Posse tradutor Português
3,190 parallel translation
Jeff City'de güneybatıya açılan yalnızca bir tane geçiş gişesi vardır. Rolla'dan Heinz Sauermagen diye bir adam iki yıla yakın zamandır, yasadışı olarak bu gişeyi elinde bulunduruyor. Adamınız General Schofield onu oraya yerleştirdiğinden beridir.
Só existe uma cabina de portagem em Jeff City, para o Sudoeste, e este homem, Heinz Sauermagen de Rolla... esteve na sua posse ilegal por perto de dois anos, desde... que o vosso General Schofield lá o colocou.
Zihnin senin boğulduğunu düşünüyor, ölüm seni ele geçiriyor.
Sua mente pensa que você esta afogando, morte de tomar posse.
Kuzeydoğudaki varisim en iyi öğrencim Ma San'dır.
A Norte, quem tomou posse foi o meu principal discípulo, Ma San.
Hayatımda dört mevsim varsa ailem için, doğrudan ilkbahardan kışa geçtik.
O exército tomou posse da nossa casa. Se a vida tem quatro estações, passámos directamente da primavera para o inverno.
Altın Köşkü Çinli bir vatan haini devraldı.
COLABORADORES TOMARAM POSSE DO PAVILHÃO DOURADO
Yani sabıka kaydınızda uyuşturucu bağımlılığı da var?
Então, posse de drogas faz parte Da tua folha de antecedentes.
En değerli varlığını öldürmezsin.
Não se mata a posse mais valiosa.
Yuri'de mi?
Está na posse dele?
Sonra yeni kiracılar taşınacak.
E depois, os novos inquilinos tomarão posse.
Hem narkotik davası, hem küçük kız davası. Senin için içeride çok uzun bir zaman söz konusu.
A posse de narcóticos, meninas menores de idade, seria um longo, longo tempo aqui dentro para si,
Manning'in elinde Irak ve Afganistan savaşlarına ait yaklaşık 500.000 gizli belge bulunuyordu.
Manning tinha em sua posse quase 500.000 documentos confidenciais sobre as guerras no Iraque e no Afeganistão.
Afgan savaş tutanaklarının yayınlanmasının ardında WikiLeaks 250,000 diplomatik yazışma üzerinde çalıştıklarını ve kısa bir süre içinde yayınlayacaklarını duyurdu.
Após a divulgação dos registos de guerra Afegãos o WikiLeaks anunciou estar na posse de mais de 250.000 telegramas diplomáticos dos EUA e planeia divulgá-los em breve.
Ölüm Yarışı'nı organize eden Weyland lnternational Şirketi'nin sert bir ele geçirme girişimi için hedef alındığı söylentileri dolaşıyor.
Segundo rumores, a Weyland International, a organização responsável pela Corrida Mortal, foi objecto de tomada de posse hostil.
Bir iş adamı olarak ele geçirme söylentilerini sıkça duyarım.
Para um homem de negócios, a tomada de posse é normal.
Marcos Mendez an itibariyle eski federal ajan Pala Cortez'in elindedir.
Na posse de Mendez encontra-se o ex federal, Machete Cortez...
Bunlar yaklaşık getirilecek bir iblis masum bir zaman alır.
Aparece quando um demônio toma posse de um inocente.
Çünkü yaşIı bir vatandaşın, esrar bulundurma ve satma... gerekçesiyle evini basmamızı talep ediyorsunuz ama, kanıtınız yok.
Porque tu queres que prenda-mos uma cidadã idosa por posse de uma droga com intenção de vender, Mas, no entanto não tens nenhuma prova.
Sürücü arabadan çıkıyor ve koşarak geliyor. Bu sırada silahı adamdan uzak tutmaya çalışıyorum,...
Então o motorista sai do carro e vem a correr, enquanto eu estou a lutar com o tipo pela posse da arma,
Eroin mi? Hayır, marihuana bulundurmakla suçlandım.
Não, a acusação foi, posse de marijuana.
Bunu nasıl elde ettiniz, Bay De Souza?
Como foi parar à sua posse, Sr. De Souza?
Hepimizin öyle olması lazım, mon ami, hepimiz beyinlerimizin kontrolü altındayız.
Todos estamos gratos, mon ami, por estarmos na posse das nossas faculdades mentais.
Elimde bazı bilgiler var, evet.
Tenho na minha posse certas informações, sim.
Açılış merasimi için yine gelmelisin.
- Só hoje. Tem de vir à tomada de posse.
Açılış merasiminin oturma planı.
Primeiro, o mais importante. O esquema dos lugares para a tomada de posse.
Açılıştaki konuşmasında bir vaatte bulunmak istiyor.
Ele quer fazer uma promessa na tomada de posse.
Açılış merasimi yüzünden herkes çift mesai yapıyor sen ise bir gidiyorsun sonra kayboluyorsun.
Todos estão a trabalhar na tomada de posse e tu desapareces...
Ve size, bu tasarıyı hükümetimizin ilk yüz günü içinde kongre önüne getirmeyi vaat ediyorum!
TOMADA DE POSSE PRESIDENCIAL E garanto-vos que teremos essa reforma no Congresso nos primeiros 100 dias desta administração.
" WALKER GÖREVE BAŞLADI.
Walker Toma Posse
Satma niyetiyle bulundurma.
Posse com intenção de distribuir.
Kefil olan kişi asıl borçludan daha çekici bir kıymete dönüşürse ne olur?
o que acontece quando a garantia se torna a posse mais valiosa?
- Berlin'de taşıyıcı olarak tutuklanıyor.
- Ele é preso por posse em Berlim.
Berlin'de eroin bulundurmaktan tutuklandın ama salıverildin.
Em Berlim, foi preso por posse de heroína, mas foi libertado.
Ama uyuşturucu bulundurmaktan hükümlüysen nasıl ikamet izni aldın?
Mas, como é que obteve permissão para sair se tinha uma condenação por posse?
Kendisi cinayet, adam öldürme amaçlı komplo, bombalama ve patlayıcı bulundurmakla suçlanıyor.
Ele é acusado de homicídio, conspiração para cometer homicídio, conspiração para causar explosões e posse de explosivos.
Elinde iki şey olduğuna inanıyorum.
Penso que o Judeu tinha dois objetos na posse dele.
Fiziksel Dünya'yı geri almanın vakti geldi.
Está na hora de tomar posse do Mundo Físico.
Bir düşünün elinizde Işığı Getiren ile uzun süre bu konular hakkında endişelenmemize gerek kalmayacak.
Pense... com o Lightbringer na sua posse, nunca mais teríamos de nos preocupar com essas coisas.
Düşünün efendim Işığı getireni bir kez ele geçirdiğinizde bir daha kimsenin ölmesine gerek kalmayacak.
Pense, senhor... assim que o Lightbringer estiver na sua posse, nunca mais ninguém precisará de morrer.
- Çok. Dostum, sende bana ait bir şey var.
Meu amigo, tem na sua posse algo que me pertence.
Peki Dracula bu şeyi ele geçirirse ne olur?
O que acontece se Drácula tiver a arma na sua posse?
Göreve başlama tebliğinden sonra ağladı ve Tanrı'nın Güney Afrika halkını kurtarmak için onu seçtiğini söyledi.
Após tomar posse, ele chorou e disse que Deus o estava a chamar para salvar o povo da África do Sul.
Valinin oğlu el koymaktan tutuklandı, dava düştü.
Filho de governador preso por posse, queixas retiradas
Kuvvet ve Ayaklanma yasaları Amerikan toprağında savaş birliği konuşlandırmayı çok zorlaştırır.
A Lei "Posse Comitatus" e a da Insurreição torna muito difícil destacar tropas de combate em solo americano.
Karım bana bunu almış. Yemin töreni için.
A minha mulher deu-mo para a tomada de posse.
Bayım, filminizi almamda bir sakınca var mı?
Senhor, autoriza-me a tomar posse desse filme?
Dinle, bunu geçici olarak sana emanet ediyorum.
Oiça, vou transferir temporariamente a posse para si.
Kim ne derse desin içinde ne olursa olsun, film senden alınmayacak.
Independentemente do que digam, independentemente do que lá está, o filme fica na sua posse.
Chloe, A sınıfı bir uyuşturucu bulundurmak suç işlemektir.
Chloe, a posse de drogas de classe A é crime.
Her ay, uyuşturucu bulundurma nedeniyle birkaç tutuklama olur.
Duas detenções no estado por mês por posse, mas nada mais do que isso.
Saldırı ve uyuşturucu taşıma.
Agressão e posse de droga.
Bırak kurul senin Huntsman restoranına tekrar kabul edildiğini bilsin ve kararını bu yeni gelişmeye göre alsın. "
"Jack", disse eu, "está na altura de te mostrares " para a comunidade saber que agora és aceite no sagrado The Huntsman "e que estás na posse de todas as tuas faculdades."