Ortaya çıkacaktır tradutor Português
223 parallel translation
Gazetelerde bunu okuyunca ortaya çıkacaktır.
Sei que ele aparecerá quando ler os jornais.
- Ortaya çıkacaktır.
- Vai aparecer.
Her neredeyse, er ya da geç mal almak için ortaya çıkacaktır.
Mais tarde ou mais cedo aparece para lhe darem a dose.
Ortaya çıkacaktır.
Ele vai aparecer.
YıIdızlar ortaya çıkacaktır. Nöbeti devralma vaktin geldi.
As estrelas aparecerão, na hora do seu turno de sentinela.
Bay O'Finn bir yanıtla ortaya çıkacaktır.
O S.r O'Finn vai chegar a uma resposta.
Ernst Janning suçlu bulunacak olursa,.. ... bazı tartışmalar ortaya çıkacaktır.
Se Ernst Janning for declarado culpado... algumas implicações deverão surgir.
Duygusal sorunları varsa ortaya çıkacaktır.
Se ela tiver problemas emocionais, conseguirás vê-los.
Gerçek başarı ve başarısızlık arasındaki fark kıyıya indikten sonra ortaya çıkacaktır.
A diferença entre ser um êxito ou um fracasso ver-se-á apenas depois de chegarmos ás praias.
Şimdilik değil, fakat ortaya çıkacaktır.
- Ainda não, mas tarde ou cedo, aparecerá.
Eninde sonunda ortaya çıkacaktır.
Descobriremos mais cedo ou mais tarde.
Shurayuki, şüphesiz, ortaya çıkacaktır.
Shurayuki irá, sem dúvida, logo aparecer.
Endişelenme, eninde sonunda ortaya çıkacaktır.
Não se preocupe, deve estar aí a aparecer.
Yalnızca bunlardan bir kısmının üzerinde zeka ortaya çıkacaktır.
Em apenas alguns desses mundos surgiria a inteligência.
Böyle bir şey ortaya çıkacaktır.
Uma coisa destas acaba por dar que falar.
Eminim ortaya çıkacaktır, onu görmem ve ayrılığı sonuçlandırmam gerek.
Tenho a certeza de que ele vai aparecer e terei de o ver e finalizar a separação.
- Telaşlanma. Ortaya çıkacaktır.
- Não te rales, ele aparece.
Ortaya çıkacaktır.
Decerto que ele aparece.
Ama eninde sonunda ortaya çıkacaktır.
Mas acabará por aparecer.
"Eminim ki, masumiyetim hiçbir şüpheye yer bırakmadan ortaya çıkacaktır."
" que, creio, provará a minha total inocência sem qualquer dúvida.
"Eminim ki, masumiyetim hiçbir şüpheye yer bırakmadan ortaya çıkacaktır."
"que, creio, provará a minha total inocência " sem qualquer dúvida ", blá, blá, blá.
Sonunda çok basit bir sebebi olduğu ortaya çıkacaktır.
Deve ser algo de muito simples.
Kim bilir, belki de tamamen masum olduğu ortaya çıkacaktır.
Quem sabe, talvez se venha a descobrir que afinal é inocente.
Babanın ölümünde hiç bir suçum olmadığı... ve büyük acı duyduğum gün gibi ortaya çıkacaktır...
Estou inocente da morte de seu pai... e sinto o mais vivo pesar.
Bir gün gerçekler ortaya çıkacaktır.
Um dia, a verdade poderá vir ao de cima!
Önemi ortaya çıkacaktır.
A importância tornar-se-á clara.
Sayın Başkan, yarasa kıyafeti giymiş o adam er ya da geç ortaya çıkacaktır.
Um maluco vestido de morcego vai pirar mais cedo ou mais tarde.
Şimdi işi bittiğine göre, bazı şeyler ortaya çıkacaktır.
E agora que o negócio se foi, haverá revelações.
Gözlerinin içine bak, o zaman ortaya çıkacaktır.
Continua a olhá-los nos olhos, e a verdade virá ao de cima.
Beverly, cevaplar ortaya çıkacaktır.
Beverly, tudo se esclarecerá.
Yeteneklerimizle ilgili gerçek bir gün mutlaka ortaya çıkacaktır.
A verdade quanto ás nossas capa - - cidades acaba sempre emergindo.
Ortaya çıkacaktır.
Já aparecerá.
- Ölürse ortaya çıkacaktır
Se ele morrer, ele aparece de certeza.
- Sizi temin ederim, bunu iyice araştıracağız ve biri daha ortaya çıkacaktır. Bu arada yapmamız gereken şey...
Vamos investigar isto e talvez descubramos mais um cúmplice.
Peki ala, ona göre seçtiğimiz her işte, bir sorun ortaya çıkacaktır.
Bem, isto vai ser um problema com quase tudo que designarmos para ele.
Bir yerde ortaya çıkacaktır.
Ele dará à costa algures.
Buddha ortaya çıkacaktır. "
"Buda aparecerá."
Federaller geldiğinde birileri ortaya çıkacaktır.
Alguém tem de esperar pelos federais. Vão-se embora, está bem?
Her şey kendi kendine ortaya çıkacaktır.
Tudo será revelado na devida altura.
şansın, ortaya çıkacaktır.
As chances são de que ela aparecerá.
Öyküyü diğerlerine anlattığında grup içinde, bu evin perili olduğu fiıkri ortaya çıkacaktır.
Quando transmitir o que ouviu, a assombração experimental deverá manifestar-se nos actos do grupo.
Onu düşünmeyi bir an bile bırakma çünkü o an ortaya çıkacaktır.
Nunca parar de pensar nele, nem por um momento, porque é nesse momento que ele aparece.
Evet efendim, ama pozisyonumuz ortaya çıkacaktır.
Sim, senhora. Mas revelaríamos nossa posição para as armas de plasma deles.
Ortaya çıkacaktır.
Ele volta.
Doğru er yada geç ortaya çıkacaktır, değil mi?
A verdade vem ao de cima mais cedo ou mais tarde, certo?
Gerçek tehlike dava yeniden açılırsa ve birileri senin tekrar bir rüya görmenden endişelenmeye başlayınca ortaya çıkacaktır.
Pela lógica, o verdadeiro perigo surgirá se este caso for reaberto e alguém recear que você vá ter outro daqueles seus sonhos.
Sanırım Mademoiselle Pauline'in parasının yok olup, harcayanın da siz olduğu ortaya çıkacaktı.
Creio que se vai descobrir que o dinheiro dela desapareceu, gasto por si.
Ironheart henüz ortaya çıkmamışsa da çıkacaktır.
Se o Ironheart ainda não apareceu, vai aparecer.
Westernin bitip tükendiğini başka gidecek bir yer olmadığını düşündüğünüzde,.. ... yeni bakış açılarıyla mutlaka bir şeyler ortaya çıkacaktır. Bu gerçekleştiğinde çok heyecan verici oluyor.
Quando pensávamos que o western estava esgotado, que não tinha mais para onde ir, há algo que surge como um ângulo novo sobre as coisas.
Sanırım, gerçek ortaya çıkacaktır.
A verdade virá ao de cima.
Bu iyi noktaları bir araya getir. Günün sonunda ortaya şüpheliler listesi çıkacaktır.
Tina, com base nisso faz uma lista de suspeitos antes do fim do dia.