Peugeot tradutor Português
45 parallel translation
Peugeot'la yolda olmak salaklik.
É uma estupidez guardar o Peugeot.
Bu Peugeot'dan da kurtulsak iyi olur.
É melhor abandonar o 404.
Peugeot'daki parayla ne bağlantın var?
O que é que fizeram ao dinheiro do 404?
Seni karşılaması için havaalanına Peugeot'yu gönderdim.
Enviei o Peugeot ao Aeroporto de Dulles para ir ter consigo.
BMW, Kawasaki, Peugeot.
BMW, Kawasaki, Peugeot.
Beyaz bir Peugeot kullanıyor.
Ele esta num Peugeot branco.
Gerçek bir Peugeot.
Um boa Peugeot.
Peugeot Grand Prix.
"Peugeot Gran Prix".
Ya şu Peugeot'yla gelen diğer adamlar?
E o outro bando que chegou no Peugeot?
Peugeot'lu adam karımı kaçıranlarla birlikteydi.
O tipo no Peugeot estava com eles, os raptores.
Rachid! Şu arkadaki siyah Peugotyu görüyormusun?
Richard, podiamos levar o Peugeot negro.
- Seni darmadağın edeceğim!
- Farei explodir esse Peugeot!
- Japonlara Peugeot satmak mı?
Vão vender um Peugeot aos japoneses?
- Peugeot convertible.
- Um Peugeot conversível.
- Bir üstü açık Peugeot.
- Um Peugeot convesível.
Arabamla şehir dışında bir kaza yaptım.
Escreve um relatório. Um Peugeot acidentado perto da aldeia de Bar-sur-Loup.
İyi haber ; bugün Peugeot beni aradı.
As boas são que a Peugeot me ligou hoje
Polis merkezine ait bir aracı arıyoruz. Peugeot 806, beyaz renkte.
Procurem por um carro que pertence à esquadra, peugeot 806, branco
"Peugeot reklamındaki o seksi adam buralarda mı yaşıyor?"
Aquele tipo sensual do anúncio da Peugeot, que tinha um pequeno papel no Armageddon vive aqui perto?
Şu Peugeot öyküsü üzerinde çalışıyorum.
Estou a trabalhar numa história da Peugeot.
Siyah bir Peugeot idi.
Num Peugeot preto.
Mavi bir Peugeot, 607.
Um Peugeot 607 azul.
Gümüş renk bir Peugeot 405 çıkışı kapatıyor.
Está um Peugeot 405 prateado a bloquear a saída.
Ancak meslektaşım geçen gün Chivilcoy'da Schiaffino'nun köşesindeki Franciso Savey kavşağında şehir sınırları içinde park halinde 133-809 Buenos Aires plakalı bir siyah Peugeot görüldüğünü iletti bana.
Mas ouça, porque o meu colega me contou que outro dia, na cidade de Chivilcoy, na esquina das ruas Francisco Saverio com Schiaffino, na cidade de Chivilcoy, estacionou um Peugeot de cor preta, com a matricula da capital, número 133.809, e o meu colega pede à Polícia Federal que identifique o carro.
Beyaz Peugeot.
O Peugeot branco
Bu da ne? Eski bir Peugeot mu?
Um antigo Peugeot?
Peugeot'u dışarı alabilir misin?
Matt, podes ver o Peugeot depois?
- Kes şunu, tamam! Peugeot 508'de hoş bir araba, değil mi?
- O Peugeot 508 é um carro bonito, não é?
Bunu özellikle güzel yapan şey, Peugeotlarda eskiden olan balık ağzı görüntüsünün olmaması.
O que o torna particularmente bonito é que os Peugeot nos últimos anos... Tinham essas bocas enormes.
Peugeot'nun çok iyi bir taklidi.
É uma boa imitação de um Peugeot.
Hayır, sadece peugeotları yapabiliyorum.
- Não, só imito os da Peugeot...
Ama istediğin her peugeot'u yapabilirim.
Mas posso imitar qualquer Peugeot. O 308.
Gösterişli filan değildi. Peugeot'ydu.
Não era estiloso, era um Peugeot.
S * ktiğimin Peugeot'su!
A porra dum Peugeot!
İkinci kat penceresinden adamın Peugeot'sunun üstüne uçuyor.
Mergulhou de uma janela do 2º andar, no Peugeot deste homem.
Biz hep Peugeot alırız.
Compramos sempre Peugeot.
Peugeot'sunu park ediyor şu an.
Está a estacionar o Peugeot dele.
Peugeot 405'di. Plakası - Sierra, India, whisky, üç, bir, altı, sıfır.
Era um Peugeot 405, matrícula Sierra Índia Whisky 3160.
- Evet, Peugeot Partner'di. Gümüş.
- Sim, um Peugeot Partner, prateado.
Uyuşturucu ekibi daima ya siyah Citroën C4, ya mavi Ford Focus, ya da Peugeot 308 kullanır.
A brigada antidroga anda num Citroën C4 preto, num Ford Focus azul, ou num Peugeot 308. Muita atenção.
- Peugeot motorlu 1956 Chevy.
Um Chevy de 1956 com um motor Peugeot.
Siyah bir Peugeot kullanıyor.
Ele conduz um Peugeot preto.
Oraya işte, Peugeot'nun oraya.
- all onde está o Peugeot.
- Nasıl bir araba? - Peugeot motorlu 1956 Chevy.
A vida e a morte são momentos fugazes no meio.
Peugeot mu?
Um Peugeot!