Privé tradutor Português
20 parallel translation
Şu an arka tarafta, dersini almakla meşgul.
Está no "Privé" a levar uma lição.
2 : 45 : Bob özel salonlara geçer.
3 menos um quarto, o Bob entra no "Privé".
Elbette. "Salle Privé" ye geçip rahat rahat konuşalım mı?
Retiremo-nos para a salle privée onde podemos falar em privado.
- "Salle Privé" ye götür beni.
Pois mostra o caminho para a salle privée!
Grace, "privé" ne demek?
Grace, o que significa "privé"?
Bu durum görevimi etkilemez, değil mi?
Espero que isto não me prive do meu cargo.
Zina eden bu adamı rahiplikten çıkarın!
Prive-se da dignidade masculina, o devasso!
Tamam tamam, adam gibi davranacağımıza söz veriyoruz.Hadi göster bize.
Por favor, não nos prive da sua arte.
Ya denize doğru çekerse sizi? Ya da denize inen uçurumun korkunç tepesine? Orada bir başka surete bürünüp... alırsa aklınızı başınızdan?
E se ele vos tentar em direção às águas ou ao alto do penhasco... cuja base fica sobre o mar, e lá assumir outra forma, horrível... que vos prive do domínio da razão e vos leve à loucura?
Biliyor musun, bir egitim almaya ve bir kariyer yaratmaya çalistigim için beni cezalandirman çok güzel. Ama güzel karimi hayalindeki evden mahrum etmene izin vermeyecegim. Sirf ben...
Pode penalizar-me por tirar um curso e construir uma carreira, mas não vou deixar que prive a minha bela esposa da casa...
Ancak, turnuvanın kalan kısmında tüm sözlü sataşmalardan kaçınmak zorunda kalacak.
Todavia, será exigido que ele se prive de todas emissões verbais durante o resto do torneio.
Korkarım ki Thomas, buraya istemeden de olsa, kitaplarını ve çalışmalarına el koymam emredildiği için geldim.
Thomas, estou aqui relutante, mas me foi ordenado que te prive de todos os teus livros, documentos e similares.
Ve bu benim iyi insanlığımın üzerine gölge düşürse de, sorun değil.
Embora isso me prive de coisas essenciais ao meu bem-estar, tudo bem.
Bence hiç bir şeyi yok etmiyor.
Não acho que nos prive de nada.
Ve "prive" de herhâlde gideceğimiz yer.
E também onde provavelmente temos que ir.
Bizi onlardan mahrum etme.
Não nos prive deles.
Hadi ben gidiyorum nene hakkını helal et.
Avó, já vou. Não me prive da sua benção.
- Ama Armani Prive'ydi o.
O que é isto? - Era Armani Prive.
Ve kendimizinkine yaklaştığımızda saat sesi daha da artar biraz aklı başında olan bir adam onu mutluluktan yoksun bırakmak adına sözlere müsaade eder.
E quanto mais próximos estamos do nosso, mais alto se ouve o relógio, e um homem são não permite que uma promessa o prive da felicidade.
Lütfen bizi güzel kızınızdan mahrum etmeyin kontum.
Por favor, não nos prive da sua linda filha, Conde.