Passa tradutor Português
93,776 parallel translation
Neler oluyor?
- O que se passa?
Ne oldu?
O que se passa?
Pekala, nedir?
Está bem, o que é que se passa?
Nolmuş ona?
O que se passa?
Sorun nedir?
O que se passa?
Ve kimse önümüzdeki iki dakika 32 saniye boyunca yürür.
E ninguém passa durante 2 minutos e 32 segundos.
Yok hayır.
- Não. - O que se passa?
- Saat 10'u geçmedi mi?
- Não passa das 22h?
Neler yapıyorsun?
O que se passa?
Selam, nasıl gidiyor?
Olá. O que se passa? O que achas?
Çünkü Louis'in yönetici olmaya hazır olmadığını söyledim ama belki sen de değilsindir, çünkü etrafında olanlardan yeterince haberdar değilsin.
E tu também não. Não estás aqui tempo suficiente para saber o que se passa.
- Tabii, nedir?
- Claro. O que se passa?
- Ellerim titriyor.
Rachel, o que se passa?
Kesinlikle geçmiyorum belki müvekkilin bunu, aylardır kiraları aksatmadan önce düşünmeliydi.
A sua cliente devia ter pensado nisso antes de deixar de pagar a renda. Acha que não sei o que se passa?
Hayır, olan şu müvekkilimin, kirasını ödemeyen baş belası bir kiracısı var.
O que se passa é que o meu cliente está farto de uma pessoa problemática que não paga a renda. - Ouça-me.
Seninle konuşmam gerek.
Preciso de falar contigo. O que se passa?
Öyleydi, ama sonra fark ettim ki alaylı ve şımarık sözler olmadan bu bir hiç.
- E gostava. Mas isso foi antes de me aperceber que não passa de graçolas e comentários atrevidos.
Derdin ne senin?
O que se passa contigo?
Karakter ve Uygunluk Kurulu'ndaki görüşmemle alakalı.
O que se passa? É sobre a minha entrevista com o comité.
Olan bitenden haberim bile yok.
Nem sequer sei o que se passa.
Neler oluyor söyler misin?
Podes dizer-me o que se passa aqui?
Neyin var?
O que se passa?
İnsan ilk doğumunda ne olup bittiğini pek anlamıyor, ama daha o zaman o yitik hâlini fark ettim.
Mal sabemos o que se passa com o primeiro mas até eu conseguia... Conseguia ver que ele estava perdido.
Neler oluyor John?
O que se passa, John?
Orada ne oluyor Eugene?
O que se passa aí dentro, Eugene?
Ne oluyor Tulip?
O que se passa, Tulip?
- Hayır, sen bana mal bir İrlandalı yardımcıymışım gibi davranıyorsun ve bence neler olduğunu bana anlatman gerek aşkım.
Não, tu tratas-me como um ajudante irlandês idiota e acho que devias dizer-me o que se passa, minha querida.
Ne oldu?
Que se passa?
Ne oluyor?
O que se passa?
Onu Samson Birimi'ne pasla.
Passa-o para a Unidade Sansão.
Seninle çok fazla temas ettiğinde..... seni tüketiyor.
É quando passa demasiado por nós.
Neler oluyor lan?
Mas que caralho se passa?
Nasıl yapacağız?
o que se passa?
Mikrofon oteki ele.
Passa o microfone.
Dogru mesaji ifade edeni bulmaliyiz.
Temos de encontrar aquela que passa a mensagem certa :
Tekrar cal.
Passa isso.
Asansor bosluguna dusmussun gibi gorunuyorsun.
Ele parece ter caído num poço de elevador. O que se passa?
Ne oldu dostum?
O que se passa?
- Courtney, ne oldu?
- O que se passa, Courtney?
Ne yapiyorsun?
O que se passa?
Neler oluyor evlat?
O que se passa, miúda?
Burada neler oluyor?
O que se passa?
Senin neyin var?
O que se passa contigo?
Bak, mesele su.
Olha, passa-se o seguinte.
Jessica dün gece şirketi bıraktı, yani Harvey'le ben ne yapacağımızı bulmalıyız.
- O que se passa? - Nada. A Jessica foi-se ontem.
Nedir sıkıntı?
O que se passa?
Mike?
- Mike? O que se passa?
Nedir?
- O que se passa?
Acil olan nedir?
O que se passa?
- Ne oluyor, sorun nedir?
- O que se passa?
Dikkat et. Geri pas yap.
Passa-me a bola.