Psycho tradutor Português
99 parallel translation
Alf yine telefonda. - Biliyorum, ama onu mutfaktan uzak tutuyor. Baban nerede kaldı?
Não se preocupem com o ALF, o canal 9 vai passar o Psycho.
- Biliyor musun bu benim kısa dalga rADYOM!
Escuta Alf, nós vemos o Psycho noutra noite.
- Seninkisi yeşil olan, değil mi?
O canal 9 vai dar o Psycho.
- Hey, siz Alf için meraklanmayın! - Kanal 9 da'Psycho'var.
Não se preocupem com o ALF, o canal 9 vai passar o Psycho.
- Sence uzaydan gelen bir canavar oğlumuz yan odada uyurken'Psycho'yu izlemeli mi?
Se eu acho que devemos deixar um extraterrestre ver o Psycho, enquanto o nosso filho dorme no quarto ao lado?
Ben Bayan Bates i istiyorum ( Psycho ) - Alf...
Eu não quero a Shanan, quero a Sra. Bates!
Başka gece Psycho'yu izleriz tamam mı?
Escuta Alf, nós vemos o Psycho noutra noite.
- Kanal 9'da'Psycho'var.
O canal 9 vai dar o Psycho.
Bu, iki Zantar, Bay Wolf ve Ninja Komando demektir. Snake-azon, Psycho Chopper...
Dois do Zantar, do Bay Wolf, do Ninja Commando, do Snake-azon e do Psycho Chopper...
Psycho-lanet-delic!
Psycho-fucking-delic!
- Psikopat kapa çeneni.
- Psycho, cala-te.
- Hey, ben bir psikopatım.
- Eu sou o Psycho.
Bir Psikopat gibi değil, Dwight gibi davranıyorsun.
Não pareces o Psycho. Pareces o Dwight.
Bana şunu söyle Psycho. Söylesene.
Diz-me uma coisa, Psycho.
Ben yerimi biliyorum Psycho.
Eu sei. Era aí que queria chegar, Psycho.
Psycho'daki duş sahnesini hatırlıyor musun?
Lembras-te da cena do chuveiro no Psico?
Anthony Perkins, "Sapık"
Anthony Perkins, "Psycho."
10 dakika sonra "SAPIK" başlayacak.
O "Psycho" começa daqui a dez minutos.
Yani demek istediğim "Sapık" dışından bir şeyler konuşmak...
Quero dizer, sobre outra coisa sem ser do "Psycho".
Psikopat Mike'la sorunun olduğunu duydum.
Ouvi falar da tua pequena desavença com o Psycho Mike.
Psikopat Mike bir adamın benimle uğraştığını söyledi. Batı binasında o adamla karşılaşmam lazım.
Há um tipo, o Psycho Mike, que diz que alguém anda a dizer coisas de mim que o deixam ficar mal, por isso tenho de ir confrontá-lo no West Block.
Çok normal gözüküyor.
Então, ele parece mesmo muito normal. Realmente nada indica pra um "psycho killer", mas continuo a sentir que algo me está a falhar. Sim.
Seni korkuttumsa özür dilerim, ama benim, sapık bir katil değil.
Desculpa se te assustei, mas apenas sou eu, não um psycho assassino.
Televizyonda "Sapık" oynuyordu. Aklıma gelen ilk isim o oldu.
Esteve a dar o Psycho, e foi o primeiro nome que me veio à cabeça.
Bu Psycho'dan sonraki en korkunç duş sahnesi.
Esta é a cena no duche mais assustadora desde Psico.
- Psycho - lesbo.
- Psico-vaca.
Ve sonunda, gerçek adını bilmediğim kısaca "sapık" adını verdiğim biri beni evine götürdü.
E resultou, um tipo levou-me para casa cujo nome nunca aprendi então vamos simplesmente chamá-lo de "psycho".
Bir şey gördü. Binbaşı Sacco'nun bilmemizi istemediği bir şey olmalı.
Deve ter visto alguma coisa que o Major "Psycho" não quer que saibamos.
Psiko!
Psycho!
Bu, gerçek adını öğrenene kadar Psikopat.
Este é o Psycho, até eu descobrir o verdadeiro nome dele.
Shamu ya da Psikopat ile daha bağlantı kuramadık.
Continuamos sem ter nada no Shamu ou no Psycho.
Ya Psikopat?
Então e o Psycho?
- Sapık'taki herifi biliyorsun. - Mmm.
Você sabe, como aquele cara de "Psycho"?
Miktarı saydıkları kulağınıza geliyor.
( Mary Harron : realizadora de "American Psycho" ) Podíamos mesmo ouvir as pessoas contar a quantidade
Şu an'Psycho'daki annenin evinin bodrum katındayız.
Estamos na despensa no porão da casa da mãe em "Psicose".
'Psycho'ile derin, üstü kapalı bir diyaloğun sürdüğü açıktır.
Um diálogo intenso e implícito com "Psicose" está em andamento.
Ani bir hareketle, Psycho'daki katil Norman Bates'in annesinin rolünü sahiplenircesine,... perdeyi açar, detaylıca kan izlerini
Em um gesto muito violento, como se assumisse o papel da mãe assassina de Norman Bates em "Psicose",
Çünkü, Psycho'da banyo deliği, fade out ile göze dönüşür. Bakış'a geri döner.
Que é precisamente outro exemplar desses objetos focais, pois em "Psicose" o ralo através de um fade-out, se transforma em um olho que nos devolve o olhar.
Hayır Psycho'da değiliz... şimdi beni cezbeden o ilk noktaya, tuvalet deliğine dönelim.
"Retornemos a meu primeiro objeto de fascinação, a privada."
Bence Psycho'nun en önemli yeri olan sahnede de aynı şey olmuyor mu? İkinci cinayet, detektif Arbogast'ın öldürülmesi.
Não seria exatamente a mesma coisa acontecendo naquela que considero a melhor cena de "Psicose", o segundo assassinato, o assassinato do detetive Arbogast?
Ya o insanların birbirini öldürmesini izlerken zevke gelen psikopatın biriyse.
Se ele é justo como o diabo, twisted psycho who gets off watching people fight with each other.
İlk olarak, Norman Bates ( Psycho-Sapık )'i yakalayana kadar burada kalacaksın.
Está bem, antes de mais, ficas cá até que apanhemos o Norman Bates.
O bir " Psikopat katil.
É um " psycho-killer.
Yapma! Mezarlıkta Psyco mu? ( Psycho-1960-Alfred Hitchcock filmi )
Psycho num cemitério?
"Psycho" yu gösterecekler.
Vão exibir Psycho.
Rafiq'i nerede bulabilirim? Bilmiyorum efendim.
Excelentíssimo Senhor, os Psycho chegou.
- Elvis Vokali Müziği.
É country gothic, há quem lhe chame Psycho Billy.
Psikopat tecavüzcü? Srn geldi?
"Psycho, o violador, O" sê " tempo esgotou-se?
Oldukça "Amerikan Sapığı" tarzı.
Muito ao estilo "American Psycho."
Hologram mı o? Yeni kartım.
( "American Psycho" )
Psikopatım!
Psycho!