Quasar tradutor Português
36 parallel translation
Rotamızın üstündeki Murasaki 312'den geçiyoruz, radyo dalgası yayıyor.
Passaremos por Murasaki 3 12, uma formação semelhante à de um quasar.
Dünya'daki astronomlarin, "quasar" adini verdikleri de belki de bu kasirgalardir.
Talvez este ciclone de estrelas seja o que os astrónomos na Terra chamam um Quasar.
Bazı astronomlar kuasarların bir galaksinin çekirdeğindeki devasa karadeliğe düşen yıldızlardan ibaret olduğunu düşünüyor.
Alguns astrónomos pensam que um quasar é causado por milhões de estrelas, caindo num imenso buraco negro no núcleo da galáxia.
Çok uzaklardaki bu silik quasar bu aletler tarafından katrilyonlarca watt olarak algılanabiliyor.
Um quasar longínquo é tão imperceptível, que a radiação detectada por um tal telescópio, atinge talvez um quadrimilionésimo de 1 W.
Pleiades'de yeni bir yıldız bulundu ayrıca.
Houve uma descoberta de quasar a dois bilhões de anos luz.
Lanet olası gök cismi de nedir?
Mas que raio é um quasar?
Rota dört-altı-dokuz, Charybdis gökcismine kilitlenildi.
Rota quatro-seis-nove, com destino ao quasar Charybdis.
Pilgrimler yenildiğinden beri... yeni tek bir göktaşı haritası yapılmadı.
Desde que os Peregrinos foram derrotados... nem um único quasar novo foi descoberto.
Tiger Claw'a Charybdis göktaşına gitmesini emrediyorum.
Ordeno que o Tiger Claw vá até ao quasar Charybdis.
Charybdis asteroidine bir rota çizin.
Trace uma rota para o quasar Charybdis.
Buradan on bir saat mesafede A sınıfı 2 göktaşı var.
Há um quasar classe dois a onze horas daqui.
Eğer savaş Charybdis asteroidinde olacaksa... o zaman bizde orada olmak zorundayız.
Se a batalha for decidida no quasar Charybdis... então é lá que teremos de estar.
Bir kara deliğe yada bir göktaşına doğru gidebilmemiz için... her saniyede milyonlarca hesaplama yapmak gereklidir... Navcom ise yalnız bir Pilgrim'in aklındaki bir oyundur.
Os biliões de cálculos por segundo... necessários para nos guiar por um buraco negro ou quasar... são o Navcom a imitar a mente de um único Peregrino.
Onu Charybdis astroidine doğru... Amiral Tolwyn'e gönderin.
Envie-o pelo quasar Charybdis... para o Almirante Tolwyn.
O göktaşında binlerce sorun yaratacak şey var.
Deve haver mais de mil singularidades naquele quasar.
Göktaşından sen geçeceksin.
Tu vais navegar pelo quasar.
Blair'dan Konfederasyon filosuna, bir Kilrathi ana gemisi... göktaşının atlama koordinatlarına sızdılar... ve bu koordinatlar Dünya atmosferi gösteriyor.
Blair à frota da Confederação, uma nave capital Kilrathi... penetrou através do quasar... E está em espaço Terrestre. Perceberam?
Hatırlarsanız "Quasar Dilemma..." da
- Lembra-se de "O Dilema Quasar"...
Hey, Komutan... ve "Quasar Açmazında" da yedek B güvertesini kullandınız... Dinleyin... Güverte B gamma aşması.
Comandante, como eu dizia, no "Dilema de Quasar", usou a auxiliar do Convés B para sobrepor gama a ipsilon.
Doğalda olabilir... bir yıldız ya da gökcismi kaotik uzaya dayanmayı başarmış.
Uma estrela ou um quasar que sobreviveu no espaço caótico.
Aynı zamanda bir gökcismine benziyor çünkü yüksek oranda dönme rotasyonu var yaklaşık olarak dakika 58 devir.
Muito semelhante a um quasar em alta velocidade de rotação. aproximadamente 58 rotações por minuto.
Ve o, çöken bir kuasarın yirmi AU'nin içinden geçiyor.
E passa a vinte AU's de um quasar que está desmoronando.
O, hiç bir şeyi mesele yapmıyor
Andromeda, status. O último turbilhão de Beka nos levou para muito perto do quasar.
Üzerine gittiğimiz gökcismini görüyorsun, değil mi?
Estás a ver aquele quasar gigante para onde nos dirigimos?
Şeker kalpler, yanıcı gökcismine dökülünce fevkalade bir şey gerçekleşti.
À medida que os doces caíam no quasar ardente, algo maravilhoso aconteceu, porque não?
Bu gökcisminin adı QSO1229 + 204.
Este quasar... se chama QSO1229 + 204.
Kuasar enerji paradoksunu nasıl açıklarsın?
Como explica o paradoxo da energia quasar?
Ama tabii ki sağlamım, Zenith ve Quasar adında iki tane çocuğumuz var.
Mas sim, sou bom com a "raquete". Temos dois filhos maravilhosos, Zenith e Quasar.
Yatakta acayip coşkulusun, hayır işleri yapıyorsun, bana Zenith ve Quasar gibi iki muhteşem çocuk verdin.
A tua doce impulsividade na cama, o teu trabalho humanitário... Teres-me dado duas belas crianças, Zenith e Quasar.
Bir Kuasara benziyor. Evrendeki en öldürücü şeye.
Parece um quasar, a coisa mais mortífera do Universo.
Evren'deki en ölümcül, en güçlü şey :
O mais letal, mais poderoso ser do Universo, um quasar.
Quasar, bununla ilgili bir şeyler yap.
Quasar, queres fazer alguma coisa sobre isto?
Bu Quasar.
Esta é a Quasar.
Kuasar devri öncesinden kalma.
É anterior à Revolução Quasar.
Tam olarak Proton soğutucuları, Gadgetron quasar flaşı ile yerleştirmek verimliliğini arttıracaktır.
Se modificares essa turbinas de protões por turbinas de quasar irá aumentar a sua eficiência em 47,4 %.
Quasar flaşı, ha?
Uma turbina de quasar?