Octavian tradutor Português
126 parallel translation
Octavian, adı her neyse, şu Sezar'ın oğlu seni kızdırdı mı?
Octavian... este... como se chama ele? Este filho de César não te incomoda?
Biliyor musun Octavian, muhtemelen öldüğünde hiç yaşamadan ölmüş olacaksın.
Sabes? É bem possível que quando morras morras sem teres estado vivo nunca.
Yeğeni Octavian'ı onun varisi ilan ettiğini!
Nomeando como herdeiro dele o sobrinho, Octavian!
Eğer Octavian varis ilan edilmeseydi sen ve oğlun kaç saat veya dakika hayatta kalabilirdiniz?
Se Octavian não tivesse sido nomeado quantas horas ou minutos teriam vocês sobrevivido?
Ve eğer Sezar gerçek bir kral olmuş olsaydı Octavian'ı varisi ilan eder miydi sanıyorsun?
E se César se tivesse tornado rei achas que teria nomeado Octavian?
Sonunda Filippi'de kendisinin ve Sezar'ın varisi Octavian'ın lejyonlarıyla onların karşısına çıktı.
Por fim, em Filipos conseguiu mandar contra eles as suas legiões e as de Octavian que era herdeiro de César.
Octavian moralimi bozuyor.
O Octavian deprime-me.
Octavian, o sikkeleri Sezar'ın tanrı ilan edilmesini kutlamak için çıkarmıştı.
Quando Octavian as mandou cunhar foi para comemorar a deificação de César.
Octavian, Lepidus'u komutanlıktan azledip sürgüne göndermiş.
Octavian forçou Lepidus a largar o comando e a partir para o exílio.
Burada, Tarsus'ta tanrıcıIık oynayarak harcama baksana Octavian Roma'da tanrı olmak üzere.
Não o desperdices, fingindo seres deus aqui em Tarsus enquanto Octavian, em Roma, se torna um deus.
Hayır, Octavian. Sezar'dan söz ediyorum.
Não, falo de César.
Octavian'ın haftada bir kez tıraş olduğu doğru mu?
É verdade que o Octavian só se barbeia uma vez por semana?
Octavian'a dikkat et.
Tem cuidado com o Octavian.
Antony ve Octavian, büyük bir anlaşma imzalamışlar.
António e Octavian selaram um grande pacto.
Octavian.
Octavian.
Sezar Octavian.
César Octavian?
Bu Octavian'ın istediğini yapmak olur.
Faria o jogo de Octavian!
Roma'yı, İtalya'yı, dünyayı Octavian'a vermek mi?
Entregar Roma, Itália, o mundo a Octavian?
Octavian ile anlaşma yaptığım için mi yoksa kız kardeşiyle evlendiğim için mi?
Que eu tenha tratado com ele como pude ou que tenha casado com a irmã?
Bu yüzden de Octavian'a zincirlenmiş bir köle gibi geri geldin.
Foi por isso que voltaste acorrentado a Octavian como um escravo.
- Octavian'ım da olmayacak.
- Nem terei Octavian.
Octavian'ın da efendisi var mı?
E Octavian, tem um amo?
Octavian onları çoktan çaldı, şimdi de Roma'nın sana olan sevgisini kız kardeşi adına yok edecek.
Octavian já roubou isso... e destruirá agora, em nome da irmã, o amor de Roma por ti.
Octavian'dan asla korkma mı?
Nunca recear Octavian?
Octavian aptal değil.
Octavian não é tolo.
İzin verin Roma'ya gideyim, Octavian'la, mümkünse Roma halkı ile görüşeyim ve onlara barış istediğimizi söyleyeyim.
Deixa-me ir a Roma falar com Octavian, possivelmente com o povo romano e garantir-lhes que queremos a paz.
Tıpkı Antony'nin önceden söylediği gibi Octavian'ın orduları onları karaya çıktıkları yerde karşıladı bu yer Yunanistan'da Aktium'du.
E tal como António previra as forças de Octavian vieram encontrá-los no local onde tinham desembarcado. Que foi em Ácio, na Grécia.
Gözcüler, Octavian'ın sancağını gördü mü?
Os vigias viram a insígnia de Octavian?
Octavian'a geldiğimizi bildirin.
Que Octavian saiba que vamos a caminho!
Antony ve beraberindekiler, Octavian'ın peşindeler.
António e os acompanhantes procuram Octavian.
Antony, Octavian'ı kovalarken Agrippa gemileri Antony'nin arkasına çekecek.
Agrippa fará com que retrocedam, atrás de António enquanto António persegue Octavian.
Şu anda Roma donanmasının ortasında Octavian'ı kovalıyor.
Está agora no meio da frota romana, a perseguir Octavian.
Octavian'ın gemileri bizim Mısır gemilerinden daha hızlı.
Os navios de Octavian são muito mais rápidos que as banheiras egípcias.
Octavian!
Octavian!
- Lord Octavian gemide değil.
- Lorde Octavian não está a bordo.
Octavian'ın gemisinde olmalı.
Já deve ter apanhado Octavian.
Octavian'ın gemisini mahmuzladığını söylemiştin.
Dizes que ele atacou o barco com o aríete.
Lord Antony, Octavian'ın sancağını çekmiş bir gemiyi mahmuzlamış olabilir.
Talvez Lorde António tenha atacado um navio com a insígnia de Octavian.
Eğer o Octavian'ın gemisiyse, eğer Octavian gemideyse...
Mas se é o barco de Octavian, se Octavian está a bordo...
Octavian'ı bulup öldürse bile, etrafı Roma donanmasıyla sarıIı.
Se ele encontrar e matar Octavian, continuará cercado pela frota romana.
- Peki, Octavian'ın gemisi?
- E o navio de Octavian? - A arder, sem salvação.
Her zaman hatırlayın, Aktium savaşından sonra Octavian ve Antony ölmüşken galip gelenin altından gemisiyle yelken açtığını gördünüz.
Nunca vos esqueçais, que após a batalha de Ácio vistes a vencedora zarpar na sua barcaça dourada.
Octavian, Suriye'den Mısır'a geçti.
Octavian atravessou a Síria e entrou no Egipto.
Onları Octavian'dan korumak istedim.
Quis salvá-los de Octavian.
Demek artık Octavian adın tamamını çaldı.
Então, agora Octavian roubou-lhe o nome todo.
Octavian ne istiyor?
Que quer Octavian?
Octavian bir baş fiyatına, iki baş alabilir.
Octavian pode ter duas cabeças pelo preço de uma.
Octavian'la görüşürsen vaktini daha iyi harcamış olursun.
Ganharias mais em negociar com Octavian.
Octavian Gaius Julius Sezar Augustus imzalı Mısır halkına teslim olurlarsa barış teslim olmazlarsa felaket sözü veren yazılar.
Assinados por Octavian Gaius Julius César Augustus prometendo ao egípcios a paz, se eles se renderem e a destruição, se não o fizerem.
Evinin temizliğini Octavian kendisi yapsın.
Octavian pode fazer a limpeza.
- Octavian ne kadar yakında?
- Quão perto está Octavian?