek kadar güçlü oldugu anlamina gelir.
Trouxe a Rainha da Neve de Arendelle para este mundo, o que significa que a sua magia é forte o suficiente para se deslocar entre esse mundo e o nosso.
Ama Kar Kraliçesi kasaba sinirini büyülemiS.
Mas a Rainha da Neve lançou um feitiço na fronteira da cidade.
O portalin Kar Kraliçesi'ni buraya nasil getirdiginden bahsetti.
Sobre como trouxe a... Rainha da Neve até cá.
Diyorlar ki Pamuk Prenses'e benziyormuşsun.
Estão a dizer que pareces a Branca de Neve.
Sense sadece evin içine kar yağdığını sanıp deli gibi termostata bağırıyorsun.
Não, estás a alucinar com neve e a gritar com o termóstato como um louco.
Karlı harikalar diyarının görmeden önce kusmuk diyarını görebilirsin.
És capaz de ver neve artificial antes de veres neve a sério.
Tyler sürprizlerle dolu. Kar için başka bir kelime bildiğini bile bilmiyordum.
O Tyler é cheio de surpresas, não sabia que ele tinha outra palavra para neve.
Birini bekliyorum. Taze kar değil ama her kar iyidir, değil mi?
A neve já não é nova, mas qualquer neve serve!
Yardım et. Kar maceram çoktan erimeye başlamıştı.
A minha aventura na neve, estava a ser um desastre.
Kar, içki ve muhteşem kadınlar olduğu sürece ben mutluyum.
Desde que haja neve, aguardente e mulheres bonitas, eu fico feliz.
Fırtına yaklaşıyor. Kar, sert rüzgarlar yani sıkı giyin de gidelim Hamiltopuk.
Vem aí uma tempestade, neve e ventos fortes, por isso, equipa-te, Hamiltretas e vamos ao trabalho.
Sen Pamuk Prenses'sin.
Você é a Branca de Neve!
Pamuk Prenses!
É a Branca de Neve!