Pile tradutor Português
62 parallel translation
Şimdi de bu kablolar, efendim. Bir pile bağlılar ve aynı cins fişeklere.
Com estes fios são ligados a uma pilha e aos busca pés.
- Sana, güzel bir alıştırma önereyim. - Kürk isimlerini tekrarla.
Sabes que é um exercício muito bom de pronunciar o nome dos casacos de "pile".
- Kürk isimleri mi?
Dos casacos de "pile"?
- Hayvanların paltosu olan kürkler.
- Sim, dos casacos de "pile".
- Ne yasası şerif Pile?
- Que regulamento, xerife Pile?
We figured he must've had a big pile of them
Achávamos que deveria haver muitas escondidas em algum lugar.
Tek yapman gereken projektör kablolarını bu pile bağlamak.
Só tenho de ligar os fios do teu projector a esta pilha.
Bana sadece iki pile mal oldu.
Só lhe dei duas pilhas.
Bu tür işler için bir pile ihtiyacım var.
Preciso de uma bateria para este tipo de trabalho.
Neden birinin.... 26 tane yassı pile ihtiyacı olabilir ki?
Porque é que alguém precisa de 26 baterias de barco?
Kral şimdi de kim şahmerdan görmek ister diye soruyor.
E agora o Rei está a perguntar a esta multidão... se ele querem ver... o pile driver.
Bu... Bu şahmerdan hareketi!
Ele vai sofrer um pile driver!
"Hayatını birkaç pile emanet eden herkes salaktır." derdi.
"Qualquer homem que ponha a vida nas mãos de um punhado de baterias, é idiota."
Önce "pile".
Plié, primeira.
- "Pile" de ne demek?
- O que é um plié?
"Yarı-pile" ve dur.
Demi-plié e... fica.
Pile ihtiyacın var mı?
Precisa de pilhas?
200 pile ile uğraşmak eğlenceli değil mi, Ray.
Duzentos pliés não é divertido, Ray.
Daha sonra arkadaşımız Richard Pile ne yapmamız gerektiğini bilebilir diye düşündüm.
E então lembrei-me que o nosso amigo Richard Pyle talvez saiba o que fazer.
Şimdi uçları pile bağlayalım.
Agora liga os cabos à bateria.
Diyor ki, fünyeden... pile doğru giden kabloyu kesecekmişsin.
Ele diz para cortar o fio que vai do detonador para a bateria.
Fotoğraf makinem için yeni bir pile ihtiyacım var... ve pili takarken, makineme iyi davranın.
Preciso de pilhas para a minha máquina, e já agora também podias fazer uma limpeza.
AAA pil olmadığı için D pile usta bir hamle yapıyorum.
Esgotámos as AAA, por isso, vou reduzir algumas destas D.
İki tane kalem pile ihtiyacım var.
Preciso de duas baterias AA.
Hiç dilinin ucuyla dokuz voltluk bir pile dokundun mu? - Evet.
Você já tocou numa bateria de 9 volts com a ponta da língua?
Bea. Hey, pile ihtiyacım var.
Ouve, preciso da bateria.
Daha büyük bir pile ihtiyacımız olacak.
Vamos precisar de pilhas maiores.
Bilgili, dikkatli ve metodik olan bir zanlının DNA gibi açık bir delili suç mahallinde bırakmış olması size de ilginç gelmiyor mu?
Does it strike anyone else as grossly inconsistent that an unsub this sophisticated and methodical would leave an obvious pile of his dna at the crime scene?
Ama bebeğim, geçen cumartesi "Kazık Çakıcısı" yaptığından bu yana başım dönüyor.
Querida, eu ainda estou tonto daquele "pile driver" de Sábado.
Pile ihtiyacı yok.
Não precisa delas.
- "Pile on the Piffle" - "Pepper"
- "Pilhas de Babosices". - Baboseiras.
Bugün Phil'in "Pile on the Pepper" oyununda kimin başrol oynayacağını dünyaya duyuracağı gün.
O Phil anuncia hoje a protagonista de "Pilha de Baboseiras"
- Şey, tabii. Pile on the Pepper'da benimle başrolü kapmaya çalışacak.
Claro, e conseguir-me o papel na "Pilha de Baboseiras".
- Büyük bir parti mi? - "Pile on the Pepper." Phil duyuruyu yapacak.
O Phil vai dizer quem escolheu para a "Pilha de Baboseiras".
Peki, Philip ; "Pile on the Pepper" işindeki derin düşüncelerin nasıl?
Como vão as deliberações para a "Pilhas de Baboseiras"?
Bildiğiniz gibi, "Pile on the Pepper" ı elçilikte sahneliyorum, biliyorsunuz.
Sabem que vou apresentar "Pilha de Baboseiras", no Ambassador.
"Pile on the Pepper" daki tek "Hortensia",... aynı zamanda benim "Hortensia" m.
Ela não é só a Hortensia de "Pilha de Baboseiras" como é também a minha Hortensia, se me entendem.
Zaten üç pile sahibim.
Já tenho três pilhas.
Pile bile ihtiyaçları yok.
Nem sequer precisam de baterias.
* Bir patatesi, bir pile çevirebiliyorum *
* Posso fazer uma pilha com uma batata *
Üçüncü pile bağlı, aktif tek bir fünye var.
É o único ligado ao detonador na 3ª bateria.
- Soğuklar pile zarar veriyor.
O frio descarrega a bateria. Eu sei.
Sarı-kırmızı bir kablo. Pile giden kabloyu kes.
Amarelo com vermelho, cortado na bateria.
İşte buldum! Pile ulaşım kapağındaki vidayı çıkarın.
Remover parafusos para chegar ao compartimento das pilhas.
Fassbinder çipleri kabloyla bir güç kaynağına bağlanır. Ayrıca yedek pile ihtiyacımız var.
Os chips Fassbinder estão ligados a uma fonte de energia e a uma bateria suplente.
- Bir pile bağlanmışlar.
- Estão ligados a uma bateria.
Ülkeden uçakla kaçacağımızı söyledi. Ama o kadar pile ancak tekneyle kaçacaksan ihtiyacın olur.
Disse que voávamos para fora do país, mas só precisa dessa quantidade se for de barco.
Onu eve getirdim oturma odasındaki dolabın üzerine koydum ve sonra Fındık bir kediyi kovalıyordu, onu devirdi ve gemi aşağı düştü.
Eu estou supondo que em casa. Eu coloquei o pile gabinete. Milou perseguiu o gato e arrastou-o para...
Kimin o kadar pile ihtiyacı olur ki...
Ninguém precisa de tantas.
Pile ve tuvalet kâğıdına ihtiyacım var.
Preciso de baterias e papel higiênico.
Pile ihtiyacım var.
Preciso de pilhas.