Roca tradutor Português
152 parallel translation
Yün eğirmeye hazırlanın kızlar. Birazdan hareme geliyorum.
Preparem a minha roca, meninas.
Ama onaltıncı doğum gününde, gün batımından önce parmağına çıkrık iğnesi batacak ve ölecek.
Mas... antes do por do sol do seu 16º aniversário, ela picará o seu dedo numa agulha duma roca de fiar... e morrerá.
Bak çıngırdak. Çıngırdak.
Olha a roca.
Domuzcuğun dahi mi yoktu?
Nunca tiveste uma roca?
Belki de... Tiffany marka çıngırağı beş tombul parmak yerine parlak bir yüzgeçle tuttuğumda çılgına döndüler.
Talvez... quando eu segurei... na minha roca da Tiffany... com uma barbatana reluzente... em lugar de cinco dedos gorduchos... eles tivessem perdido a cabeça.
Henüz evlenmiştik... Caddede yürüyorduk ki "Kaya" adında bir banyo takımı reklamı gördük sloganı da "Seni seviyorum, Kaya" idi.
Há alguns anos, estávamos casados há pouco tempo, íamos pela rua e vimos um anúncio aos sanitários Roca.
O günden beri, başkalarının önünde eğer anlamalarını istemiyorsak "Seni seviyorum" yerine "Kaya" diyoruz.
A partir daí, quando falamos ao telefone perto de pessoas que não queremos que percebam, dizemos "roca", ou "muita roca". Quer dizer que nos amamos muito.
- Bademli Roca.
- Os de amêndoa.
Pigat, Garibaldi, Roca..
Pigat, Garibaldi, Roca...
Garibaldi, Roca, eski pozisyonumuza geri dönüyoruz.
Garibaldi, Roca, vamos voltar à posição anterior.
Hadi Roca.
Vem, Roca.
Çıngırak olarak kullanabilir.
Pode usá-la como uma roca.
Ben de ILa Roca Kontesi.
Eu sou a Condessa De La Roca.
Ben buna Almond Roca yedikten sonraki tuvaletim gibi çatlaklık derim.
Eu chamo-lhe é uma completa parvoíce.
Sonra çıngarakla şekelerme de isterim.
E a seguir quero uma roca e um chupa-chupa.
Bruce Springsteen, Almond Roca dinlerim. Abbott ve Costello'nun filmleri hoşuma gider.
Adoro Bruce Springsteen, Almond Roca e filmes Abbott e Costello.
Bu kabuk huzur getirir.
A concha de roca traz paz.
- Evet burgu kabuğu.
- Sim, uma concha de roca.
- Aman Tanrım. Trey de bana aynını almıştı.
É como a roca que o Trey me deu, quando...
Kardeşim bununla oynarken, onu izlediğimi hatırlıyorum.
Lembro-me de ver o meu irmão brincar com isto, como uma roca.
Yine sana çıngırak niyetine bir şişe antidepresan mı verdi?
Ela deu-te um frasco de anti-depressivos para servir de roca?
Biz tanışmıştık... - Evet La Roca'da.
- Sim, em La Roca.
Roca?
Coca?
Bu annemizin çıngırağı, ve ona ait sahip olduğumuz tek şey.
É a roca da mamã. É a única coisa dela que temos.
O annemizin çıngırağı.
É a roca da nossa mãe.
Yüksek hızda merkezkaç kuvveti yüzünden lastik esner ve motosikletin kasasına sürtünür.
A alta velocidade, a força centrífuga faz inchar o pneu e ele roca no travão da moto.
Tıpkı duvara tırmanır gibi.
Escalando como la Roca.
Roca Redonda'da gözle görülenden çok daha fazlası var.
Há muito mais em Roca Redonda que os olhos não vêem.
Bayanlar baylar, Kaya'ya hoş geldiniz.
Senhoras e senhores, bem-vindos à Roca.
Lara Hill kod satıyorduysa, Roca bulduğumuz paranın kaynağı olabilir.
Está no cargo desde Junho. Se a Lara Hill estava a vender informação, o Roca pode ser a fonte do dinheiro que encontrámos.
Adı Simon Roca.
O nome é Simon Roca.
İspat edene kadar Roca ülkeden ayrılacak.
Quando eu conseguir provar, O Roca terá deixado o país.
Size izin verene kadar Roca'yı sorgulayamazsın.
Enquanto não dermos permissão, não pode interrogar o Roca.
Yürüdüğün zaman bacaklarının arası sürtüyor.
Roça enquanto andas.
Roca!
Roca!
Bu kadarıda alay eşiğine geldi.
Isso roça o sarcasmo.
Gitmeliyim.
A minha cabeça gira como uma roca numa tempestade de areia.
Bu durumda o da yasal sayılmaz.
Esse programa roça a legalidade.
Bir yabancıya ya da iş arkadaşınıza cinsel amaçla sürtünmek anlamına geliyor.
Ah, Isso é quando uma pessoa se roça, de forma sexual, num estranho ou num colega.
Bu da bir cinsel tahrik. Ağaca sürtününce tahrik oluyorsun, buna cinsel bakımdan tahrik edici temas denir.
Isso chama-se assédio sexual por contacto quando se é assediado sexualmente enquanto se roça contra uma árvore.
Çocuklar aldırış etmiyor gibiydi.
A atenção destas crianças roça a indiferença.
Size yardım etmek istiyorum. Bu yaptıklarınız hakarete giriyor.
Mas isto já roça a perseguição.
Doğru. Adamın çalışmalarından birisine sürtündüğünü düşünüyorum ama bir şeye sürtündüğün zaman mutlaka hareket ve yön izleri olur.
Achei que ela podia ter roçado no trabalho dele, mas quando se roça em algo, há vestígios de movimento e direcção.
O zamanlar amplifikatör yoktu, o yüzden orkestrasyon gerekiyordu.
A música era de tal forma potente, - sem amplificação, tão só com orquestração - que roça ao de leve o Metal.
Şey, en doğru açıklanma sürtünme ile döllenme.
A explicação mais óbvia seria a fricção. Queres dizer o roça-roça?
- Üstüne birde şantaja tenezzül.
- Além disso, roça a chantagem.
İki nokta üst üste : Bir pirzola bul, onu erkenden kilitle, benim olana kadar onunla bütün gece gıcırdat.
Cólon, encontra uma snaita, conquista-a no princípio, roça-se nela a noite toda até ela ser minha.
Roca Redonda.
Roca Redonda.
Ya da ıssız bir yere taşınabilirsin.
Ou então pode ir para a roça.
Saçları yüzünüzü okşadığında ve elleri sizin ellerinizdeyken o bir partiküldür.
Ela é uma partícula quando o seu cabelo roça a tua face e as mãos dela entram nas tuas.
Simon Roca.
O nome é Simon Roca.