Norton tradutor Português
529 parallel translation
Norton, her yerde kar var mıymış öğren.
Norton, pergunta se já há neve na região toda.
Norton, bana bir bardak ver.
Norton, traz-me uma taça.
Önce, bir başkanın yeğeni Onu 1916'da terk eden Emily Norton... 1918'de oğullarıyla birlikte bir trafik kazasında öldü.
Primeiro com a sobrinha de um presidente, Emily Norton... que o deixou em 1916. Morreu em 1918 num acidente automobilístico como filho.
Bu duyuru : " Bay ve Bayan Thomas Monroe Norton... kızları Emily Monroe Norton ile... Bay Charles Foster Kane'in nişanlandıklarını bildirmekten zevk duyarlar.
olha a nota : "O Sr. e a Sra. Thomas Monroe Norton... anunciam o noivado de sua filha, Emily Monroe Norton... com o Sr. Charles Foster Kane"!
Emily Monroe Norton, ABD başkanının yeğeni.
emily Monroe Norton é sobrinha do presidente dos Estados Unidos.
Evlenmekten sadece bir defa söz açtı, o da herşey bittiği gün. Ve... Yani, gazetelerin hikayemizden ve Kane'in seçimleri kaybettiğinden...
Só falou em casamento quando tudo acabou e... saiu nos jornais, ele perdeu a eleição e... aquela tal de Norton pediu o divórcio.
Evet, Norton caddesinin sonunda.
Sim, a última casa em Norton Lane.
Bay Norton insan hayatının çocuğun kurtarıldığı vahşi ortamdan kurtulması gerektiğini kabul edecek mi?
Admitirá o Sr. Norton que a vida humana está em constante perigo... ... nesta selvagem região de onde se resgatou o menino?
Özür dilerim, Bay Norton.
- Desculpe, Sr. Norton.
- Affedersiniz, Bay Norton.
Desculpe, Sr. Norton.
- Evet. - Charlie Dayı, Bay Norton.
Tio Charlie, este é o Sr. Norton.
Ona dikkat edeceğim.
Eu tomo conta dela, Sr. Norton.
- Norton'un ofisinden geliyorum.
- Venho do escritório do Norton.
- Ciddiyim Walter, Norton'la konuştum.
- Não, comentei com o Norton.
Norton'a ne söyleyeyim?
O que digo ao Norton?
Pardon, bay Norton, bu kadar resmi olacağımızı bilmiyordum.
Desculpe, senhor Norton, pensei que era algo inormal.
Canınızı sıkmayın, bay Norton.
Não se incomode, senhor Norton.
Aslında sizden de hiç hoşlanmadım bay Norton.
Em realidade, eu não gosto de você.
Güzel hareketti, bay Norton.
Não jogou mau, senhor Norton.
Bay Norton, intihar aklıma gelen ilk şeydi.
Senhor Norton, foi o primeiro que pensei.
Ama bay Norton, bunca intihar arasında, bir tane bile hareket eden bir trenin en son vagonundan atlama yok.
Senhor Norton, em todas estas classes,... não há um só da plataforma de um trem.
Hayır, bay Norton, battık ve burnumuza kadar ödeyeceğiz, bunu biliyorsun.
Não, senhor Norton, perdemos e teremos que pagar.
Belki de Norton haklıdır, belki de intihardır.
Possivelmente tenha razão Norton. Um suicídio.
Norton ve onun firma poliçesiyle ilgili saçma fikirleri için olmasaydı polisleri öyle hızlı peşine takardım ki başı dönerdi.
Desde não seja pelo Norton e seus métodos oficiais, a teria jogado à polícia.
Bay Norton'a not. Çok gizli.
Nota ao senhor Norton.
Ne demek "pek sayılmaz"? Sinemaya yalnız gittim ama yemeği Mary Norton ile yedim.
Fui ao cinema sozinha... mas almocei com a Mary Norton.
Mary Norton'u yıllardır görmedim. Nasıl görünüyor?
Há séculos que não vejo a Mary Norton.
- Alo? - Alo, Bayan Norton orada mı acaba?
A Sra. Norton está?
Bir anda yemek odasından Mary Norton ve şu aşırı gelişmiş kuzeni çıktı.
De repente, da sala de jantar, saiu a Mary Norton, mais aquela pretensiosa prima dela.
- Alec, Bayan Norton'u hatırlıyorsun, değil mi?
Alec, recordas-te da Sra. Norton?
Norton'lar birlikte gelmiş.
Depois de tudo o que se disse...
Walt Norton dün akşam bunu bana verdi.
Walt Norton me deu isso ontem à noite.
Walt Norton'la evleniyorum.
Caso-me com o Walt Norton.
Clint Ringle, Walt Norton'a baltayla vurdu.
Clint Ringle deu uma machadada em Walt Norton!
Onun icabına baktım. Walt Norton'un icabına baktım.
O liquidei, deixei-o bem morto esse Walt Norton.
Walt Norton'dan bile daha iyi biri değilmişsin. Ve onun icabına baktım.
Não é melhor que Walt Norton, e o liquidei.
Bu Walt Norton'u geri getirmeyecek.
Não reviverão ao Walt Norton.
Hepimiz iyi arkadaşımız ve dostumuz olan Walter Norton'un vakitsiz ölümünden dolayı üzüntü duyuyoruz.
Todos ficamos entristecidos pela morte prematura... de nosso bom amigo e vizinho, Walter Norton.
Sevgili dostlarım yarın saat 15 : 00'da Walter Norton için ayin yapılacaktır.
Irmãos e irmãs... hoje às 3 : 00 será o funeral do Walter Norton.
Walter Norton nasıl yaşadıysa onu öyle hatırlayalım.
Tal como Walter Norton viveu... assim devemos recordá-lo.
Tüm bunlar Bay Norton'a aitti.
Tudo isto pertencia a um tal de Norton.
Bay Norton şaraplarla çok ilgilenirdi ama eşinin buna uyduğu söylenemez.
O Sr. Norton experimentava muito com o vinho. Mas a sua esposa não gostava.
- Parker. - Norton.
- Parker.
- Haydi, Parker.
- Norton. - Vem, Parker.
Dr. Norton karınızın eve gidebileceğine karar verdi.
O dr. Nortou decidiu dar alta à sua esposa.
- Dr. Norton bunun çaresine baktı.
- Dr. Norton cuidou disso.
- Dr. Norton, lütfen.
- Dr. Norton, por favor.
Dr. Norton, bir süreliğine dışarı çıktı.
Dr. Norton saiu por um momento.
Dr. Norton'a bir telefon gelmişti. Mesajını ben aldım.
Deram um telefonema ao Dr. Norton e eu peguei o recado.
Bayan Emily Norton "Rosebud" değildi.
A Srta. Emily Norton não foi um "botão de rosa".
Gördünüz mü?
Os Norton chegaram juntos.