Rembrandt tradutor Português
244 parallel translation
Şu anda bir Rus heyeti New York'ta... 15 Rembrandt satmaya çalışıyor.
Está agora uma comissão russa em Nova Iorque... a tentar vender 15 Rembrandts.
O halde sizi Rembrandt'ın evine götürmeme izin...
Então tem que me deixar levá-lo à casa do Rembrandt...
Adı Rembrandt.
O nome dela é Rembrandt.
Rembrandt?
Rembrandt?
O imza Rembrandt'ınsa o hazinenin bir parçası.
Se está assinado por Rembrandt, faz parte do tesouro.
Ayrıca... George döneminden gümüş... ve bir de Flaman ressamlara, Reynolds ve Rembrandt'a ait tablolar vardı.
As suas... pratas Georgianas... e sim, as suas pinturas flamengas, os Reynolds e o seu Rembrandt.
Genç Rembrandt'la aynı tuğla yığınında oturuyorum.
Moro no mesmo monte de tijolos que o jovem Rembrandt.
- Rembrandt, Rubens, Delacroix, Millet...
- Rembrandt, Rubens, Delacroix, Millet.
İnsan hiç Rembrandt'ı bulaşık bezinin altında saklar mı?
É como esconder um Rembrandt debaixo dum pano de cozinha.
Bu gece, müzeden bir Rembrandt çalınmış.
Às suas ordens, meu Comandante! Roubaram um Rembrandt ontem à noite, no museu Annonciade.
- Birkaç yüz milyonluk bir Rembrand.
Um Rembrandt que vale umas centenas de milhões.
Merak etmeyin, Rembrandt'ı sizin çaldığınızı düşünmüyorum.
Não o imagino a roubar um Rembrandt no museu Annonciade!
Bir Rembrant...
Um Rembrandt!
Elimde, bir Rembrandt hırsızlığı vakası var.
Tenho um roubo de um Rembrandt.
Bir Rembrandt'a göz yumulamaz.
Não podemos fechar os olhos a um Rembrandt...
- Rembrandt, arabanın bagajındaymış. - Onu bagajda taşımak büyük aptallık.
Havia um Rembrandt no porta-bagagens!
Sanırım, şu Bay Rembrandt'a teşekkür etmeliyim.
Vou ter de ir agradecer a esse Sr. Rembrandt!
Rembrandt'ı bile işinden alıkoydular. Ben kimim ki?
Interromperam o Rembrandt, porque não me haviam de interromper?
Sağ tarafınızdaki güzel eski evler ünlü ressamımız Rembrandt'ın tablolarında da görülür.
À direita, aquelas casas antigas podem ver-se em pinturas do nosso famoso, Rembrandt.
Bundan daha alçak gönüllü olunabilir mi? "O önemli Rembrandt tablolarını," -
É verdade que quando pensamos naqueles grandes Rembrandts.
Rembrandt hakkında bir kitap yazdı... ve Sanat Enstitüsündeki bir konferansla... tanıtım kampanyasını başlatacak.
Acaba de escrever um livro sobre Rembrandt... E vai dar uma conferência no Instituto de Arte. Sim?
Neticesinde, eğer ben Rembrandt mektuplarını yanlış yere... koymasaydım bunların hiçbirisi olmayacaktı.
Isto não teria ocorrido se não tivesse perdido as cartas de Rembrandt.
Devereau tarafından satın alınıp... orijinalliği doğrulanmış olan enstitünün elindeki iki Rembrandtın... sahte olduğu ispatlanacaktı.
Dois quadros de Rembrandt no Instituto... Ambos comprados e autenticados por Devereau... Seria provado que são falsos.
Rembrandt mektupları.
As cartas de Rembrandt.
Bu Rembrandt'ın kendisi tarafından yazılıp imzalanmış gerçek belge, huh?
São autênticas, escritas por ele mesmo?
"Rembrandt Harmenszoon Van Rijn."
Rembrandt Harmenszoon Vão Rijn.
Onlara Rembrandt mektuplarının bende olduğunu söyleyin.
Diga lhes que tenho as cartas de Rembrandt.
- Rembrandt.
- Este tal Rembrandt.
Anladın mı? Ve Rembrandt'ı kimin öldürdüğü ile başlayabilirsin.
E começando por quem matou o tal Rembrandt.
- Rembrandt mektupları.
- As cartas de Rembrandt. - Devereau esta com elas.
Rembrandt mektuplarını bulana kadar profesörü öldüremeyeceğimizi biliyordum.
Eu sabia que não podíamos matá-lo até ter as cartas do Rembrandt.
- Rembrandt mektuplarını almak için.
- Para conseguir as cartas de Rembrandt.
Gidip Rembrandt mektuplarını alalım.
Vamos começar pelas cartas de Rembrandt.
Ben Rembrandt Caddesi'ndeyim.
Eu vivo na Rue Rembrandt.
"Mikelanj ve Rembrandt'ın orijinal" tablolarının bulunduğu yemek odamda "...
" E como eu sempre quis uma grande mesa dejantar de 24 lugares...
" nasıl hep 24 kişilik, büyük bir yemek masam olsun istediğimi?
" numa sala dejantar com pinturas originais de Michelangelo e Rembrandt?
Rembrandt, burayı işaretle.
Rembrandt, marca o local.
Yapma dostum. Bu Rembrandt için zor bir denklem.
Isso é muita matemática para o Rembrandt.
Haydi Rembrandt!
Anda, Rembrandt!
Büyük ressamların dönemiydi Rembrandt ve Vermeer gibi.
Foi o tempo dos grandes mestres da pintura, Rembrandt, e Vermeer.
Genç ressam Rembrandt'ı Constantin keşfetmiştir ve bazı eserlerinde arka planda görünmüştür.
Foi Constantijn que descobriu um jovem pintor chamado Rembrandt van Rijn, em cujas obras viria várias vezes a aparecer representado.
Rembrandt'ın eski karısının.
A mulher de Rembrandt.
Tıpkı bir Rembrandt oyması gibi.
Como uma gravura de Rembrandt.
Birer Rembrandt ya da Shakespeare olmadıklarını anladıkları zaman sizden nefret edecekler!
Quando compreenderem que não são Rembrandts, Shakespeares ou Mozarts, vão detestá-lo por isso.
Beyaz Ses ve Kara Fırtına, Kırmızı Çubuk ve Mavi Kadife.
Temos o "Ruído Branco", "Relâmpago Negro", o "Rembrandt Vermelho" e o... e o "Veludo Azul".
Hırsızlar bu adama bakıp, şöyle diyor olmalılar : "Katlanır sandalyeyi ve bir termos..." "... kahveyi geçtik mi, bir tane Rembrandt resmi alabiliriz. "
Os ladrões olham para o tipo e pensam : "Basta passar pela cadeira e pelo termo do café e podemos levar um Rembrandt".
Ne gibi? Bir sandık dolusu yeni yapılmış Rembrandt mı geldi?
Acabaram de chegar novas pinturas Rembrandt?
Seni öldüreceğime bir Rembrandt resmini yok edeyim daha iyi.
Preferia destruir um Rembrandt a matar-te.
Lanet olsun, sen bir dahisin.
Merda, você é Rembrandt.
Pekala, Rembrandt, yemek zamanı.
Ok Rembrandt, horas de jantar.
Rembrandt ölü. Ölü?
- Rembrandt está morto.