English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ R ] / Reeves

Reeves tradutor Português

383 parallel translation
Unutma, Reeves, Çocuklar saat 4 : 00'de çiftlikte olsunlar.
Lembre-se, Reeves, leve os rapazes de volta ao rancho às 4 horas.
Hadi, Reeves, Şu kavganı anlat.
Vá, Reeves, conte-me sobre aquela briga que teve ontem à noite.
Saymayı öğrenemediniz mi, Mr.Reeves?
Nunca aprendeu a contar, Sr. Reeves?
Bugün o salonda Reeves'in karşısına çıktığında gözlerinde bir katilin bakışı vardı.
Tinha um olhar assassino nos olhos quando enfrentou Reeves naquele bar hoje.
Dün Reeves'i yendiğini duydum.
Ouvi sobre ter batido o Reeves num duelo ontem.
- Herşey hazır mı, Reeves?
- Tudo está pronto, Reeves?
İşini bitir, Reeves.
Pegue-o, Reeves.
Reeves, geçecek herşeyden seni sorumlu tutarım.
Reeves, considero-o responsável por qualquer coisa que atravesse a linha.
Kocası Peter Reeves'de çalışan küçük adam mı?
O marido é aquele nanico que trabalha no Peter Reeves.
Diğer taraftan, bizde öyle subaylar var ki, örneğin Reeves ve Hughes bunlar Hindistan'da birçok köprü inşa etmişlerdir.
Por outro lado, tenho oficiais, o Reeves e o Hughes por exemplo que construíram pontes pela Índia inteira.
- Subay Reeves?
- Reeves?
Reeves, bir mühendis olarak yetkili kişi sensin.
Reeves, é o homem-chave da situação como engenheiro.
- Reeves, devam edebilir misin?
- Reeves, quer continuar?
Reeves, detaylara geçmeden...
Reeves, antes de se adiantar de mais...
Sanırım hepimiz, olası bir felaketten kaçınmak için, nehrin 400 m. Daha aşağısında, Reeves'in seçtiği yerde yeni bir köprü yapımı için hemfikiriz.
Creio que todos concordamos que se queremos evitar o desastre construímos uma nova ponte, no local apontado pelo Reeves, 350m rio abaixo.
- 600 yıl mı, Reeves?
- 600 anos, Reeves?
- Teşekkürler, Reeves.
- Obrigado, Reeves.
Reeves ve Hughes ile konuştum.
Falei com o Reeves e o Hughes.
Eğer Burton Reeves'den söz ediyorsan merak etmek zorunda değilsin.
Se te referes ao Burton Reeves, não te preocupes.
Oh, o bizim gurubumuzdaki en önemli insanlardan biri değil. Devlet politikasında iyi sicil, yasama meclisinin üçüncü dönem üyesi ve ben...
O Reeves é um dos homens mais importantes do partido, com um óptimo currículo na política estadual.
Her ne olursa olsun, Bay Reeves benim yadımıla senin adaylığını kabul etti.
Seja como for, ele perdeu a nomeação, com a minha ajuda!
Sen Reeves'i öldürdün? Olamaz...
Mataste o Reeves?
Yaklaşık yarım saat önce, kulüpte duş odasında. Bay Reeves'i kafasının arkasından akıllıca öldürdüm.
Há cerca de meia hora, no balneário do clube, alvejei cuidadosamente o Sr. Reeves na nuca.
Yapma, Martin, bir cinayet işlemişim gibi davranmayı bırak. Burton Reeves benim için hiçbir şey ifade etmiyor.
Não te portes como se eu tivesse cometido um crime.
O engeldi. Sense vali olmak istiyordun,
O Reeves era-me indiferente, e só atrapalhava.
Kulüp üyesi arkadaşlardan Burton Reeves'e karşı bir şeyi olan yarım düzine insan olmalı.
Deve haver meia dúzia de membros do clube que terão razões de queixa do Burton Reeves.
Burton Reeves'in katilinin şu anda bürosunda olduğunu söylüyor.
Diz que tem o assassino do Reeves, no gabinete dele!
Bu çocuk Burton Reeves'le zavallı adam kafasında bir kurşunla bulunmadan bir saatten daha az bir zaman önce tartıştı.
Ele discutiu com o Reeves menos de uma hora antes de o pobre fulano ser encontrado com uma bala na cabeça.
Reeves cüzdanını çaldığını söyledi.
O Reeves disse que ele Ihe roubara a carteira.
Reeves bu çocuğu tutuklatmakla tehdit edince, çocuk telaşa kapıldı çünkü daha önce yasayla başı derde girmişti.
Quando o Reeves o ameaçou de o mandar para a cadeia, ele entrou em pânico porque já tivera problemas com a justiça antes.
Böylece, Reeves'i soyunma odasında yalnız yakalar, duşa girinceye kadar bekler, ve su akarken, onu vurur ve çeker gider.
Depois, apanhou-o sozinho no balneário, esperou até ele entrar no chuveiro, e com a água a correr, deu-Ihe um tiro e foi-se embora.
En azından öyleydi, ta ki şu Reeves herifi gelip çatıncaya kadar.
Era um bom trabalho, até o Reeves ser morto.
Bay Reeves'i öldüren adamı yakalamama yardım etmeye ne dersin?
Gostavas de ajudar a apanhar o homem que matou o Sr. Reeves?
Tommy Kopeck, Burton Reeves'i öldürdüğünü itiraf etti.
Tommy Kopeck acabou de confessar o homicídio do Burton Reeves!
Reeves, protokol nedir?
Reeves, qual é o protocolo?
Reeves'e giderim, ama onun Bubber hakkında bir şey bileceğini sanmam.
Vou falar com o Reeves, mas ele não deve saber nada sobre o Bubber.
- Bubber Reeves hapisten kaçmış.
- O Bubber Reeves fugiu da prisão.
Hey, Jim. Bubber Reeves hapisten kaçmış.
Jim, o Bubber Reeves acabou de fugir da prisão.
Bubber Reeves kaçmış.
O Bubber Reeves fugiu.
Bubber Reeves, Val'ın Cadillac'ını hurdaya çevirince onu hemen hapse yolladı.
O Bubber Reeves rebentou com o Cadillac dele e ele mandou-o direitinho para a prisão.
Jake Rogers'la Bubber Reeves aralarında değiş tokuş yaparlar, mesela karılarını ve uçaklarını.
O Jake Rogers e o Bubber Reeves trocam coisas, como mulheres e aviöes.
Bay ve Bayan Reeves'i görmeye mi gidiyorsun?
Vai ver Mr. e Mrs. Reeves?
İyi günler, Bayan Reeves.
Olá, Mrs. Reeves.
İçeri girip sizinle ve Bay Reeves'le konuşabilir miyim?
Será que posso entrar e falar com a senhora e com Mr. Reeves?
Bay Reeves, şerif geldi.
Mr. Reeves, está aqui o Xerife.
Merhaba Bay Reeves.
Olá, Mr. Reeves.
- Üzgünüm, Bayan Reeves.
- Lamento, Mrs. Reeves.
Bay Reeves.
Mr. Reeves.
Burton Reeves öldü.
Martin...
Ne?
o Burton Reeves está morto.
Reeves?
Reeves?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]