Olmamalı tradutor Português
5,297 parallel translation
Aramızda sır olmamalı.
Não devia haver segredos entre nós.
Ben de burada olmamalıyım. Partilerde iyiyimdir.
Também não devia estar aqui, porto-me bem nas festas.
Belki de birlikte olmamalıyız.
Talvez não pertencemos estar juntos.
Bu iş bu kadar karmaşık olmamalı. Oldu bile.
- Não devia ser assim tão complicado.
Bence şimdi burada olmamalısın Daisy.
Daisy, penso que não devias estar aqui.
Aslında bazı iyi fikirleri var. Belki onu başınızdan savarken, inanılmaz dans grubunda olduğu gibi o kadar hızlı olmamalısınız.
Ele até tem boas ideias. como fez com um maravilhoso grupo de dança.
Bu eşyalar burada olmamalıydı.
Não devia estar aqui...
Yani diyorsun ki ; Artık bir dedektif olmamalı mı?
Esta a dizer que ele devia deixar de ser detetive?
Okul bir terör yeri olmamalı.
A escola não deve ser um palácio de terror.
Chrome'larda ırsi hastalıklar olmamalı, her şey mükemmel olmalı biliyorum.
Sei que não é suposto os Cromos terem defeitos congénitos, genes perfeitos e tal.
- Ne olmamalı ki?
Onde é que não falta?
Yani olmamalıyım.
Digo, não devias.
Dedektif, burada olmamalısınız.
Detective, não deveria estar aqui.
Böyle olmamalıydı.
Isto não devia ter acontecido.
İyi bir anne olacağını kanıtlamak için kendini tüm milletin önünde küçük düşürmek zorunda olmamalı.
Ele não deveria ter que se humilhar perante todo o país, para provar que consegue ser uma boa mãe.
Sence de büyük bir yerde olmamalı mı?
Não te parece que devia ser algo grandioso?
Kız eğitimli değil, o mevkide olmamalı.
Ela não é treinada, não devia estar nessa posição.
- Gloriana, burada olmamalısın. - Yoksa ne olur?
- Gloriana, não devias estar aqui.
Radyasyon olmamalı.
Não há radiação.
Bu hedeflerin hiçbiri, kişisel olmamalı.
Mauzinhos. Nenhum destes alvos deve ser pessoal.
Burada olmamalıydın Nolan.
- Não devias estar aqui, Nolan.
Pekala bu olmamalı... yani ister alır ya da ister bırakır, her şey ortada.
Isso não vai acontecer, portanto é pegar ou largar para ela, com verrugas incluídas.
- Burada bile olmamalıydınız.
Nem sequer devias estar aqui.
General Wallace, burada olmamalısınız.
General Wallace, não devia estar aqui.
- Burada olmamalıyım.
Não devia ter vindo.
Bakın, burada olmamalıyım.
Vê, eu não deveria estar aqui.
Bence ücreti burada mevzu olmamalı.
O custo não é um problema aqui.
Sen burada olmamalısın.
Nem era para estar aqui.
Yalnız olmamalıydın.
Não devias ter ficado sozinha.
Resmim haberlerde olmamalıydı, ne böyle bir olay için, ne de bu kadar hızlı.
A minha foto não deveria estar nas noticias... não por isto, não tão rápido.
Kontrol noktalarını temizlememiz lazım, ama o kadar da geride olmamalıyız.
Teremos que passar pelas barreiras de controlo, mas, não devemos estar assim tão longe deles.
- Bu sorun olmamalı. - Cary Agos.
- Não deve haver problema.
O kadar kötü olmamalı.
Não seria assim tão mau.
Bir ismi hatırlamak bu kadar zor olmamalı.
Um nome não é assim tão difícil de lembrar.
O kadar zor olmamalı.
Não deve ser difícil.
On dakikadan fazla olmamalı.
Eu diria não mais do que 10 minutos.
Yüz yüze bir görüşme ayarlamak çok zor olmamalı.
Não deve ser difícil arranjar um encontro cara a cara.
Orada olmamalıydı, daha fazla zamanımız olmalıydı.
Não era para ela estar aqui, devíamos ter tido mais tempo.
Orada olmamalıydı, daha fazla zamanımız olmalıydı.
- Foste descuidado. Não era para ela estar aqui, devíamos ter tido mais tempo.
- Yani seninle kafandaki istekler konusunda dürüst bir konuşma yapamıyorsa arkadaşın değildir ve patronun da olmamalıdır.
- E então? Se não consegue ter uma conversa honesta, a pensar o teu superior interesse, não é teu amigo, e não devia ser teu patrão.
Bir hata yaptık ama sadece Louis'in arkasını kolluyorduk ve sadakate ne kadar önem verdiğini biliyorum bu yüzden bu olay Katrina'nın işine mal olmamalı.
Mas só estávamos a ajudar o Louis. E sei que a lealdade é importante para si. Acho que isso não deve ser razão para a Katrina ser despedida.
Neden üstünü örtmek istedin? Çünkü mezarda yatan o olmamalıydı.
Porque não era suposto ser ela naquela sepultura.
Orada olmamalı.
Ela não devia estar lá.
Onlar gizli dosyalardır, erişiminiz olmamalı.
São documentos sigilosos. Não devia ter acesso a eles.
Artık bir sorun olmamalı.
Isso já não deve ser um problema.
Burada olmamalısın bile.
- Stephen?
Peter benim gibi insanlarla ilişkili olmamalı.
O Peter não deve-se associar com pessoas como eu.
Bu sınava tabi tutulmak zorunda olmamalı.
Ele não foi feito para encarar este teste.
Şu an burada bile olmamalıyım.
Eu nem devia estar aqui agora.
Şu anda olmamalı.
Neste momento não tem.
Biliyorum burada olmamalıyım.
Eu não queria estar aqui.