English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ N ] / Nose

Nose tradutor Português

74 parallel translation
Hey, İri Burun.
Putty Nose.
Kıvırmayı bırak İri Burun.
Não empates, Putty Nose.
İhtiyar İri Burun sizi asla kandırmaz, değil mi?
Sabem que o velho Putty Nose nunca vos tenta enganar, não sabem?
Başka bir şey bulursanız... ihtiyar İri Burun'u hatırlayın, olur mu?
E se arranjarem mais alguma coisa, vão lembrar-se do velho Putty Nose, não vão?
- Selam İri Burun.
- Olá, Putty Nose.
İri Burun kaçtı.
O Putty Nose fugiu.
Bizi bu işe İri Burun soktu.
Mas foi o Putty Nose que nos meteu nisto.
Şu dönek İri Burun'a bulaştığınız zaman kaygılandım.
Preocupei-me quando se envolveram com aquele traidor, o Putty Nose.
Bizim İri Burun olduğundan emin misin?
Tens a certeza que era o velho Putty Nose?
Bir dakika İri Burun.
Espera um minuto, Putty Nose.
They kept pulling my nose. Mine of all noses!
Sempre o meu, entre tantos narizes!
# # Your chu-chi, wootchi nose, your chu-chi, wootchi eyes
# # Juntos somos um chu-chi, wootchi, ootchi, kootchi
Nose ile Emmett'i vurdular.
Mataram o Nose e o Emmett.
Burun dalgıcını kullanmaya gidiyorum.
Não. Vou utilizar o Nose Diver.
Beni Alien Nose job veya Chevy Case ile 5 mükemmel hafta gibi Fox kanalının özel yayınlarından hatırlayacaksınızdır.
Certamente lembram-se de mim, de programas da televisão da Fox tais como A Plástica ao Nariz do Extraterrestre e Cinco Semanas Fabulosas do Programa do Chevy Chase.
Make Hoffmann pay through the nose.
Façam o Hoffmann pagar caro.
Gelecek sefere daha az chilapen kullanacağım.
Na próxima vez, vou usar menos Jaloby-Nose.
Maybe the nose was just a little bit smaller.
Talvez o nariz fosse um pouco mais pequeno.
Ender rastlanan bir kan hastalığı. "A-da-ma-koy-niosis".
"Lixa-O-Homem-Nose".
Nose, yardım et ona.
- No'se, ajuda-o. - Assim o farei.
Sen Batı Anaokulundan küçük Nose değil misin?
Não és o Pequeno No'se do liceu do Oeste?
Bu küçük Nose!
- É o Pequeno No'se!
Bu küçük Nose!
É o Pequeno No'se!
Küçük Nose, otursana!
Pequeno No'se, senta-te!
Küçük Nose bizimle biraz oturmasına izin ver olur mu?
Oh, deixa-nos ficar com o Pequeno No'se um bocado, está bem?
Little Nose Benny'ye sendika avukatını çağırana kadar.
O Narizinho disse-lhe para ligar ao advogado.
Little Nose'da, "Neden böyle yapsın ki?" demiş.
O Narizinho diz : " Por que raio vem ele?
Onu Gül Adam Benny yerine Burun Adam Benny diye çağırıyordu, yani...
Em vez de Benny the Rose, chamavamos-lhe Benny the Nose, daí...
"Burun Adam Benny" yi hatırlıyor musun, Ken?
Lembras-te de "Benny the Nose", Ken?
Kokainle aranda gerçek bir aşk olduğu söyleniyor.
Ouvimos dizer que tinhas tido um caso com o doce do "Nose".
Burun'un başını belaya sokacaksın.
Mexer com a cabeça do Nose.
Ya da Flat Nose Dink'te olabilir.
E daí, também pode ser Flatnose Dink.
Büyük Cheyenne savaşçısı Kemerli Burun bana bunu verdi.
O grande guerreiro Cheyenne, Roman Nose, deu-me isto.
- Miyuki'nin Büyü'sü dışarıdaki lider, arkasından Marc'nın Gizemi'i...
Moorehead's Mistake, com Miyuki's Magic por fora depois vem Marc's Mistery, Flemish Fury cá mais para trás vem Brown-Nose-Biren.
Haydi, Nose!
Vem, Nariz!
- Haydi, Nose.
- Vem, Nariz.
Z-nose adında bir aletimiz var. Gömleğine tam olarak hangi kokuların sindiğini bize söylüyor.
Temos um aparelho que se chama Z-nose, que nos diz especificamente, que odores estavam na sua camisa.
Elektronik koku aleti, Bayan Silver'ın yakınında olduğunu gösteriyor.
O "z-nose" indica que você esteve muito perto da Sra. Silvers.
Yani Ryan's Hope'daki rolu kaptin mi? Beni gercekten begendiler ama baskasini sectiler... a little more flesh-colored with a nose.
Trancado numa velha fábrica de gelo, com a minha pior peruca, envolvido nas babaquices de uma loira.
Okay, in through your nose.
Respira pelo nariz. Pelo nariz.
Ben estetik yaptırmadım. - Ben... - Evet.
- Uma plástica ao nariz ( nose job )?
Çifte Surat Johnny, Koca Burun Eddie, Noel'i Olmayan Curt.
a falar com o Johnny Duas Caras, Eddie the nose, no Christmas Curt.
Arkadaşın Nose nasıl?
E o teu amigo Nose?
Burun ve ben birlikte okuldayız.
O Nose e eu andávamos juntos na escola.
O kadar çıldırdı ki kendisi ve oğlu Nose evlerini plastikle kapladılar ve dışarıdan sadece özel kıyafetle giriliyor.
De tal forma que ele e o filho, o Nose, revestiram a casa com plástico e só saíam com fatos de protecção.
Hadi gidelim, Nose.
Bamos embora, No'se.
Beyaz adam bana Kemerli Burun der.
O homem branco chamou-me Roman Nose.
Ruffshodd, Stripes'ı çite doğru sıkıştırıyor...
Ruffshodd mantém Stripes contra o rail... com Marc's Mistery, Flemish Fury e Brown-Nose-Biren.
!
( nose, bud )
Hayır, devam et, dönüyorsun, devam et.
O nose da prancha para cima! Para cima! Cuidado!
Şu tuhaf çocuğu, herkesin "Nose" dediği çocuğu anlatacağım.
Ainda não consegui colocar a história por ordem, por isso vou passar a esta parte, com aquele miúdo estranho de quem vos falei, um miúdo a quem todos chamam "Nose".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]