English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ R ] / Ringe

Ringe tradutor Português

467 parallel translation
Kavga etmek istiyorsanız ringe çıkın!
Querem lutar? Vão para o ringue!
- Dövüşçülerini ringe çıkar.
- Os lutadores para o ringue.
Dövüşçüler ringe çıkacak.
Os lutadores já vão para o ringue.
- Ringe geçebilir miyim?
- Queria passar para o ringue.
Hangi ringe baktıklarınına dikkat ettiniz mi?
Reparaste para que pista o público estava a olhar?
Yarın takımların orta ringe taşınacak.
Amanhã o teu equipamento vai para a pista central.
Orta ringe sahip oldun.
Tens a pista central.
Ama ben ringe boks yapmaya çıkmadım.
Não estava ali para lutar.
Artık ringe çıkmaya hazır olduğumu sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Se acham que me põem num ringue, enganam-se.
Bir daha ringe çıkamam, anlasana..
Ficava suspenso da actividade pugilística, percebem?
Sadece ringe çıkmakta kararlısın.
Só és ambicioso a caminho do ringue.
Ringe çık, birkaç tur at, sonra üstünden çıkar.
Entras no ringue, dás umas voltinhas e despe-o.
Sizi ringe koymalı.
Vou juntá-las no ringue.
Annesine hep iyi davranmıştır. Rakibini ezip kanlı bir et ve kemik yığınına çeviren ve dişlerini ringe dökerek zafer kazanan birinden beklenmeyecek kadar iyi.
Era muito atencioso com a mãe e não era nada o tipo de pessoa de quem se esperaria que transformasse o adversário numa massa sangrenta de carne e de ossos, cuspindo dentes e fragmentos de gengiva para um ringue que se tornara o inferno de um e a glória do Ken.
- Daha önce hiç ringe çıkmadın mı?
- Nenhum. Estás a brincar? Nunca estiveste num ringue?
- Hiç ringe çıkmadın öyle mi?
- Nunca estiveste num ringue? - Não.
Bununla ringe çıktığında bir şampiyona benzeyeceksin.
Quando entrares com isso, vais parecer um campeão.
Gonk çaldı. Yedinci raunt için ringe çıktım. Bana bir kaç tane patlattı ve aniden hakem maçı durdurdu.
A campainha toca, entro para o sétimo assalto, ele dá-me dois socos e, de repente, o árbitro pára o combate.
Tamam, dünyanın bir numarası ile ringe çıktığında.. .. hazır olacaksın, değil mi?
Quando entrares no ringue com o 1º peso pesado do mundo, vais estar em forma, hã?
Arkadan gelen seslere bakılırsa rakiplerden biri ringe geliyor.
Este sururu deve ser a entrada do candidato ao título.
Rocky Balboa şimdi ringe çıkıyor.
Rocky balboa sobe agora ao ringue.?
Sol ve sağ yumruklar. Ringe karşı yumruklar atıyor.
Castiga-o à esquerda e à direita.
12 raundu tamamlayamayacaksan, ringe hiç çıkmayacaksın.
Se não aguentas os 12 assaltos, abandona o ring.
Alınması gereken bir 100 Dolar var ve tek yapacağın ringe çıkmak.
Vai para casa. Ouve, Victor podes ganhar cem dólares, basta-te aguentares-te um round no ringue.
O budalanın olduğu ringe çıktın ve bir şampiyon olarak ayrıldın.
- Quando subiste ao ringue eras um carregador de gelo e hoje és um campeão...
Bu sersemle pasta oyunu oynama. Ringe çık ve buz pençesini kullan.
Vic, não fiques parado, mexe-te como uma pinça.
Eğer kendini tekrar ringe çıkacak kadar iyi hissediyorsan ve oraya çıkarsan dikkatli ol.
Se te apetece voltar ao ringue, se calhar devias, mas com cuidado.
Ringe çıkıp ona ne olduğumu göstermek zorunda olmam adil mi?
Que suba ao ringue e lhe mostre o que valo?
Onu ringe çıkartacak her şeyi yapın.
Faço o que for preciso para o trazer ao ringue.
Ama onun benimle ringe çıkacak şerefi yok.
Mas este homem não tem a honra de me defrontar no ringue.
Onunla ringe çıkmak için cesur olmalısın, evlat.
É preciso teres tomates para voltares ao ringue com ele, puto.
Bu serseriyle ringe çıkmamalıydın.
Este badameco nem sequer devia estar no mesmo ringue.
Rocky Balboa ringe doğru gidiyor.
Rocky Balboa dirige-se ao ringue.
Ringe doğru yol alıyor.
Dirige-se ao ringue.
Ve şimdi şampiyonun ringe gelmesini bekliyoruz.
E agora aguardamos que o campeão entre no ringue.
Şimdi şampiyon ringe çıkıyor.
O campeão sobe agora para o ringue.
Ringe geriliyor.
Para fora do ringue.
Olivier Sugar Ray'in karşısına çıksaydı o da derdi ki, sahneyı ringe tercih ederim.
Se ele estivesse aqui, diria que o ringue é uma arena. Dêem ao touro uma arena onde ele se possa enraivecer.
Benim için sen Ringe girmek ister misin?
Queres ir lá tu?
Olivier Sugar Ray'in karşısına çıksaydı, böyle derdi : Sahneyi ringe tercih ederim.
E não sou nenhum Olivier, mas se ele lutasse com o Sugar Ray, diria que o ringue é uma arena.
Sadece onunla ringe çıkmak için
Quanto é que pedias só
Şu maymunu ringe getirin.
Vou dar cabo de ti. Ponham esse macaco no ringue.
Ringe çıktım ve dayak yedim.
la para o ringue, e desfaziam-me.
İşte, İtalyan Aygırı, Rocky Balboa, ringe çıkıyor.
Ei-lo, o Garanhão Italiano, Rocky Balboa, a subir ao ringue.
Tıpkı Şeker Ray'i, ağırsiklet bir azmanla aynı ringe atmak gibi.
Foi como colocar um peso pluma no ringue a defrontar um peso pesado.
Ringe ilk kimin çıkacağını kararlaştırıyorlar.
Estão a decidir quem vai entrar | primeiro no ringue.
Kaşı Kazı ringe giriyor.
Itchy Scratchy para o ringue.
Bruno Hakalugi ringe giriyor.
Aí vem Bruno Hakalugi para o ringue.
Hey, ringe saklayın.
Ei, guarda isso para o ringue.
- Üçüncü ringe.
... por favor apresente-se no ringue três.
Adamın Noel'den önce 40 ya da 50 kez ringe çıkarsa, ayakkabı bağcıklarını bağlayacak kadar bile beyni kalmaz. Dinle budala.
Ouve...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]