Primo tradutor Português
6,213 parallel translation
Kuzenim oraya bir kez gitmişti ve birini gördüğüne yemin ediyor.
O meu primo foi lá uma vez, jurou que viu uma.
Walt Eğer bu iş batıyorsa söyle, çünkü Phoenix'te tamirhanesi olan bir kuzenim var.
Se for para ficar pior, Walt, avisa-me, pois tenho um primo em Phoenix...
Devrim sırasında kezenini ve ailesini....... Çeçenistandan çıkaran kimdi?
Quem tirou o teu primo e a sua família da Chechénia, durante a revolução?
Kuzenin ve ailesi de ölecekti.
Assim como o teu primo e a sua família iam.
Kuzenim de kendini öldürmeye çalıştı.
O meu primo... tentou suicidar-se.
O kim? Paloma'nın kuzeni.
O primo da Paloma.
Kadının kuzeni bir ziyarette bulundu.
O primo da mulher fez-me uma amigável visita.
Bana kuzeni olduğunu söyledi.
Diz que é o primo dela.
Kuzenini ziyaret edebilir ve arkadaşçıl bir ziyaret olmadığını gösterebilirsin.
Visite esse tal primo, e certifique-se que não é uma visita amigável.
Mısır'daki kuzenini ara istersen.
Liga ao teu primo no Egipto.
Kuzeni de uçaktaydı.
O primo dele estava no avião.
Yedi mersenne sayısı.
7 é um número primo de Mersenne.
- Kuzenine gitmesini söylemedin mi?
Roy! Não tinhas dito ao teu primo para não vir aqui?
Kuzenimizin... Zac'e yardım ettiği için al-Hazari öldürdü.
É um primo meu... morto por Al-Harazi por ajudar Zac.
Kuzenim.
O meu primo!
Kuzenim bu otelde kalıyor.
O meu primo está no Hotel.
- Hadi ama! Bu ceketi haftaya Yahudi kuzenimin doğum gününde giyecektim.
Eu ia usar este fato no bat mitzvah do meu primo na próxima semana.
Aslında sekizinci sayfada. Yani sakın sonunu söylemeyin.
Você é a mesma garota que deu o primo de Ryan Gosling uma lap dance em uma festa de casa em Encino.
O halde arayan kuzeni diyelim.
Ora bem... Suponha que é um primo querido quem faz a pergunta. Assim, já o teria visto?
Tanıştırayım, kuzenim "Fiyakalı" Johnny Shea ve türüne az rastlanan Bulgar çetesi Dead Rabits.
Este é o meu primo, "Dandy" Johnny Shea e esta cambada de búlgaros raros são o gangue "The Dead Rabbits".
Kuzenimle konuşacağım.
Vou falar com o meu primo.
Ve anne tarafından kuzenim.
E meu primo pelo lado da mãe.
Korkarım baban, kuzeniniz Shrimpie'yi çatımın altında hoş karşılamadığımdan dolayı hayal kırıklığına uğramış durumda.
Receio que o seu pai esteja algo desiludido por não me sentir inclinado a receber o vosso primo Shrimpie na minha casa.
Eski Lord Hexham babamın kuzeniydi.
O velho Lorde Hexham era primo do meu pai.
Kuzenin olmalı.
Deve ser seu primo.
Ben gıcık kapıyorum.
E ele é meu primo. Irrita-me.
Sen benim teyze oğluna yanıksın.
Gostas do meu primo.
Hem kuzenimizin düğünü, bir jest mest bir şey olsun. İyi ver.
É uma boa ação, já que o noivo é nosso primo.
Dayımın oğlu aşkım, resimlerimizi çekivermişti ya.
Quem é o Cemal, Nusret? O meu primo. Ele tirou as fotografias.
Bu bey kuzenim "Fiyakalı" Johnny Shea.
Este é o meu primo, "Dandy" Johnny Shea.
Conde ailesinden Louis.
O meu primo, Luís de Conde.
Komisyoncu kuzeni ve FCC'den arkadaşı ile birlikte çift partnerli oynuyoruz.
Vamos jogar a pares com o primo que é lobista e o amigo da FCC.
Biliyor musun, bence kuzenim senden biraz hoşlanıyor.
Sabe, acho que o meu primo gostou de si.
Kuzenimin Hollywood'da bir sahne elbisesi dükkanı var.
O meu primo tem uma loja de adereços em Hollywood.
Siz ve kuzeniniz, bir çocuğun Cadılar Bayramını çok özel hale getireceksiniz.
Você e o seu primo vão tornar o Halloween de um menino muito especial.
Benim de bilirsiniz işte çileden çıkmış bir kuzenim var.
Tenho um primo que está um pouco avariado.
Evet, bir kaç gün önce kuzenim buraya gelmiş.
O meu primo esteve aqui recentemente.
Kuzenimin satmaya hakkı yoktu.
O meu primo não tinha o direito de vendê-lo.
- Kuzenimle oturuyorum.
Moro com o meu primo.
Boğazında delik olan kuzeninden aldığın 2 dolarlık merlot şarabından lazım.
Ei, Oleg, preciso de um daqueles Merlot de 2 euros que compras ao teu primo que tem um buraco no pescoço.
Hayır, bu bölümde sana Grand Aupuni'de bellboyluk yapan kuzeninden bahsedeceğim.
Não, é nesta parte que digo que sei que teu primo trabalha como carregador de malas no Grand Aupuni.
Kuzenim Bobo ev tipi yazıcı ve çamaşır suyuyla beşlikleri ellilik yapardı.
Meu primo Bobo usava impressora e cândida. para transformar notas de 5 em 50.
Kuzenim Renzo, şoför olan oydu.
O meu primo Renzo era o motorista.
Hayır ama burada yaşayan bir kuzenim var, mülkün büyük payı size ait bunu biliyorum.
Não. Não, mas tenho um primo que mora aqui. E reconheço uma bela propriedade quando vejo uma.
- Kuzeninin yeğeniydi.
- Sobrinho do teu amigo, teu primo.
Burası kuzeninin evi demiştin, değil mi?
Esta é a casa do seu primo, que você disse? Sim.
Kuzenim Miguel.
O meu primo Miguel... Do Mexico.
O da polis işte, bilirsin, bunlar geçene kadar...
Na casa do meu primo.
Benim de kuzenimi bir defa yıldırım çarpmıştı.
Tive um primo que foi atingido por um relâmpago uma vez.
Ne yapacağını bilmiyordum, sanırım kuzen Peter bana acıdı.
Não sabia o que ia fazer e calculo que o primo Peter tenha tido pena de mim.
Kuzen iki kızın yerini söyledi.
O primo entregou as outras duas.