Resmini tradutor Português
3,108 parallel translation
Bir keresinde babamın resmini yapmamış mıydın?
Não pintaste uma vez um quadro do meu pai?
Otun bokun resmini çekip duruyor artık insanlar.
Agora, é normal as pessoas terem fotos de coisas.
"Müneccim Kralların Bağlılık Sunuşu" resmini hatırlıyor musun?
Lembra-se da Adoração dos Reis Magos?
Ama şimdi bir bayan resmini verince, keşke hatırlasaydım.
Mas agora que a senhora me deu a tua foto, desejava lembrar-me.
Resmini çekmene gerek yok Rosie.
Não precisas de tirar uma foto, Rosie.
1959'da. Luna Üç karanlık tarafın, gölgeli tarafın resmini çekti.
Em 1959, a nossa Luna 3 fotografou a face oculta da lua, o lado sombrio.
Hatırlıyorum çünkü Biffo'nun resmini yollamıştı.
Lembrei-me porque ela mandou um desenho do Biffo.
Onun şeyh ile beraber resmini çekmemiz lazım.
Olha, devíamos tirar uma foto dele com o Xeque.
Geçen gün bir tanesinin resmini gördüm.
Há uns dias, vi uma imagem de um.
Bana da bölgenin uydu resmini yollayın.
Envia-me por satélite imagem da área.
Neden annenin resmini gösteriyorsun?
Estás a mostrar-me a foto da sua mãe, porquê?
Yaratıklar eve girmeye çalışıyorlardı. Birini vurdu ve ben de leşin bu resmini çektim.
As criaturas tratavam de entrar em casa, assim ele disparou numa, e tirei esta foto do corpo.
Evet, Wilmarth, resmini gazetede görmek istemiyor musun?
Sim, Wilmarth, não queres tua foto no diário?
Bu işlemin birkaç resmini çektim.
Só tirei umas fotos do procedimento.
- Baba, senin bir resmini yapmıştım.
- Pai... Eu fiz uma foto para ti.
Max Ernst'ün "Yağmurdan Sonra Avrupa" resmini hatırlatıyor.
Faz-me lembrar Europa Depois Da Chuva de Max Ernst.
- Bunun bir resmini çek.
- Tira-lhe uma foto.
Dövmelerinin resmini çekicem
Tenho de tirar fotos às tuas tatuagens.
Birkaç kızı öldürdüğünü rapor edersek resmini tüm televizyon kanallarına koyarlar.
Se denunciármos que ele matou umas miúdas, vão mostrar a tua foto em todas as TVs.
- Çıplak resmini mi?
- Uma foto nua?
5 yaşındaki resmini görüyor musun?
Estás a ver esta tua fotografia com 5 anos?
- Yani, istersen sahildeki resmini koyarım.
- Se quiseres posso usar uma na praia.
Bana bir kadının resmini verdi ve onun annem olduğunu söyledi. Evraklarımın üzerine bir şeyler karaladı ve kaşeledi.
Mas deu-me a fotografia de uma senhora e disse que era a minha mãe, e mais do que uma vez me deu a entender que a minha família era gente graúda e que devíamos ir as duas para um convento onde eu seria educada
Evet, Picasso'yu seçti ama Pablo için kadınlar ya sevişmek için ya da resmini yapmak için vardır.
Sim, escolheu o Picasso. Mas o Pablo acha que as mulheres são só para a cama ou para pintá-las.
Tüm bu adamların niye senin resmini yapmak istediklerini anlayabiliyorum.
É compreensível, todos eles quererem pintá-la.
Senin resmini yapayım, kederli gözlerin...
E pinto-o a si. Percebe? Os seus olhos tristes.
Çöpünde ne olduğunu bilmeliyim, her yemekte resmini çekin.
Quero que vasculhem o lixo dele e fotos de todos os jantares.
Resmini kopyalamışlar.
A cópia da imagem.
Şu düğün resmini.
A foto do casamento.
Resmini bütün haberlerde ve her yerde gördüm.
Vi a foto dela nas notícias e tudo.
- Tamam. Ah baba, ah... Sen bana yatak odasının kilidiyle ilgili nutuk çekerken karın burada bana kazara yolladığı çıplak resmini ortadan kaldırmaya çalışıyormuş.
Pai, então, acabaste de me dar um sermão sobre a importância de trancar a porta do quarto, enquanto estás na minha casa a tentar recuperar fotos da tua mulher nua mandadas acidentalmente para mim.
Az önce arkadaşım Nicole arabamızın resmini göndermiş.
A minha amiga Nicole enviou-me uma fotografia da carrinha.
Resmini görmek ister misin?
Quer ver uma fotografia?
O çocuk bu evde büyüseydi nelerin resmini çizerdi acaba.
Imagino o que ele desenharia se tivesse crescido aqui.
Hep kendi resmini koydurttun, Wheels'ın hiç yok.
Só queres fotos tuas e nenhuma da Wheels.
Bu adamı robot resmini çizdirmek için tarif edebilir misiniz?
Acha que pode descrevê-lo para o nosso desenhador?
Sevgililer günü için Ashley'e bir çerçeve almış, üstüne "gerçek aşk" yazdırmış, ve faresi Theodore'un resmini koydurmuş.
Comprou uma moldura para oferecer ao Ashley, mandou gravar "verdadeiro amor" e colocou uma foto do rato de estimação dele, o Theodore.
Resmini yaptığım bir rüyam.
Um sonho que pintei.
Hayal defterime onlarca resmini çizdim.
Te esbocei várias vezes no meu diário dos sonhos.
Tutup da senin resmini yapacak- -
Não te vou pintar no meu...
Benim oğlanın resmini görmek ister misin?
Querem ver uma foto do meu rapaz?
Büyürken annemin bir resmini bile göremediğim için onlardan her gün nefret ettim.
Odiava-os por isso. Passei cada dia de minha infância sem sequer uma foto da minha mãe.
Santo'nun sabıka resmini veritabanında araştırıp bütün büyük sosyal medya siteleriyle çapraz eşleme yaptım.
Liguei a fotografia do Santo à nossa banco de busca de faces e cruzei as referencias com todos os maiores sites de relacionamento social.
Geçen dönem, anatomi dersinde her salı ve perşembe günü senin kasıklarının resmini çizme şerefine nail olmuştum.
É de Introdução ao Retrato Humano, no semestre passado. Tive o prazer de te desenhar os órgãos genitais às terças e às quintas.
Um, senin ve o adamın resmini gördüm Easy Rider'dan, Peter Fonda.
Vi a sua foto com o rapaz de Sem Destino, Peter Fronda.
Sanırım orada kendimin bir resmini görmüştüm 3 yaşındayken.
É lindo. Acho que tenho uma foto minha no Parque quando tinha 3 anos.
İnternette resmini gördüğüm için buraya geldim. Ne kadar güzel bir olay yeriniz var.
Bela cena de crime que vocês têm aqui.
Bilmiyorum, ama Haskell'in bana Vivian'ın eski eşinin resmini göndermesiyle ilgili bir şeyler yapmak gerek.
Não sei, mas tem algo a ver com o Haskell mandar-me a foto do ex da Vivian.
Haskell Jack York'un resmini sana bilerek yolladı.
O Haskell mandou-te a foto do Jack York por uma razão.
Ne zaman bir konu düşünsem,.. ... hatta resmini yapmayı düşündüğüm görüntüyü gözümde canlandırsam, kendimi sahtekar gibi,.. ... olmadığım bir şey olmaya çalışır gibi hissediyorum.
Sempre que penso num tema, ou tento visualizar uma imagem do meu quadro, parece que fico confuso, que estou a tentar ser uma coisa que não sou.
Sen bunların resmini yapmalısın.
Devias pintar isto mesmo!