Radyoda tradutor Português
822 parallel translation
Radyoda duydum.
Ouvi na rádio.
Ve aptalca hatalar yapıyorsun. Radyoda yaptığın gibi.
Fora de um avião, só fazes asneiras.
Radyoda duyduğunuz her şeye inanmayın.
- Não creia em tudo que ouve no rádio.
Biraz önce başbakan radyoda ülkemizin savaşa girdiğini duyurmuş.
Foi anunciado via rádio, pelo primeiro-ministro que o nosso país está em guerra.
- Radyoda ağızlarına geleni söylüyorlar.
- O que temos que ouvir pela rádio!
Bu hikayeyi radyoda anlatmıştım ve hakkında bir köşe yazısı da yazmıştım.
Matou três polícias. Eu contei a história na rádio e escrevi uma coluna acerca disso.
Dinle, tatlım. Bu şehirde radyoda hiç haber programı yok mu?
Ouça, não há noticiários locais nesta cidade?
Radyoda bahsi geçenler biz miyiz?
Estão a falar de nós no rádio.
Radyoda duyacak, televizyonda da izleyeceksiniz, çünkü cinayete eski yıldızlardan, büyük yıldızlardan biri karıştı.
Vão ouvi-la na rádio e vê-la na televisão, porque está envolvida uma antiga estrela, uma das maiores.
- Radyoda duydum.
Ouvi dizer na rádio.
Dün gece radyoda birileriyle konuştuğunuzu duydum.
Ouvi-o falar com outras pessoas na rádio a noite passada.
Erkenden yatağa girecek ve radyoda Saturday Night Theatre'ı dinleyecek.
Ela vai deitar-se cedo e ouvirá o Saturday Night Theatre no rádio.
En yakındaki polis merkezini arayın. Bütün gün radyoda yayınlandı bu.
Levam todo o dia a dizê-lo pela rádio.
Radyoda çalmamı istiyorsun, öyle mi?
E quer que o ponha um par de vezes?
Radyoda söylediğine göre bir adam... Şey yapacakmış...
Disse no rádio que há um tipo que ia... sabe...
Radyoda sizi dinleyeceğim.
Eu estarei lhe escutando no rádio.
Kulüpte mi? - Radyoda.
Na rádio.
Tabi, zamanın para olduğunun farkındayım, özellikle de radyoda.
Eu sei que tempo é dinheiro - especialmente o tempo radiofónico.
Radyoda "Tanrım" diyemezsiniz.
Não se pode evocar o nome do Senhor em vão frente ao microfone.
Radyoda borsadan bahsediyorlar.
eles farão de tudo para fazê-las subir
Ben değilim.Radyoda konuşmak... savaşmaktan daha güvenli.
- Não a mim. É menos perigoso falar na rádio do que lutar.
Mitch, radyoda bir şeyler söylüyorlar.
Mitch, estou a ouvir qualquer coisa na rádio.
- Radyoda bir şeyler duyabildin mi?
- Ouviste alguma coisa na rádio?
Çok para eder, dostum. Bu radyoda çok iş var.
Bem, este pequeno rádio antigo, meu, vale uma quantidade de rublos, meu.
Radyoda trafik bültenleri sürerken Natasha o tatlı sfenks ses tonuyla benimle konuşuyordu.
Enquanto a rádio debitava as informações de trânsito Natasha, falava-me com a sua voz de bela esfinge.
Bu kadar içmeseydin belki de radyoda mühendislerin raporunu kontrol ederdin. Biz burada olmazdık tamam mı?
E se não te tivesse ficado a beber essa última garrafa... talvez tivesse revisado o reporte sobre o rádio... e talvez não estaríamos aqui, está bem?
- Radyoda eşgalleri geçiyorken,
A polícia divulga as suas descrições através da rádio.
Bir gün, evdeyken bu melodi de radyoda çalıyordu.
Um dia estava em minha casa, e estava a passar esta música...
Radyoda iki adamın tanınamayacak kadar yandığı söylendi.
A rádio disse que estavam irreconhecíveis, de tão queimados.
Radyoda bir bozukluk yoktu.
Nada há problema nenhum com o rádio.
Birlikte göle yüzmeye gidiyorduk ki, radyoda cinayetlerle ilgili haberleri dinledik.
Íamos nadar para o lago. Mas a Judy tinha um rádio e ouvimos as primeiras notícias sobre isto.
Radyoda dinliyorum, efendim.
- Oiço-a todas as noites.
Senin radyoda duyduğum kaçak olduğunu.
Que é o fugitivo que a polícia procura.
- Radyoda ilan ettiler.
- Anunciaram-na na rádio.
Hey... Radyoda Honolulu'ya rastladım.
Estou a captar Honolulu na rádio.
Bu sabah radyoda birisinin bir uçağı kaçırdığını duydum.
No rádio disseram que roubaram um avião em L.A. Esta manhã.
Şey, radyoda Tony'nin öldürüldüğünü işittim... 32 kalibrelik bir silahtan atılan bir kurşunla.
Ouvi na rádio que o Tony foi morto com uma arma de calibre.32. - Sim?
Telefonu kullanınca radyoda parazit oldu.
A utilização do telefone interfere com o rádio.
Radyoda bir terslik var. Çalışmıyor.
Passa-se qualquer coisa com o rádio.
Radyoda söylenen saat bir tuzak olabilir.
A hora na rádio pode ser uma armadilha.
Radyoda 750,000 dolar diyip duruyorlar.
A rádio fala num roubo de 750 mil dólares.
Size gururla okuyacağım savaş haberi az önce radyoda yayımlandı.
A rádio transmitiu agora, o seguinte boletim de guerra, que vou ler.
Sinema ve diğer kanallarda savaşı yücelten gösterimler yapılıyor radyoda, gittikçe artan bir düzeyde askeri marşlar çalınıyordu.
Depois havia o cinema e o teatro. Estas produções eram mais marciais e em glorificação da guerra e a rádio passava cada vez mais música de natureza militar.
Murray K radyoda program yapıyordu. "Şimdi de... " Hendrix'in yeni albümü " dedi.
O Murray The K, tinha um programa de rádio... e tocava o álbum do Jimi Hendrix.
Eğer oyunculuk bir sanatsa, Taklit tiyatrocu kariyerim de... iyi bir sanat sahtekarlığı vakası olsa gerek. Ve daha sonraları, radyoda
Imaginando que essa falsificada carreira na Broadway era um refinado caso de falsificação de arte.
Her gün radyoda kazanılan başarıları dinlerdik. Herkes çok heyecanlıydı.
Todos os dias ouvíamos na rádio relatarem as vitórias, a nação estava muito entusiasmada.
Radyoda Joseph Goebbels'in konuşması yayınlanıyordu.
A rádio transmitia um discurso de Josef Goebbels em que ele dizia :
Ertesi gün radyoda konuşacaktı.
Ele mesmo iria anunciar isso no dia seguinte.
Radyoda niye anons etsinler?
Porque anunciariam isso na rádio?
Sanırım radyoda bir piyes var.
Está a dar uma peça, acho eu.
Radyoda bir terslik var.
Oh, merda! Passa-se qualquer coisa com o rádio.