English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ P ] / Pois

Pois tradutor Português

114,656 parallel translation
- Evet.
- Pois.
Evet, ben de ederdim.
Pois, também eu.
- Öyle mi? - Öyle.
Pois.
Bir yandan yürüyüp bir yandan viskisini içen çomar Âdem ile Havva'nın o elmayı almaya hakları olduğunu iddia etmiş. Tanrı iyi niyetli olsaymış o lezzetli meyveyi almalarını onlara hiç yasak eder miymiş?
O labrego, que bebe uísque enquanto caminha acredita que Adão e Eva têm todo o direito de tirar a maçã pois, se Deus fosse bom porque os proibiria de partilharem aquele fruto delicioso?
Evet.
Pois.
Tamam.
Pois.
- Tamam.
- Pois.
Evet. Bilirsin işte... çalışıyordum.
Pois, sabes...
Sahi mi Wendy?
Pois. Eu sei, Wendy.
- Daha önce konuştuğumuz imarla ilgili sorunlar.
- Pois. É o problema com a zona de que falámos.
Açlıktan ölecek hâlleri yok ya?
Não podem morrer à fome, pois não?
Evet, durumlar karışık ama hiçbiri senden önemli değil.
Pois, muita mesmo. Mas nada é mais importante do que tu.
Evet, doğru duydun anne.
Pois. Isso mesmo, mãe.
Söyle hadi, niçin?
Pois, porquê?
Sizde hiç utanma yok, değil mi?
Vocês não têm vergonha, pois não?
- Hayır, gerekmiyor.
- Pois não.
- Evet, olabilir.
- Pois, talvez.
Evet, geldik.
Pois foi.
- Yani bu hiç de...
- Pois, isso não...
- Evet.
- Pois pode.
Ama bu teklifi dikkate alamayız, değil mi?
Mas isto não é algo que possamos realmente considerar, pois não?
Tanımıyor.
Pois não.
Evet.
Pois. Ouça...
Tamam ama yine de almam lazım...
Pois, mas eu tenho de fazê-lo, portanto...
Bir de para kaybettirerek seni daha zora sokmak istemem...
Não quero piorá-lo consigo a perder dinheiro e... Pois.
- Oldu işte.
- Pois.
- Ayrıca sedef de bir hastalık değil.
- Pois. E não é uma doença.
Marty de kendini korumak için iş birliği yapması gerektiğini anlar.
Pois. E o Marty saberá que terá de cooperar para ter proteção.
Tabii.
Pois.
Etrafa bakınca bunu anlamak imkânsız.
É que não tenho forma de confirmar isso, pois não?
Hiç mantıklı değil, haksız mıyım Darlene?
Não faz sentido, pois não, Darlene?
- Buna inanmıyorsun, değil mi?
- Não acredita nisso, pois não?
Var zaten.
Pois há.
Adam öldü, artık bir önemi kalmadı, değil mi?
Agora está morto. Não interessa, pois não?
Anladım.
Certo. Pois.
- Evet, biliyorum. Biliyorum.
- Pois, já sei.
Hiçbir zaman senin suçun değildir, değil mi Kevin?
A culpa nunca é tua, pois não, Kevin?
- Hmm. Evet evet.
Pois foi.
Oh, ağzınla değil, değil mi? - N...
Não foi com a boca, pois não?
Hayır, "falan" derken temiz pantolonu kastettiysen olur.
Pois é. Não. Por acaso não tens umas calças lavadas?
Evet, yapıyorlar.
Pois é.
Evet. Cooler'dan pantolon ödünç almak zorunda kaldım. Bu...
Pois, eu tive de pedir umas calças emprestadas ao Cooler.
Doğru. Malibu'ya gidiyorsun.
Pois, vais para Malibu.
Peki.
Pois...
- Evet.
- Pois...
- Evet.
- Pois é.
Doğru.
Pois.
- Tabii.
- Pois.
Tabii ya, tabii ya.
Pois foi.
Tabii Kevin.
Pois.
Hayır.
- Pois não.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]