Olursunuz tradutor Português
2,063 parallel translation
Burada yazılar var fakat ben okuyamadım. Belki siz daha şanslı olursunuz.
Há algo escrito lá, mas não consigo entender.
Orada güvende olursunuz.
Lá estarão seguros.
Gitmezseniz köyün bir parçası olursunuz.
Se não se forem, vou considerá-los todos parte desta aldeia.
Ama kutuyu bir kez açarsanız, garanti kapsamı dışına çıkarmış olursunuz.
Mas assim que abrires a caixa, violaste a garantia.
Benim düşüncem, araştırmama bir takım olarak devam edelim Cooper-Smoot - alfabetik sırayla - ve Nobel ödülünü kazandığımızda, tekrar en tepede olursunuz.
A minha ideia era continuarmos a minha pesquisa em equipa... Sabe, Cooper-Smoot, alfabeticamente... e quando ganharmos o Prémio Nobel, o Smoot volta à ribalta.
Davacı olursunuz.
Processe-nos.
Benimle veya koruma görevlisiyle iletişime geçmeye çalıştığınız takdirde diskalifiye olursunuz.
Se vocês tentarem comunicar-se comigo ou com o guarda, serão desclassificados.
Kasten veya yanlışlıkla sınav kağıdınıza zarar verdiğiniz takdirde diskalifiye olursunuz.
Se estragarem o vosso papel, intencionalmente ou acidentalmente, serão desclassificados.
Herhangi bir sebepten dolayı odayı terketmek isterseniz diskalifiye olursunuz.
Se escolherem sair desta sala por qualquer razão, serão desclassificados.
"Benimle veya koruma görevlisiyle iletişime geçmeye çalıştığınız takdirde diskalifiye olursunuz.", dedi.
"Se tentarem, comunicar..." Comigo ou com o guarda... Será desclassificado.
"Kasten veya yanlışlıkla sınav kağıdınıza zarar verdiğiniz takdirde diskalifiye olursunuz.", dedi.
Se você estragar o seu papel, intencionalmente ou acidentalmente será desclassificada.
"Herhangi bir sebepten dolayı odayı terketmek isterseniz diskalifiye olursunuz.", dendi.
Se você optar por deixar o quarto, por qualquer razão... Seremos desqualificados.
Kasten veya yanlışlıkla, "sınav kağıdınıza zarar verirseniz" kağıdınıza "diyor," diskalifiye olursunuz. "
Se estragares... O seu papel. Seu papel!
"Herhangi bir sebepten dolayı odayı terketmek isterseniz diskalifiye olursunuz.", dedi.
Se optar por sair deste quarto por que motivo seja, será desclassificado.
"Benimle veya koruma görevlisiyle iletişime geçmeye çalıştığınız takdirde diskalifiye olursunuz."
Se tentarem comunicar comigo ou com o guarda... Serão desclassificados.
Anlaşma halloldu, artık daha fazla birlikte olursunuz.
Agora que o acordo acabou, ele terá mais tempo.
Belki.. Bir gün olursunuz.
Bem... talvez um dia tenha.
Bence sen ve domuz katili çok iyi bir ikili olursunuz.
Acho que tu e o assassino de porcos fazem um belo casal.
Belki de yakında mutlu olursunuz.
Talvez seja feliz em breve.
Umarım sen ve Dünyaçocuğu hep mutlu olursunuz.
Espero que tu e a Filha da Terra sejam muito felizes juntos.
Çünkü. Eğer Şerif'i kandırırsanız, Prens John'u kandırmış olursunuz.
Porque... se você irrita o Xerife, você irrita o Príncipe John.
Biraz temiz almış olursunuz.
Vamos apanhar ar fresco.
Ya teslim olursunuz ya da güç kullanırız.
Rendam-se ou usaremos a força!
Harika bir asker olursunuz
Seriam muito úteis para nós.
Bir FBI ajanı sizden nefret edebilir, ama daha çok nefret ettiği bir görevde ise.. kurtulmak için size yardım edecektir, Sizde kendinize yeni bir ortak bulmuş olursunuz..
Um agente do FBI pode odiar-nos, mas se trabalhar connosco o tirar de uma missão que odeia ainda mais, então, arranjámos um parceiro.
Yapsanız bile, zaten ters tarafında olursunuz.
E se o fizerem, estarão do lado errado.
Yoldaşlarım, bu kahverengi gömlekliyle konuşarak onu ancak cesaretlendirmiş olursunuz.
Camaradas, o facto de estarmos a falar com este "Camisa castanha", serve apenas para lhe darmos importância.
Al bunu. İki dinozor, birbirinize destek olursunuz.
Toma, dois dinossauros conseguem-se entender.
Kuş yemi, biraz alkol ve yağ ile karıştırır, oksijen ile basınç sağlarsanız, Ev yapımı biber gazı bombası yapmış olursunuz.
Misturado com um pouco de álcool e óleo, pressurizado num spray de tinta com dióxido de carbono... e temos uma granada de pimenta caseira.
Güzel. 1915 model dökülmüş, zorla giden tekerlekli bok parçasının içinde mutlu olursunuz umarım.
Bem, espero que passem uma boa hora... nessa merda sobre rodas de 1915.
Umarım siz ikiniz Beth'in uyumasını veya iki lokmadan fazlasını yemesini sağlamakta benden daha şanslı olursunuz.
Espero que tenham mais sorte do que eu a convencerem a Beth a dormir um pouco ou a comer decentemente.
Siz de ana birliğimizin başında olursunuz.
Enquanto o comandante supremo leva o principal como uma surpresa.
Ama bu fotoğrafları sızdırırsanız bu şehir için yaptığı tüm güzel şeylere tamir edilemez bir zarar vermiş olursunuz.
Mas, se divulgar as fotos, causará danos irreversíveis a todo o bem que ele fez na cidade,
Orada güvende olursunuz.
Lá estarão a salvo.
Dr. Paresh, belki de bu operasyonun hassasiyetinden dolayı benim gibi daha kıdemli, daha tecrübeli bir doktor ameliyatınızı gerçekleştirirse daha rahat olursunuz.
Dr. Paresh, dada a delicadeza da operação, talvez se sentisse mais à vontade se um cirurgião mais velho e experiente, como eu, o operasse.
Dinlenin, yiyin, için. Ama 15 dakika içinde pistte olun, yoksa diskalifiye olursunuz.
Descansam, bebam, comam, mas o que quer que façam, estejam de volta à pista de dança dentro de 15 minutos ou serão desqualificados.
Yakında iyi olursunuz.
Estarás bom num abrir e fechar de olhos.
Eğer şiddet durursa, halkınızın saygı duyması gereken kişi siz olursunuz.
Se queremos parar a violência, é você que tem de representar a sua gente.
Ya yeni bir insanlık için yol açarsınız, veya birilerinin durumu düzeltmesini beklersiniz, ve hepiniz bu kıyamette yok olursunuz.
Pavimentar o caminho para uma nova humanidade ou esperar que alguém o faça, e desaparecemos todos no Apocalipse.
Evet, ama eğer bu kayıtları kullanırsanız tele kulak olayını yasallaştırmış olursunuz.
Mas se as usares, validas as escutas, não é?
Eğer biriniz başarısız olursa hepiniz olursunuz.
Se um de vocês falhar, então falham todos.
Tabii gidecek olursanız kurtların arasında bir aslan gibi olursunuz.
Claro, se decidirdes ir, sereis como um leão entre lobos.
Ve inanıyorum ki, siz bana yardımcı olursunuz.
Espero que me possas ajudar.
Olur ama bu durumda, başka birisinin karısıyla evlenmiş olursunuz.
Sim, mas nesse caso estaríeis de facto a casar com a esposa de outro homem.
Umarım birlikte çok mutlu olursunuz.
Bem, espero que sejam muito felizes juntos.
İster yaşamınızı sonsuz destansı bir tarihe adınızı kazıyarak idame ettirirsiniz ister bir kenara atılır ve çürüyerek gübre olursunuz.
Se querem ser alguém que continua vivendo, eternamente, um arco épico da história, ou uma carcaça descartada, decompondo e enriquecendo o solo.
Bu bedeni geri alırsanız bunu öğreniriz ve seçiminizi yapmış olursunuz.
Se retomar esse corpo, saberemos que fizeram sua escolha.
Tamam, arkadaşım, umarım burada mutlu olursunuz.
Está bem, amigo. Espero que sejas muito feliz aqui.
Yarın daha güçlü olursunuz.
Amanhã, terá mais forças.
Büyük ihtimalle de bir bypass daha olursunuz.
E... Outro bypass no máximo.
Yani ürün iyi degilse, kesin isinizden olursunuz.
Porque a gente que o vai querer comprar, descobrirá que é uma merda