Resim tradutor Português
7,294 parallel translation
Dövmenin mükemmel olması için Bones resim ister.
O Bones precisa de uma fotografia para a tatuagem ficar perfeita.
Resim için duralım mı?
Paramos para uma fotografia?
Resim mi yapıyor?
É pintor?
Sizin evde de resim çekildi mi?
Também tiraram fotos na tua casa?
P-peki hala resim çiz-çizebilecek miyim?
- Ainda poderei desenhar?
Halihazırda bir sürü resim var orada, hiç gerek yok.
Já tem fotos que chegue.
Sadece bir resim göstermek istiyorum sana.
Só lhe quero mostrar uma coisa. Uma foto.
Sadece resim.
Está bem? É só uma foto.
Resim çekimleri, ifadeler.
- Fotografias, uma declaração.
Aptal gibi davrandığım için kusura bakma ama en yakın zamanda birlikte oturup haritalara, tanıtım broşürlerine ve resim çerçevelerine bakacağız.
E eu sinto muito por ser tão idiota, mas daqui a algum tempo muito em breve vamos sentar-nos e vemos mapas e folhetos e temos pioneses e...
Eğer acımasızca dürüst olmamız gerekiyorsa, 3 yaşındayken bana yaptığın o resim... mükemmellikten çok uzaktı.
Se vamos ser totalmente honestos, aquele desenho que fizeste de mim quando tinhas três anos estava longe de ser perfeito.
Ah sanırım sanat galerisine... gidip yeni bir resim almamız gerekecek.
Bem, acho que vamos ter que ir a uma galeria de arte e comprar uma nova pintura.
Daha önce hiç deniz fenerli bir resim görmemiştim.
Nunca tinha visto uma pintura com um farol.
Resim sadece 20 kağıt.
- A pintura só custa 20 dólares.
Oh, bence bu resim ünlü biri tarafından yapılmış.
Acho que isto foi pintado por alguém famoso.
Benim de yapmam gereken tek şey... anneme ve babama resim hakkında hiçbirşey söylememek mi?
E tudo o que tenho que fazer é não dizer nada sobre uma pintura à minha mãe e ao meu pai?
O resim Simpson'lara ait!
Aquela pintura pertence aos Simpsons!
O resim bana ait!
Essa pintura pertence-me a mim! - Dawn?
Oh Homer Simpson, o resim kasabayı ikiye böldü, Kirk ve Luann'in evliliklerini yıktı, ve herkes Milhouse için endişeleniyor.
Homer Simpson, aquela pintura dividiu a cidade, destruiu o casamento do Kirk e da Luann, e estão todos muito preocupados com o Millhouse.
O resim herkeste kötülüğe yol açtı!
Aquela pintura revelou o pior de toda a gente!
Oh harika. Resim değersiz, herşey boşuna... ve Marge öğrendiğinde beni öldürecek.
A pintura é inútil, isto foi tudo uma perda de tempo, e quando a Marge descobrir, vai matar-me.
Claire ne tür bir resim istediğimi sordu ben de onun uyurken bir resmini istediğimi söyledim çünkü, uyurken çok güzel oluyor.
A Claire perguntou que tipo de retrato eu queria, e eu disse que queria um dela a dormir, porque ela fica linda quando está a dormir.
- İkinci katta ofisime asılı bu resim.
Eu pendurei-o no meu escritório, no segundo andar.
Bay Galloway'in böyle sahte bir resim yapması için nasıl bir amacı olabilir?
Que motivo o Sr. Galloway poderia ter para fazer uma foto falsa?
Monet taburesini bulamayacak kadar kör olduğunda bile resim yapmaya devam etti.
O Monet continuou a pintar mesmo depois de ter ficado cego.
Bir resim bin kelimeye bedeldir, Senatör.
Uma fotografia vale mil palavras, Senador.
Dünya ressam olmak isteyip, resim yapamayan şarkıcı olmak isteyip, şarkı söyleyemeyen insanlarla dolu.
O mundo está cheio de pessoas sem talento a querer ser artistas, cantores desafinados.
Bu yetenek matematik, resim ve hatta hafıza ile ilgili olabiliyor.
A habilidade pode ser em matemática, pintura ou, até mesmo na memória.
- Sana şimdi bir resim gönderdim.
- Acabei de te mandar uma foto.
Biz. Yani şu an Pied Pier sadece ses üzerine ama resim ve video sıkıştırmayı da düşünüyorum.
De momento, o Flautista só tem áudio, mas estou a pensar maneiras de colocar imagens, vídeos...
Önemli adamlar, resim çektirir.
Os homens importantes tiram fotografias.
Negatif alanlar, daha çok resim gibi durmana sebep olur.
O espaço negativo faz-te parecer mais desenhada.
Bu resim birçok eski yazıda görünüyor.
Esta ilustração aparece em vários textos antigos.
Oh, resim olsun.
- Estou pois.
Evet. Yani sahte isim kullanıyoruz ve bizi ifşa edecek herhangi bir resim de paylaşmıyoruz.
- Sim, usamos um pseudónimo, e não postamos nenhuma foto que nos possa comprometer.
Resim sahte.
O quadro é falso.
Resim yapmak için harika bir yer, gerçekten öyle.
É um óptimo lugar para pintar. A sério.
Resim eski ve sütçü kız ortalıklarda yok.
Olha para a foto. É velha, e a sujeita não está aqui.
Yerel polis, gözetleme kameralarından bir resim aldı.
A polícia local conseguiu uma fotografia, de uma filmagem de segurança.
Papaz Lewis, resim çizmenin putperestliğe girdiğini söylüyor. Doğaya tapmak gibi bir şeymiş.
O reverendo Lewis diz que desenhar é idolatria, como adorar a natureza ou algo do género.
Burada da gezegenleri gösteren küçük bir resim var.
Eis uma imagem de quais são os planetas. A FAMÍLIA DO SOL
Sadece kaçak mal satışından şüpheli değil aynı zamanda sahte resim basıyormuş.
É suspeito não só de ser um receptador, mas também de copiar quadros.
Masters'ın söylediği "Beni öldürecekler" lafı çalıntı bir resim ya da başka bir şey için olabilir.
Então, este assunto "eles vão matar-me", a que o Masters se referia era sobre o quadro roubado ou outra coisa?
Önce görüntülerden temiz bir resim yakaladım gerisini yüz tanıma programı tamamlıyor zaten.
Assim que consegui fotos nítidas da gravação, só precisei de usar um programa de reconhecimento facial.
Eğer bir dava için hazırlanmıyorsa resim paylaşırdı.
Se não estava a preparar um caso, estava a partilhar fotos.
Bir ara verip resim sitesinde paylaştığı resimlere bakıyorum.
Decidi parar um pouco e dar uma vista de olhos no site de partilha de fotos.
Kan ve tükürük örnekleriyle resim çizen bir sanatçı gibi.
É um artista que pinta com amostras de sangue e de saliva.
Bundan 2 bin yıl önce Çin'de, Mo Tze adında bir filozofun ışığın, kilitli bir hazine odasında bir resim çizebileceğini anlattığı söylenir.
Na China, há mais de dois mil anos, um filósofo chamado Mozi terá observado que a luz poderia criar uma imagem no interior de uma sala fechada.
Hala buralardayken bir resim çektirin.
Tirem uma fotografia com ele enquanto ainda está por aí.
11 yaşındaykenki halini hatırlıyorum da Nicolae'nin büyü kitaplarından birine resim çizmiştin ve o çok sinirlenip sana yumruk mu ne atmıştı.
Lembras-te de quando tinhas 11 anos? Desenhaste num grimório do Nicolae e ele ficou tão zangado que te esmurrou?
O resim asla onun olmadı.
A pintura nunca foi dela.