English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ P ] / Parkin

Parkin tradutor Português

29 parallel translation
Hayır efendim. Billy Parkin'dan beri kimse.
Pelo menos desde que o Billy Parkin viveu aqui.
Billy Parkin?
Billy Parkin?
- Parkin.
- Parkin.
Bay Parkin.
Senhor Parkin.
Parkin. Bacağınıza ne oldu?
O que aconteceu à sua perna?
İyi akşamlar, Parkin.
Boa tarde, Parkin.
Parkin'in kulübesinde biraz durdum. Sülünleri yetiştirdiği yerde.
E na volta parei um bocado na cabana do Parkin, onde ele cria os faisões.
Parkin, sende yedek anahtarın olabileceğini söyledi.
O Parkin diz que só tem a dele, mas que talvez haja outra...
Sanırım Parkin bende anahtarın olmasını istemiyor.
Tive a sensação que o Parkin não aprecia que eu tenha a chave.
Ama Parkin alınabilir.
Mas não se admire que o Parkin se ofenda.
Özellikle de O'nun gibi kaba bir adamdan!
Sobretudo a um urso tão rude como o Parkin.
Parkin'e seslenseydin.
Devia buzinar para chamar o Parkin.
Beni eve itecek kadar kibarlık yapar mısın, Parkin?
Posso pedir-lhe que me empurre até casa?
Parkin, bana sadece teşekkür etmek kalıyor.
Bom, Parkin, só me resta agradecer-lhe.
Asla Bayan Oliver Parkin olmak istemezdin. İsterdim!
Nem nunca ias querer ser Mme Oliver Parkin.
Önceki gün, Bertha, Parkin'in yasal eşi, evine geri taşınmıştı. Anlaşılan birlikte yaşadığı madenci, O'nu evden atmış.
Na noite anterior, Bertha, mulher legítima de Parkin, voltara a instalar-se em casa dele com armas e bagagens, visto o homem com quem vivera, um mineiro da Companhia, a ter expulso.
Parkin'e gelirsek, durum her gün değişiyor.
" A situação do Parkin evolui todos os dias :
Parkin'i almak için avukata gitti, en azından O'nunla düzgün bir hayat sürmesi için.
"a Bertha foi pedir ao juiz de paz que pedisse ao Parkin " que aceitasse recomeçar a vida em comum,
Ama Parkin reddetti.
" mas ele negou-se a tal coisa.
Parkin en kısa zamanda yapacağını söyledi.
" ao que o Parkin respondeu que o faria logo que pudesse.
Parkin bir haftadır annesinde.
" Há já uma semana que o Parkin dorme na mãe,
Parkin Han'a gittiğinde, Bertha'nın kardeşi de arkadaşlarıyla oradaymış. İçiyorlarmış.
Há bocado Parkin passou diante da estalagem, onde o irmão da Bertha estava com alguns amigos, estando eles todos bem bebidos.
Parkin yere düşmüş, ve kafasını demire vurmuş.
Finalmente um murro jogou o Parkin ao chão, tendo a cabeça dele batido numa barreira que há no pátio.
Parkin burada mı?
O Parkin ainda cá está?
- ULUSAL PARKIN YETKİLİ REHBERİ OLMADAN KANYON'A GİRMEK YASAKTIR.
- É proibido entrar no Canyon sem um guia autorizado pelo o Serviço de Parques Nacionais
Grand Central Parkin 9 / 11 haberlerine çiktigini bir düsün.
Vai fazer do 11 de Setembro um passeio pelo parque. O grande'Central Park'.
ŞİRKET PARKIN KUYUSUNU KAZMAYA DEVAM EDİYOR.
A EMPRESA CONTINUA A EXPLORAR O PARQUE.
With. Parkin burdaydı.
O Parkin chegou.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]