Phoebus tradutor Português
52 parallel translation
Durdur onu, Phoebus.
Parem-no! Apanhem-na!
- Gelir, adı Phoebus ise kesin gelir.
Tão certo quanto o seu nome ser Phoebus.
Daha da özel, sevgili Yüzbaşı Phoebus.
Muito especial meu caro capitão Phoebus.
Önceleri yaşamaktan nefret ederdim şimdiyse Phoebus'un ışığını selamlıyorum.
Enquanto antes... eu odiava-os... Agora dou as boas vindas à luz do Febo.
Phoebus, Krallar Kralı...
Phoebus... O Rei do Dia.
Phoebus adında bir adama aşık oldum ben.
Eo conheço um homem chamado Phoebus.
Phoebus şimdi anlıyorum Ay tanrıçalarının gece neden ruha dua ettiklerini.
É toda a minha vida. Vem aí alguém! O que é?
Phoebus ışığını nasıl selamladığımı Phoebus, Krallar Kralı.
Phoebus... Agora vejo-te.
Tutuklayın onu.
Mestre Phoebus foi morto.
- Neden durdun, Phoebus?
- Por que paraste, Phoebus?
Downy pencereyi kapat! Gözlerin kraliyetin altınından başka bir şey görmesin!
Janelas Downy, fecha e Phoebus de ouro nunca verá de novo olhos tão reais!
Sarışın Phoebus... Bu da değil.
"O louro Efebo..." Este, não!
30 kez dolandı Phoebus'un atları Tellus'un yuvarlağını Neptune'un sularını ödünç aldıkları ışıklarıyla 30 kez, 12 ay 12 ay, 30 kez aydınlattı gecelerimizi aşk tanrısı bağlayalı yüreklerimizi, ellerimiz birleşeli o kutsal törende.
Trinta vezes o carro de Febo circulara... o sal de Netuno os litorais lavara... e trinta dúzias de luas iluminadas... fizeram doze vezes trinta suas jornadas... desde que nosso coração e Himeneu... em sagrado elo uniram meu destino ao teu.
Evet, efendim. Ah, demek bu cesur Yüzbaşı Phoebus, savaşlardan sonra evine dönmüş.
Ah, eis o galante Capitão Febo que volta da guerra.
Yüzbaşı Phoebus, onu tutuklayın!
Capitão Febo, prendei-a.
Ve kesinlikle Phoebus'dan iyi.
Pelo menos, é muito melhor do que Febo.
Phoebus!
Shh.
Ölümden dönen Yüzbaşı Phoebus.
Capitão Febo, ressuscitado dos mortos.
- Phoebus!
- Febo!
- Phoebus. - Çok güzelmiş.
- Phoebus.
"Güneş" demek.
- Phoebus?
Bir kadın için arkadaş terk edilmez.
Phoebus, não se abandona um amigo por uma mulher!
Yüzbaşı'yı bıçakladın mı?
Apunhalaste o capitão Phoebus de Châteauper?
Beni öperken bıçakladım onu.
Apunhalei Phoebus, quando ele me estava a beijar.
Phoebus'u bıçaklayan sizsiniz.
Sim, o homem de negro que atacou Phoebus.
Phoebus, sizden saklayacak değilim.
Phoebus, não tenho nada para esconder-te.
Senin kalbin, Phoebus'un göğsünde çarpsaydı dünya, çok güzel olurdu.
Quem me dera que fosse o teu coração a bater no peito Phoebus! Que maravilhoso seria o mundo!
Adım Phoebus.
Sou Phoebus.
Adı Phoebus.
Chama-se Phoebus.
Phoebus diğer kapsül Atlantis'e getirildiğinde yanında olmak istiyor.
Phoebus deseja ardentemente estar presente quando trouxermos a outra cápsula.
Phoebus senden bir iyilik istiyor.
Phoebus tem um favor a pedir-lhe.
Phoebus?
Phoebus?
O nefretti, yenilgi değil, Phoebus.
Era de ódio e não de derrota, Phoebus.
Halkın nasıl savaşılır bilmiyor, Phoebus.
A tua gente não sabe lutar.
İçeriye birden fazla giriş var, Phoebus.
Há muitas formas de entrar, Phoebus.
İstediğin bu mu, Phoebus?
Era isto que querias, Phoebus?
Phoebus.
Phoebus.
Phoebus, halkın çok uzun zaman önce öldü.
Phoebus, o seu povo há muito que morreu.
Ben Delphi'nin ruhuyum... kudretli Python'un katili... Phoebus Apollo'nun sözcüsüyüm.
Sou o espírito de Delfos, orador das profecias de Apolo, matador da poderosa Píton.
Phoebus kim?
Quem é Phoebus?
Phoebus, Güneş Tanrısı.
Phoebus? O Deus do Sol.
Phoebus mu?
Phoebus...
Yüzbaşı Phoebus'un öldürüldüğü hançer bu mu?
Mostrem as provas.
Masum olduğunu biliyorsunuz. Bu tanıklar bunun kanıtıdır.
O punhal que matou o capitão Phoebus?
Hizmetlerinizin kayıtları sizden önce geldi, Phoebus.
A vossa folha de serviços precede-vos, Febo.
Ben Phoebus.
Chamo-me Febo.
Bu Phoebus.
Este é o Febo.
Duydun mu Djali? Phoebus!
Ouviste, Djali?
Phoebus!
Phoebus!
Oturun, Phoebus.
Sentai-vos, Phoebus!