English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ O ] / Ogden

Ogden tradutor Português

162 parallel translation
Arkadasïnïzïn adï da Ç Charles Ogden Roper.
E o nome do seu amigo é Charles Ogden Roper.
FBI'ìn Roper'ìn hayatìnì çok iyi bilmesi gerekiyordu.
O FBI tinha de saber os pormenores sobre a vida de Charles Ogden Roper.
"Dünya'nın en zengin petrol üreticisinin oğlu, multi-milyoner Ogden Mears yeni Dışişleri Bakanı olacak."
Aqui tens o jornal de hoje. "Ogden Mears, multimilionário, " filho do negociante de petróleo mais abastado do mundo,
- Ogden, sevgili oğlum.
Ogden, meu rapaz!
Size Hong Kong'u göstermek isterdim.
Bem, Ogden, é uma pena que não se sinta completamente recuperado, teria imenso gosto em mostrar-lhe Hong Kong.
Ogden, işte arkadaşlarım.
Ogden, apresento-lhe as minhas amigas.
Size Ogden Mears'ı takdim edeyim. Bay Harvey Crothers.
Este é o Sr. Ogden Mears e este é o Sr. Harvey Crothers.
Henüz iyileşmemiş olmanız ne büyük talihsizlik, Ogden.
É uma pena que ainda esteja de convalescença, Ogden.
İçgüdülerin çok zayıf sevgilim, servet sahibi olan diğeri ;
Tens péssimo instinto, minha querida. É o outro, o Ogden Mears, que tem dinheiro.
Bay Ogden mi?
O Sr. Ogden?
Size dün akşam anlatmaya çalıştım. Ancak siz, çok...
Tentei dizer-lho ontem à noite, mas o Ogden estava...
Ogden, yapmamalısın.
Ogden, não faça isso.
- Bay Ogden, uyudunuz mu?
Sr. Ogden, já está a dormir?
- İyi geceler, patron.
- Boa noite, Ogden.
Günaydın, Ogden.
Bom dia, Ogden.
Ben Ogden.
É o Ogden. Despache-se.
Tanrım!
Ogden!
Bayanlar ve Baylar, sizlere Ekselansları Ogden Mears'ı takdim ederim.
Senhoras e senhores, apresento-vos Sua Excelência, Ogden Mears.
- Ogden, seninle konuşmak istiyorum.
- Ogden, tenho de falar contigo.
- Ama Ogden!
- Mas, Ogden...
Şimdi Ogden, bu konuyu herhangi bir sıkıntıya neden olmadan çözmeye çalışalım.
- Calma, Ogden. Vamos resolver este assunto sem rancores.
Ogden senin pasaportunun ya da vizenin olmadığını söylüyor.
O Ogden disse-me que não tem passaporte nem visto.
Ogden'a aldırmayın. Biraz ters olsa da, iyi birisidir.
Não ligue ao Ogden, é um pouco brusco, mas não é por mal.
Natascha, eğer Ogden Kaptan'a gidecek olursa, Kaptan senden çok ona inanacaktır ve sen de hapse atılacaksın.
Ouça, Natascha. Se o Ogden for falar com o Capitão, mais depressa acredita nele do que em si.
Ogden, gerçekten tuhaf bir insanla uğraşıyorsun.
Ogden, estás a lidar com uma ave rara.
Acele hareket etme, Ogden.
Não faças nada precipitado, Ogden.
Ogden?
Ogden!
- Günaydın, Ogden.
- Bom dia, Ogden.
- Sen bekle. Ben Ogden'i bulacağım. - Beni yalnız bırakma!
Fique aqui, eu vou buscar o Ogden.
Ogden'i bilemiyorum ama bu benim için yepyeni bir deneyim.
Quanto ao Ogden, não sei, mas é uma experiência totalmente nova para mim.
Eğer sana anlatırsam, bunu Ogden'e söylemeyeceğine söz ver.
Se lhe contar, prometa-me que não contará nada ao Ogden.
Büyükelçi Bay Ogden Mears'ın karısı Bayan Martha Mears eşini karşılamak üzere bu akşam Honolulu'da olacaktır.
A Sra. Martha Mears, esposa do Embaixador Ogden Mears, irá esperar o marido a Honolulu, esta noite.
Yine de Bayan Mears, Washington'a kadar eşine eşlik edeceğini belirtti.
Contudo, a Sra. Ogden Mears afirma que acompanhará o marido a Washington.
Sizi rahatsız etmek istemem ama Bayan Hudson'un güverteden düşen belgeleriyle ilgili ufak bir problem var.
Detesto incomodá-lo, Sr. Ogden, mas há um pequeno problema com o facto dos documentos da Sra. Hudson terem voado borda fora.
- Bay Ogden bana evraklarla ilgili şey söylemedi.
O Sr. Ogden não me falou de documentos nenhuns, senhor.
Ogden nerede?
- Onde está o Ogden?
Kaptan size Bayan Ogden Mears'ı takdim edeyim.
Capitão, apresento-lhe a Sra. Ogden Mears.
- Merhaba, Ogden.
- Olá, Ogden.
Şimdi yemek ısmarladım. Ayrıca seninle görüşmek istediğim birkaç konu var.
Não vás já, Ogden, acabei de pedir o almoço e tenho uns assuntos para tratar contigo.
Ogden, benim Harvey!
Ogden, é o Harvey.
Ogden hala mı bu konuşma?
Ogden, ainda andas às voltas com esse discurso?
Ogden.
É o Ogden.
- Ben Ogden.
É o Ogden.
Ogden, bala çok sinek gelir.
Ogden.
Ogden, bir şey yapmadan önce...
Ogden, antes que faças seja o que for...
Biliyorum ki Ogden de aynısını diliyor.
E sei que o Ogden também.
Ogden mi?
- O Ogden?
- Ogden çok öfkelenecek.
- O Ogden ficaria furioso.
Ogden.
Ogden.
Bay Ogden, siz de şahit.
O Sr. Ogden será a testemunha.
İyi geceler, Bay Ogden.
- Boa noite, Sr. Ogden.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]