Persona tradutor Português
73 parallel translation
İstenmeyen kişi olduğuma göre.
Melhor! Já que sou persona non grata.
Londra olayından beri Devrimce komiteler tarafından istenmeyen kişi haline geldi.
Desde os incidentes de Londres que é persona non grata entre as comunidades revolucionárias.
Sen ve senin tesisatçılığın onları satışa sunabilir. Alışveriş sırasında
A sua persona canalizadora poderia pô-las á venda e, no momento da transacção,
İlk Ananın Tacını çalmaktan Myrmidon'da ölüsü aranan.
Persona non grata em Betazed. Querem-te morta em Myrmidon por roubar a Coroa da Primeira Mãe.
- İIgilenirsen bir fikrim var. Seni zorlamayacağım. Lynn Weaver Yapım bizi istemiyor.
Somos'persona non grata'nas'Lynn Weaver Productions'.
Kişisel sebepler.
Eu sou "persona non grata".
Dharma, Leonard'ın istenmeyen kişi olduğu hakkında bizi bilgilendirdi.
A Dharma informou-nos de que o Leonard é persona non grata.
Batı yakasındaki... hiçbir psikiyatrist onu tedavi etmek istemedi.
É "persona non grata" nos principais psiquiatras da zona ocidental.
LoMo'da istenmeyen adamım.
Sou "persona non grata" em LoMo.
Hala hain ve Düzen Efendileri arasında istenmiyor.
Não há esse risco. Ela ainda está renegada e é persona non grata.
Bütün erkekler benden nefret ediyor.
Sou persona non grata para os homens.
İstenmeyen adam ilan ettirelim.
Então o Pete que o torne persona non grata.
Clavo'yu istenmeyen adam ilan ettiremeyiz.
Não podemos tornar o Clavo persona non grata.
Kimsenin istemediği biri olacağım. Persona non grata.
Eu vou ser a merda duma cobaia, persona non grata.
Byron Middlebrook, namı diğer B Slick kendi avukatlığını yapacak.
Byron Middlebrook, a. k.a. "B. Slick," vai ir em propria persona.
Ehh, müşterilerimle yakından ilg...
Gosto de dar aos meus clientes a atenção persona...
lngmar Bergman'ın Persona'sının müzikal bir versiyonu.
erso musical de Persona, de Ingmar Bergman.
- Böylesine hayırlı bir gecede sıradan lakabımı söylemek yerine bu Dramatis Persona'nın kişiliğinden bahsetmeme izin ver.
- Mas nesta tão auspiciosa noite, permita-me que, em vez de mais designações vulgares, eu lhe descreva o carácter desta dramática personagem.
Yani ikinci benliğini attırıp, gerçek kişiliğinin bize orkidenin yerini söylemesini sağlamalıyız.
Separá-lo da sua persona dupla e fazer falar a sua verdadeira personalidade.
Latince de değimiz gibi.
Persona non grata.
Ona çıplak modeller ve bir kutu kristal önermezsem,... cuma gecesini çok huzurlu geçiremem.
Se não lhe dou modelos de lingerie nuas e uma caixa de champanhe, sou persona non grata numa sexta à noite.
Prens Charles hakkındaki hikaye patladığı sırada ben yanındaydım bu onu Kraliyet Ailesi için istenmeyen kişi yapmıştı.
Eu estava com ele quando a história sobre o Príncipe Carlos estourou, e isso fez dele uma persona non grata para a Família Real.
Babası hâlâ eyaletin misafiri olduğuna göre ve Trey de önümüzdeki birkaç asır hoş karşılanmayan kişi olduğu için...
Visto que o pai está preso e o Trey é uma persona non grata nos próximos dois séculos...
Orada istenmeyen bir adamımız var.
És uma persona non grata aí.
Ingmar Bergman'ın Persona'sında,... Biby Anderson'un, konuşamayan Liv Ulman'a yıllar önce plajda yaşadığı küçük orji hikayesini anlattığı muhteşem bir sahne vardır.
Há uma maravilhosa cena em "Persona", de Ingmar Bergman, onde Bibi Andersson conta à uma Liv Ullmann muda a história de uma pequena orgia na praia, que se passou anos atrás.
Böylece, bunun sadece bir oyun, sanal dünyadaki bir persona olduğunu bildiğim için... orada daha dürüst davranabiliyorum.
Assim, justamente por acreditar ser apenas um jogo, um personagem, uma auto-imagem que adoto no mundo virtual, posso estar ali de forma muito mais verídica.
- Çocuğun önceki suçlarından ötürü "istenmeyen kişi" ilan edilmesini sağla.
Quero que declare o miúdo "persona non grata" devido às suas anteriores ofensas, o que nos livra da imunidade diplomática...
Sen istenmeyen kişiydin, Henry çünkü sistem içinde pek iyi çalışmadın.
Eras persona non grata, Henry. Porque não te enquadravas no sistema.
Gerçekten bilmiyorum, ama şunu biliyorum ki şu an hepimiz istenmeyen kişileriz.
Não sei, mas sei que somos'persona non grata'.
Daha kim olduğumu bile bilmiyorsun. Hala kendini ifade etmekten korkan kişiliğini elinde tutuyor olabilir misin?
Será que ainda está agarrado a essa persona, e tem medo de se revelar?
Şimdi Brent'in şu andan itibaren istenmeyen adam olduğunu söyleyeceğim.
Não quero receber algo do género, novamente Vou dar a entender ao Brent que daqui para a frente, ele é persona non grata.
Bu şehirdeki, tüm şiretler için biçilmiş kaftan olmayabilirim. Ama beni seve seve işe alacak bir işveren tanıyorum.
Posso ser persona non grata em todas as empresas desta cidade, mas existe pelo menos um empregador que adoraria contratar-me.
Biz, istenmeyen kişileriz.
Somos persona non grata.
"Kişi" kelimesinin maske anlamında olduğunu ve Latince'den geldiğini biliyor muydun?
"Pessoa" vem do Latim "Persona", que significa "máscara", sabia?
Kav sahipleri için ilah yerli üreticiler için istenmeyen adam oldum.
Sou um rejeitado entre os cavistes e persona non grata para os vinhateiros.
Ve şimdi dışlanmış bir insanım.
Por isso, agora sou uma "persona non grátis" ou lá o que é.
Harika, onun açılmasını sağlayan benim, ama yine de "Ogratan" ben oldum.
Óptimo, finalmente vieste à luz e agora eu sou a "persona on gratan".
Bana bütün Emerson ailesinin persona non grata'sı diyebilirsin.
Sou "persona non grata" para a família Emerson nesta altura.
O bir persona non grata.
Ele é "persona non grata".
Vergi ödememek için ülke dışında yaşıyor ve pek çok ülkede istenmeyen adam ilan edilmiş, -... bizimki de dahil olmak üzere.
É um exilado fiscal e persona non grata em vários países, incluindo o nosso.
"Persona" filan deyip duruyor.
Ele fica a falar de persona...
Neden Fransa'da istenmeyen insan ilan edildiniz?
Porque é que és persona non grata em França?
Seninde bildiğin gibi şu anda Güney Afrika'da istenmeyen kişileriz. Bu yüzden bu operasyonu gizli tutuyoruz.
E como já percebeste, somos persona non grata na África do Sul, por isso estamos a operar em segredo.
"Neden" olduğu tamamen belirsiz ama Rann'in bulunduğu Galaksi'de dünyalılara personae non gratae diyorlar.
Não sei bem porquê mas... os terrestres são persona non grata naquele lado da Galáxia.
ABD, Lavich'i istenmeyen kişi ilan edip sınır dışı ediyor.
Os EUA declararam o Lavich'persona non grata'e vão deportá-lo.
İstenmeyen kişi olmuştum.
Tornei-me uma persona non grata.
Eğer o adamla beş dakika geçirebilseydim yemin ederim bu işin aslını çözerdim. ... ama maalesef ki ben yine istenmeyen kişiyim.
Se eu tivesse 5 minutos com ele, conseguia atingir esse ponto, mas, infelizmente, sou persona non grata mais uma vez.
Yalnızca Sinsi Pete tam puan aldı.
Criação da Persona " Onde Sneaky Pete recebeu a única nota máxima.
- Yedinci Mühür, Persona.
- O Sétimo Selo, A Máscara.
Bu, onun kişilik dediği şeyin altında sakladığımız yanlarımız... Ve bu teoriyi antropolojiye, özellikle de insan davranışlarına uygularsak...
Estes são os nossos lados que escondemos sob o nosso persona, e aplicando estas teorias à antropologia, especificamente ao estudo do comportamento humano...
İnsanları başka bir şeyden farklı kılan tek şey kişiliktir. Tüm arzularımızı, bizi kendimizden korkutan her şeyi sakladığımız maskemizdir.
A única diferença entre os humanos e todos os outros é a persona, a máscara atrás da qual escondemos todos os desejos, todas as coisas que nos assustam sobre nós próprios.