Politico tradutor Português
128 parallel translation
Neticede bir politikacıyım.
Afinal, sou apenas um politico.
Politik yok!
Non politico!
Gruber beni isteklerine alet edecektir.
Gruber é um politico.
Politikacı mı?
Politico?
Kişisel, politik, cinsel.
... pessoal, politico, sexual...
Peder, bu konvoyun politik mi, ruhani bir olay mı olduğunu söyler misiniz?
Padre, este comboio é um evento espiritual ou politico?
Bin yıldır sistemli bir şekilde haksız davranılan kadınlar aşama aşama onlara geleneksel olarak men edilen politik ve ekonomik güclerine kavuşuyor..
As mulheres, sistematicamente mal tratadas por milênios, estão gradualmente ganhando o poder politico e econômico, que Ihes era tradicionalmente negado.
Ben politikacıyım, masal benim işim.
Sou Politico. Mentir é a minha especialidade.
Meşhur bir yerel politikacının bana söylediği gibi... "Bu an, şehir ve New Yorklular için... " gurur anıdır ".
Um politico local disse, "É um momento de orgulho para a cidade e todos os nova-iorquinos."
Polit Büro'daki görevimden beri bu kadar yalanı bir arada hissetmemiştim.
Não ouvia tantas mentiras... desde que trabalhei para o departamento politico.
Her parti politik bir gösteri haline dönüşüyordu. ... ve her gösteri de bir partiye.
Cada festa tornava-se num comício politico, e cada comício, numa festa.
Evet, savaşın amacı siyasi sonuca hizmet eder,... ama savaşın gerçek doğası kendine hizmet eder.
Sim, o objectivo da guerra é sustentar um propósito politico, mas, a verdadeira natureza da guerra é sustentar-se a si mesma.
Eğer sığınma istiyorsan bir şeyi gözden kaçırıyorsun.
Você está enganado se acha que vai receber asilo politico!
Hatip, siyasetçi...
Orador. Politico.
Çoğu politik, New York ve Boston'da.
Maioritariamente politico, New York e Boston.
Lordum. Politika işte budur.
Senhor, foi um gesto politico...
Bir 20 daha. 25. Farkına varmadan bize yaklaşıyorlar.
Há uns vinte perto de nós e mais lá um politico.
Shogun çekildi... ve siyasi güç İmparator'a döndü.
O Shogun afastou-se, e o poder politico regressou ao imperador.
Siyasi rant sağlamak için yüreksizce bir hareketle, Pizza Günü bundan sonra İtalyan-Amerikan Soslu Ekmek Günü olarak kutlanacak.
Num acto politico, o "Dia da Pizza" passa a chamar-se : "Dia do Pão e molho italiano-americano".
Politik ağız yaptığım için kusura bakma.
Perdoem-me por ser tão politico partidário.
Anılarımda, çölde geçen bir gecenin nasıl güzel olabileceğini anlatıyorum, daha ziyade bir İngiliz bürokratımızın şeyhin teşkilâtında rüşvet yediğini sanıyorum.
Nas minhas memórias, eu descrevo - bastante bem, penso eu - como uma bela noite, no deserto, eu corrompi um colega, politico britânico, para o serviço do sheik.
Bir bürokratı lekelenmekten korumak MI5'e kalmıyor mu?
Eles não o querem destruir. E é função do MI 5 protejer um politico de embaraços?
Ülkeyi değil, bir siyasal partiyi koruyoruz, Tanrı Aşkına!
Não estamos a proteger o país, mas um partido politico, por amor de Deus!
Elektra Kayıt Stüdyosu sanatçısı, karşı-politik eylemci Jackson Browne.
O músico / activista politico, Jackson Browne.
Ben politikacı değilim.
Não sou politico.
Chicago'daki tek politikacı Lalowe Brown mı?
Lalowe Brown é o único politico em Chicago?
Sanırım herkes senin gibi yalaka olamaz.
Parece que nem todos podem ser o graxista politico que tu és.
Aynı seninki gibi, duvara kanla bir şey yazılmıştı : "Politik Domuz."
Tal como os teus, havia algo escrito com sangue : "Porco Politico".
Politikacı oğlu.
E filho de um politico.
Yani, ben bir politikacıyım bilim adam değil. USCS'dekiler Hebgen Gölü gibi bir şey diyor, onlara inanmak zorundayım.
... mas que raio, eu sou um politico e não um cientista, os tipos do USGS disseram-me que era outro "Hebgen Lake",
Tam bir küçük politikacı oluyorsun, Shawn.
Estás a tornar-te num pequeno politico, Shawn.
Newport Beach politikacısı.
Um politico de Newport Beach.
Siyasi suçlu statüsü tanınmasını talep ediyorum.
Exijo ser tratado como um prisioneiro politico.
Siyasal sistemimiz büyük şirketlerin elindedir. Bu durumu makul bir şekilde ifade etmek için radikal bir şekilde atmamız gereken adımlar ölçek küçültme gerektirir.
O nosso sistema politico é controlado por grandes corporações os passos que teríamos que dar para resolvermos o assunto de uma maneira razoável seria um Downscaling, e se você fosse um grande CEO de uma grande empresa e contribuísse com
Diğer seçenek ise ; kaçınılmaz olanı karşılamaya hazırlanmaktır, yani ucuz petrol dönemi kapanacak, daha temiz, daha güvenli ve petrol ihraç eden ülkelerin politik ve sosyal yapısına daha az zarar veren alternatif enerji teknolojilerine yatırımlar başlayacaktır.
A outra a opção é começar a preparar para aquilo todos nós vemos que irá acontecer que é, o fim da era do Petróleo barato e começar a investir em tecnologias energéticas alternativas que sejam mais limpas, seguras e que não tenham tanto impacto sobre a maquilhagem Politico Social dos países exportadores de Petróleo
Bu konuda politikacıların önayak olması çok düşük bir ihtimaldir çünkü iktidardaki insanlar için- - Bir politikacı için bir kriz ortaya çıkmadan önce önlem almak yerine, ortaya çıktığında müdahalede bulunmak çok daha kolaydır.
Existe muito pouca esperança nos Políticos em tomarem a dianteira neste assunto porque muito difícil num governo, ou por outra é muito mais fácil para um Politico reagir a uma crise quando está a acontecer do que tomar medidas para se preparar para ela.
Politik olarak aktif açık kalpli gazeteci?
O jornalista politico de mente aberta?
Siyasi Komiser öldü.
O Comissário Politico já cá não está
Ama Dışişleri Bakanlığından aldığımız emre göre, orada alıkoyduğumuz... ... politikacıyı görevine iade etmeliymişiz.
Mas uma das ordens do Estado, diz que o politico que nós detemos deve voltar às suas actividades.
Tanrı'nın huzuruna çıktığımızda, Yani oraya hiç ulaşamassak, Bize siyasi görüş kartımızı sorar mı?
Quando ele estiver em frente a Deus, se alguma vez lá chegar, ele irá perguntar-nos pelo nosso cartão politico?
Ne kadar kurnazca.
Tão politico.
O bizim ülkemizde niye bir Politikacı değildir? Veya sanayici, şimdiye kadar bir suçtan suçlu bulunmadı
Porque neste país nenhum politico ou industrialista alguma vez foi condenado por um crime.
Bu seçim konuşmasını başkanlığa adaylığını koyduğun zamana sakla. Oyun sanadır.
Guarde o discurso politico quando se candidatar a Mayor.
- Politikacı olmayan birini.
- E não é um politico. - Quem?
Frank Boylan davayı Başkan'a iyilik olsun diye örtmeyi kabul etti.
O Frank Boylan concordou em abafar o caso como favor politico à Presidente.
Ben o tür bir politikacı değilim.
Não sou desse tipo de politico.
Ama dünya yüzündeki politik güç basamaklarını tırmanmanı umuyorum.
Mas eu espero mesmo que tu te eleves nas alturas do poder politico aqui na Terra.
Belki politikaya atılıp başkan bile olursun.
Talvez te tenhas tornado num politico Até mesmo num Presidente.
Politikacı olmayan bir belediye başkanı seçerek.
Elejam um presidente da câmara que não seja politico.
İmparatorluk ordusu hiç bir siyasi müdahele olmaksızın yönetebilecek ve kural koyabilecekti.
O exército imperial lá podia actuar e governar sem controlo politico.
Şu politikacı...
Aquele politico...