English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ O ] / Oynayın

Oynayın tradutor Português

809 parallel translation
Eğer dördünüz briç oynamak isterseniz bana aldırmayın, oynayın.
Se vocês os quatro quiserem jogar bridge, façam favor, não se importem comigo.
Nizami oynayın yoksa ben oynatırım.
Joga segundo as regras, senão, meto-te na linha.
Nizami oynayın.
Segundo as regras, malta.
- Haydi! Oynayın!
- Vamos, dê uma boa.
Oynayın ben de izleyeyim.
Será melhor que você jogue e que eu observe.
Bahislerinizi oynayın, baylar bayanlar.
Façam suas apostas, senhoras e senhores.
Bahislerinizi oynayın, baylar bayanlar.
Façam suas apostas, senhoras e senhores. Façam suas apostas.
Ben size burada bütün gün aylak aylak oturup, kumar oynayın diye para vermiyorum.
Não lhes pago para passarem o dia à sombra a jogar às cartas.
Daha çok oynayın, daha çok kazanın.
Quanto mais jogar, mais ganha!
Büyük oynayın.
Em grande.
Gidin, biraz ileride oynayın.
Vão brincar, os dois.
- Hilesiz oynayın.
- Tenha a bondade de jogar.
- "Hilesiz oynayın."
- "Tenha a bondade de jogar."
Dürüstçe kumar oynayın!
Jogo honestamente!
- Benim yerime oynayın.
- Aqui, fique no meu lugar
İyi, ikiniz uzun eşşek oynayın.
Podem ir os dois dar uma volta.
Lütfen ikinci yarış için bahis oynayın, gişelerde ilk yarış bahislerinin para iadesi yapılacak.
Apostem na segunda corrida, e as apostas da primeira serão reembolsadas.
Sert bir şeyler oynayın. Burada kan ve kavga isterler.
sangue e acçäo.
İçeriye geçip oynayın.
Väo para ali brincar.
- Gidin Hobo ile oynayın.
- Väo brincar com o Hobo.
- Gidin parkta oynayın.
- Vão brincar para o parque.
Masadaki bozuk paralar çoğaldıkça kazanma şansınız artıyor. On sente oynayın.
Quantas mais moedas eu tiver na mesa, mais hipóteses temos de haver um vencedor.
Oynayın.
Jogue.
Haydi gidip oynayın.
Agora vão brincar.
Pokerin ilk kuralı ister Batı ister Doğu kuralları ile oynayın yada North Pole'da oynuyor olun, bahsi koymak yada çeneni kapatmaktır.
Primeira regra do jogo de póquer... quer jogue pelas regras Orientais ou Ocidentais... ou até que jogue no Polo Norte, é pagar ou calar.
Bay Lambert, oyununuzu oynayın.
Por favor, Sr. Lambert, jogue.
- Bay Lambert, oyununuzu oynayın.
- Sr. Lambert, jogue, por favor.
Bay Lambert, oyununuzu oynayın.
Sr. Lambert, jogue, por favor.
Beyefendi, gelin burada oynayın.
Senhores, sentem-se aqui!
Bahisleri oynayın.
Façam as vossas apostas!
Hiçbir şey olmamış gibi oyun oynayın.
Vamos jogar como se nada fosse.
Kurallara uygun oynayın yoksa lime, lime ederiz.
Você joga a bola : nós dividimos consigo.
- O halde bizimle kaydırma oynayın.
- Então venha jogar connosco.
Biriniz ziyaretçiyi oynayın. Ne söyleyeceğinizi anlatırım, ve diğer rolleri de ben oynarım.
Um de vocês é o visitante e eu interpreto os demais.
Oyunu sonuna kadar oynayın.
Cumpre tudo à risca.
Devam edin, oynayın. Biraz izleyeceğim.
Dançai, só queria ver.
Hadi millet, kim oynuyor? Bahis oynayın!
Então, pessoal, quem aposta?
Başka şeylerle oynayacağınıza bunlarla oynayın çocuklar.
Brinquem com isto em vez de outras coisas, rapazes.
Başka yerde oynayın, çocuklar.
Crianças, não fiquem ficar aqui.
Bakın, eğer yapabiliyorsanız, bunsuz oynayın.
Vamos ver o que farás sem eles.
Gidip boğa güreşi falan oynayın.
Claro.
Kendinden utanmalısın... çocuklarla oynayıp milletin camını kırıyorsun.
Deveria ter vergonha,... Jogando com meninos e, quebrando janelas das pessoas.
Peder O'Malley'in bugün biraz golf oynayıp oynayamayacağını görmek için uğradım.
Vim ver se o Padre O'Malley gostaria de jogar golf esta tarde.
Annem onlarla burada oynayıp da toplamadığını görünce çok kızıyor.
A mãe fica furiosa quando ela brinca na rua e não arruma as coisas.
Rafinerinin kulesinden evimi, ırmağı, kızımın okuldan dönüşünü bahçede oynayışını görebilirdim.
Da torre da refinaria eu conseguia ver... A minha casa, o rio, a minha filha a voltar da escola e a brincar no pátio...
Yaralarıyla oynayıp kendilerine acımalarını engelleyeceğim.
Evita que se queixem e que tenham pena deles mesmos.
Mini golf oynayın.
Vão jogar mini-golfe.
Biraz bilardo oynayıp sıcağın geçmesini bekleyelim mi?
Um pouco de Snoker? Até passar o calor?
Tüm bahislerinizi oynayın, lütfen.
Todas as apostas em cima, por favor.
Ona sana bir oyun oynayıp durumları eşitlemek istediğimi anlattım ve bana bir çorap, bir ayakkabı, sahte kirpik ve ona aldığın bileziği vermesini istedim.
Disse-lhe que queria vingar-me de si. Pedi-lhe para me emprestar uma meia, um sapato a pestana falsa e a pulseira que lhe deu. Ela ficou feliz em ajudar.
Bu palyaçoların lisede futbol oynayıp oynamadıklarını bile bilmezken yarı profesyonel bir takımla maç yapıyoruz.
Nem sequer sei se estes palhaços jogaram futebol no liceu, e vamos jogar com uma equipa semiprofissional.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]