Nicodemus tradutor Português
58 parallel translation
Ben de seninle geleceğim Nicodemus.
Irei contigo, Nicodemo.
Nicodemus dostum, burada bizimle olman ne güzel.
Nicodemo, é bom que estejas aqui.
Hızlı hareket etmemiz gerekiyordu Nicodemus.
Tivemos que agir rapidamente.
Fakat yanıbaşınızda, bağırsanız duyulacak mesafedeki Kudüs'te bulunan dostunuz Nicodemus'a gelince vakit yoktu.
Sr. Annas, que vive mais longe... mas não houve tempo para Nicodemo, que vive logo ali... em Jerusalém, a um passo deste lugar?
Bu adam Tanrılara hakaret ettiği için suçlu Lord Nicodemus.
Este homem é culpado de blasfêmia, senhor Nicodemo!
Nicodemus'u sor.
Pergunte pelo Nicodemus.
Nicodemus?
Nicodemus?
Bu Nicodemus'u bulmalıyım! Çiftçi traktörü onarmadan hemde!
Eu tenho que encontrar o Nicodemus... antes que o fazendeiro conserte o tractor!
Nicodemus'u görmeyi umuyordum.
Aconselharam-me a vir ver Nicodemus.
Siz Nicodemus musunuz?
Você é Nicodemus?
Nicodemusu görmem lazım!
Mas eu preciso ver Nicodemus!
Baykuş Nicodemusu görmem gerektiğini söyledi!
O Corujão disse-me para ver o Nicodemus!
Evet, ve bana Nicodemusu bulmamı söyledi.
Sim, e ele disse que deveria perguntar pelo Nicodemus.
Ee, evet, Nicodemusu tanıyorum.
Ah, sim, eu conheço o Nicodemus.
Lütfen... benim Nicodemusu görmemi sağlarmısınız?
Por favor... você poderia levar-me ao Nicodemus?
Bu sefer alenen Nicodemusa saldırıyor.
Está a atacar o Nicodemus abertamente.
Nicodemus bize koloniyi yok ettirecek Bizi yanlızca vahşi açlığa sürükleyecek!
Nicodemus levar-nos-ia a destruir esta colónia só para nos conduzir à fome nalguma região selvagem!
- Toplantı bitince yaklaşacağız Nicodemus.
- Iremos ter com o Nicodemus quando a reunião acabar.
Bilemiyorum Nicodemus bu çocukta ne görüyor..
Eu não sei o que Nicodemus vê naquele rapaz...
Nicodemus
Nicodemus!
Nicodemus ile imkansız başka ne durdurabilir bizi?
Com o Nicodemus fora do caminho o que nos impede de tomar o poder?
Jenner, Nicodemus'u öldüremezsin!
Jenner, não podes matar o Nicodemus!
Nicodemus'tan kurtuldukmu, Plan da ölür.
Uma vez livre do Nicodemus, o Plano morre.
Nicodemus, bu iş ona göre değil!
Nicodemus, isto não é trabalho para ela!
Nicodemus çok güzel birliktelik sağlıyor...
Nicodemus está a cooperar na perfeição...
Nicodemus... oh hayır!
Nicodemus... oh não!
Bir gün Thorn Vadisine seyahat edeceğiz aynı Nicodemus'un istediği gibi... fakat şimdi değil.
Um dia viajaremos para Thorn Valley tal como Nicodemus queria... mas não agora.
Nicodemus ise... öldü.
Nicodemus está... morto.
Nicodemus'u sen öldürdün.
Matas-te o Nicodemus.
Nicodemus'un paslanmış çivisi üzerine yemin ederim!
Juro-o pela supuração da madeixa de Nicodemus!
Nicodemus!
Nicodemus!
Adı Nicodemus.
É a Nicodemus.
Nicodemus Günlüğü.
O Diário da Nicodemus
Nicodemus Günlüğü.
Diário da Nicodemus.
Köylüler buna Nicodemus diyorlarmış.
Chamavam-lhe Nicodemus.
Yani Nicodemus'u geri getiren Hamilton.
Acham que ressuscitou a Nicodemus.
Nicodemus Günlüğü'nü Doktor Hamilton almamış.
Não foi o Dr. Hamilton quem requisitou o livro.
Nicodemus çiçeğiyle bir alakası var mı?
Tem a ver com a flor Nicodemus?
Ahırda Nicodemus çiçeğini buldum.
Encontrei a flor no celeiro.
Nicodemus adında Musevi bir lider vardı ve Pharisees Partisine aitti.
Havia um líder Judeu chamado Nicodemus... que pertencia aos Fariseus.
Daha önce İsa'yı görmeye giden din adamlarından biri Nicodemus'du.
Um dos Fariseus ali era Nicodemus, o homem que tinha ido ver Jesus antes.
Nicodemus, gece İsa'ya giden Joseph'le gitti 100 çeşit baharatla sardılar ve mis ve aloeyle karıştırdılar.
Nicodemus, que tinha ido ver Jesus de noite... foi com José... levando com ele 100 libras de especiarias... uma mistura de myrrh e aloé.
Nicodemus!
Nicodemo!
Nicodemus.
Nicodemo.
Kötü Nicodemus!
Nicodemo mau!
Nicodemus, Malchus ile git.
Nicodemo, vai com o Malco.
Ben Nicodemus.
Sou o Nicodemo.
Peki, Nicodemus, yaptı mı?
Então, Nicodemos? Cumpriu?
Evet, Nicodemus.
Sim, Nicodemo.
Ben Nicodemus, ve bu da Aramatyalı Yusuf.
Eu sou Nicodemo, e este é José de Arimateia.
Senin gibi düşünenler ise buradalar. Bu adamı Tanrılara hakaretten yargılıyoruz Lord Nicodemus.
Estamos julgando este homem por blasfêmia.