Quis tradutor Português
25,133 parallel translation
Başka nelerden vazgeçtiğini öğrenmek istedim.
Quis saber mais sobre porque é que estavas a desistir.
Yani başka bir zaman demek istedim.
Quis dizer num outro dia.
OSS demek istiyor.
CIA. Ele quis dizer OSS.
Sana zarar vermek istemiyorum Sam.
Não te quis magoar, Sam.
Bunu sen ve Sam için asla istemedim.
Nunca quis isto nem para ti nem para o Sam.
Aa, gitmek istemedi.
Não deviam já lá estar? Ela não quis ir.
Hiçbir zaman yetkili olmak istemedim.
Nunca quis ser um líder.
İntikam almak için olabilir.
Suponho que se quis vingar.
Sana asla zarar vermek istemem.
Nunca te quis magoar.
Hiç istemedi ki.
Nunca quis.
Bunca zaman birinin beni senin gibi sevmesinin umuduyla yaşamıştım.
Eu sempre quis ser amada por alguém da maneira que tu me amaste.
Ben seni vurm..
A sério. Eu não quis...
Kansız başlamak için onayımı istedi.
Ela quis a minha autorização para começar sem o sangue.
Boyun eğ demedim. Baksana.
- Não quis dizer para rebolarmos.
Tek istediğim kardeşimle teke tek kalmak.
Tudo que sempre quis era estar frente a frente com o meu irmão.
Polis arabasına kustum ama kimse dert etmedi.
Vomitei num carro da Polícia e ninguém quis saber.
Annem eve taşınmak istemediği için kızdı.
Está irritado, porque a mãe não quis voltar para casa.
Onları araştırmak için zamana ihtiyacım vardı.
- Quis tempo para os investigar.
O manada demedim, basit biriydi işte.
Eu não quis dizer "simples". Eu queria dizer... fácil.
Genelde maçlardan önce Anna ile takılırdık,... ama o gün Boston Kolejin'den bir antrenör gelecekti Anna dikkatimin dağılmasını istemedi.
Normalmente, eu e a Anna estávamos juntos, mas nesse dia vinha um olheiro da universidade de Boston, e a Anna não quis distrair-me.
Adının o davada geçmesini istemedi.
Não quis arriscar que se identificasse com ele.
Annenin senato kampanyasını desteklemek istedim.
Quis apoiar a campanha da tua mãe para o Senado.
İnancınızı küçük görmek niyetinde değildim.
Não quis desrespeitar a sua fé.
Çünkü seninle bu konuşmayı yapmak istemedim.
Porque nunca quis ter esta conversa contigo.
Neden benim yapmaya çalıştığımı yapıp çılgın babanın diğer ailesini unutmaya çalışmıyorsun?
Porque não fazes aquilo que eu sempre quis fazer? Fingir que nunca ouviste nada e esquecer a outra família do teu pai maluco.
Brian jüri seçiminden sonra anlaşma yapmak istemişti, ama biz anlaşmaya yanaşmadık.
O Brian quis fazer um acordo depois da escolha do júri, mas nunca fazemos acordos com julgamentos a decorrer.
O gece parktayken de, bisikletli kızı incitmek istemiştin.
- Não foi o que aconteceu. Naquela noite, no parque, quis magoar a rapariga da bicicleta.
Hayes umursamadı, ve masum iki çocuk hapisten çıkmış oldu.
A Hayes não quis saber e dois homens inocentes foram libertados.
Ne demek istediniz?
O que quis dizer com isso?
Yani, tehlikeli insanlar olmadıklarını düşündüm.
Quis dizer que não me pareceram perigosos.
Öyle bir bakışı vardı ki ağlamak istedim. Ama ayrıca çok sinirlendim.
O modo como olhou para mim, quis chorar, mas também fiquei irritada.
- Konuşmak iste...
- por isso quis...
Umursamaz gibi görünmek istemedim.
Não quis parecer tão despreocupado.
- Beni bu şekilde görmeni hiç istemedim.
Nunca quis que tu me visses desta maneira.
Adam gerçekten bir şerefsiz.
Quis apanhar-nos depois de deitarmos tudo fora.
Çok hoş bir konuşmaydı ve söylediğim her şeyde ciddiydim.
Foi uma boa conversa, quis dizer tudo aquilo que disse.
Pentagon ofisinden ne kadar uzaktayız.
Ela quis saber se estamos perto do escritório?
Son zamanlarda burası, hayatımda ilk kez sizi bırakmak isteyeceğim kadar gergin oldu.
As coisas têm estado tão tensas por aqui que eu quis deixar-vos pela primeira vez na minha vida.
Evet. Caroline istememiş.
A Caroline não as quis.
Benim ise tek istediğim, senin gibi bir asker olmaktı.
Entretanto, tudo que sempre quis foi ser um soldado, como tu.
- Öyle demek istemedim.
- Não, não quis. - A Amaya tem razão.
Bunu hep söylemek istemişimdir.
Sempre quis dizer isso.
Ama bundan o sorumluydu, tamam mı?
O que quis dizer é que ele foi o responsável. Certo?
Yani hep yasağın ortasındaki heybetli 20'lere gitmek istemişimdir.
Digo, sempre quis visitar o final dos anos 20, mesmo no meio da Proibição.
Küçükken hep polis olmak isterdim.
Sabes, quando eu era mais nova, sempre quis ser uma policia.
Hayır, yani demek istediğim bir araya gelmemiz.
Está bom, eu quis dizer... Nós aqui, juntos.
Kendi isteğimle geldim.
Apenas porque quis.
- Yani demek istiyorum ki...
- Só quis...
Jorge, ben - ben sadece demek istedim ki...
- Jorge, apenas quis dizer...
İki gün önce kavga ettiğimizi hatırlamıyorum.
Não quis dar o nome, só disse que vos ouvia aos dois a discutir. - Não discutimos há dois dias.
Seni gerçekten çok özlüyor.
Quis recordar-lhe que estás sempre aqui, a olhar por nós.