English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ N ] / Nihai

Nihai tradutor Português

770 parallel translation
Yoldaşlar, nihai kararı verecek durumda değilim.
Camaradas, não estou em posição de fazer julgamentos.
Nihai bir eylemde bulunmaya karar vermesine ve uygun tıbbi tavsiye altında bunu gerçekleştirmesine memnun oldum.
Estou feliz, contudo, que ele se tenha decidido ao fim para um modo de agir e que tenha agido seguindo um conselho médico recomendado.
Demosthenes açıkça söylüyor ki Chaeronea savaşı, Yunanistan'ın efendisinin kim olacağının nihai olarak belirleneceği savaştır.
Demóstenes declara abertamente... que a batalha de Queronéia decidirá de uma vez por todas... quem reinará na Grécia.
Yalnızca bulmacadaki eksik parçalar eklenince... nihai resmin kendi tahminindeki gibi olup olmadığını anlayabilecekti.
Só a adição dos fragmentos em falta do "puzzle"... revelariam se a imagem seria como ele tinha imaginado que seria.
Nihai küçüklük noktasına kadar mı?
O infinitesimal?
Ne kadar da yakın. Nihai küçükle nihayetsizlik birbirine ne kadar yakın.
Tão perto, o infinitesimal e o infinito.
Eğer bizi yenerse, Roma'nın kurtarıcısı olacak... ve böylece senatoya karşı nihai zaferi kazanacak.
Se ele nos vencer, torna-se o salvador de Roma... e depois é a vitória final, no senado.
Ancak nihai karar için yetkiye ihtiyacım var.
Mas precisaria de uma autorização para uma decisão importante destas.
Arabistan'la ilgili nihai amaçları önemli.
Refiro-me às intenções em relação à Arábia.
Nihai zaferi hakettiler.
Eles merecem a vitória final.
Nihai karar tabii ki, Lord Antony'nin olacak.
A decisão final será, claro, de Lorde António.
Peki, hangi nihai kararı vermeme karar verdin?
Que decisão final decidiste que devo tomar?
Nihai firar :
A derradeira deserção :
- Henüz nihai kararımı vermedim... ama yıllardır listesini tuttuğum isimler arasından seçeceğim.
Ainda não fiz a minha escolha final... mas são de uma lista de nomes que reuni ao longo de muitos anos.
Yaklaşık bir yıldır önde gelen Batılı liderlerin arasında dolaşan rivayete göre Sovyetler Birliği "nihai" bir silahı geliştiriyor.
Durante um ano, circularam boatos entre os líderes ocidentais que a União Soviética trabalhava na "arma por excelência".
" Nihai karar!
" Nem remotamente parecida!
Nihai bir evet ya da hayır.
Um último sim ou não.
Ne için nihai bir evet ya da hayır?
Um último sim ou não por quê?
Ajanlarıma göre, gemiyle Mısır'dan çıkartılmış nihai olarak nakde çevrileceği bir Akdeniz limanına doğru yol alıyor.
De acordo com os meus agentes deixou Cairo de navio e se dirige para um porto no Mediterrâneo onde a troca final por dinheiro será feita.
Nihai bir hüküm vermeden önce öğrenmeniz gereken çok şey var.
Tem de saber tanta coisa, antes de fazer um julgamento.
Söyle, nihai bir seçim yapman gerekse kim daha önemli olurdu sen mi, ben mi?
Me diga, quando da escolha final, quem é mais importante? Você ou eu?
Nihai silah.
A arma suprema!
yani bir Sosyalist Devrim ile nihai aşamasında olan sömürgeci emperyalist bir sistem arasındaki çelişkiyi göz ardı ederken az gelişmişliğin dilsel kıtasından kaçmaya çalışmak ve çağımızın en büyük çelişkisinin Kuzey Amerika emperyalizmi ile az gelişmiş ülkeler arasındaki çelişki olduğunu düşünmek yararsızdır.
e as formas e as relaçôes de produçâo do capitalismo. Isto é, entre a revoluçâo socialista e o sistema capitalista, na sua última face, a imperialista. Por exemplo, fala entre outras coisas da contradição fundamental entre o proletariado e o capitalismo.
Bu ünite nihai başarı.
Esta unidade é o derradeiro avanço.
Nihai amacın nedenleri için veri yetersiz.
Dados insuficientes para a determinação da finalidade.
Nihai fethi ben gerçekleştireceğim.
Farei a derradeira conquista!
Sicilya istilası'nın nihai planları Cezayir'de küçük bir tuvalette hazırlandı.
- O quê? Que os planos para a invasão da Sicília tenham sido delineados nuns lavabos argelinos.
Deniz Bakanlığı bunu nihai denizcilik silahı olarak görüyor.
O almirantado considera isto a derradeira arma naval.
İmparator'un savaş ve barış arasında nihai bir kararın verileceği bir tarihi kabul etmesine... inanmak oldukça güç.
É difícil acreditar que o lmperador concordou em marcar um prazo para a decisão final entre a guerra e a paz.
Büyükelçiler Nomura ve Kurusu, hükumetlerinden Japonya ile Amerika arasındaki görüşmeleri askıya alacak nihai tarihin uzatılmasını istediler.
Os Embaixadores Nomura e Kurusu pediram ao Governo do Japão para alargar o prazo da suspensão das negociações entre o Japão e a América.
Nihai program onayınızı bekliyor.
Os detalhes finais dependem da sua aprovação.
Bu önemli ve nihai parçayı elde etmem tam 3 yılımı aldı.
I levou três anos para atingir esta grande e última conclusão.
Bu sabah, Berlin'deki Britanya büyükelçimiz ; Alman birliklerinin saat 11'e kadar Polonya topraklarından çekilmesi ve aksi durumda Britanya'nın savaş ilan edeceğine dair nihai ültimatomu Alman hükümetine iletmiştir.
Esta manhã, o embaixador da Grã-Bretanha em Berlim entregou um ultimato ao governo alemão, anunciando que se não nos fosse comunicado, até às onze horas, que a Alemanha retiraria de imediato as suas tropas da Polônia, entraríamos em guerra com aquele país.
Varşova'ya nihai saldırı 23 Eylül'de başladı.
O último bombardeio de Varsóvia começou em 23 de Setembro.
Dünyanın nihai kaderine ait bilgiler yasaklanmış şehirdeki arşivlerde bazı kasetlerde kayıtlı.
O saber do destino último da Terra, registado em fitas na cidade proibida.
Nihai seçimde hemfikir olmanıza sevindim.
Ainda bem que concorda com a escolha final.
Çalıntı mal suçlamasının nihai kararını duymak için New Hampshire'da federal mahkemeye çıkmak dışında istemediğin bir şey yapmak zorunda değilsin.
Não precisas de fazer algo que não queiras... excepto estar no tribunal de New Hampshire... para responder por causa de uma acusação de bens roubados.
Japonya, umutuszca bir atılışla, nihai saldırıyı engellemek için bir kez daha gençlerini ataları gibi savaşmak ve ölmek üzere, göreve çağırdı.
Num golpe desesperado para impedir o derradeiro ataque, o Japão reuniu mais uma vez os seus jovens para lutar e morrer tal como os seus antepassados.
Nihai Rus saldırısı.
a última investida russa.
Üst komutanlıkla konu hakkında münazara ettik. Sonunda üst komutanlık, istemeyerek de olsa nihai noktaya gelmek üzere, yani Washington'la Londra'ya Sovyetler Birliği'yle görüşmelere başlama talebimize razı geldi.
Falámos disto com o Comando Militar e o Comando Militar decidiu, relutantemente, aceitar o nosso pedido de negociar com a União Soviética para podermos chegar ao destino final que era Washington e Londres.
"Sıfırın nihai noktadaki dönüştürücü gücü" ve onu takiben yazmış olduğunuz "Sıfır hâlâ kahramanımdır" yazılarını da okuduk.
Lemos sua redação : "O poder transformador do zero", Com sua análise e a conclusão :
Nihai olumsuzluk.
A última negação.
Roma'ya nihai darbeyi vurup, bu İmparatorlar musibetine son vermek için!
Para dar um golpe final em Roma e acabar com esta praga de imperadores.
Benim tarzım kesin ve nihai çözüme yöneliktir.
Verás como é rápida e eficaz a minha justiça. Eu te mostrarei.
Az önce nihai şartların nihai teyidini aldım.
Acabei de receber a confirmação final dos termos finais.
Hala nihai gerçek.
É a prova final.
Nihai karar :
que nos fatos que sâo declarados provados nâo constam os elementos que dâo corpo ao delito de violação, imputado pelo Ministério Público ao réu.
Eichmann, ulaştırmadaki tecrübelerinden ötürü Yahudi sorununun Nihaî Çözümü için yapılacak işlerin başına getirildi.
Eichmann, com a sua experiência nos transportes foi nomeado responsável pela Solução Final do Problema dos Judeus.
Artık Nihaî Çözüm'ün de bir parçası olacaklardı.
Agora seriam também o meio para pôr em prática a Solução Final.
Nihaî kurtuluş elimizde.
A Revelação Final está à vista!
Nihaî kurtuluşun ezici parıltılarını görebiliyorum.
Vi as divulgações estarrecedoras da revelação final.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]