Rolo tradutor Português
1,158 parallel translation
Yine mi köfte yiyeceğiz?
O quê? Rolo de carne outra vez?
Perşembe et ekmek.
Rolo de carne às quartas.
İşaret Brian, barkod her yeri sarmış. Her tuvalet kağıdında, her sigara paketinde ve her bir domuz pastırmasında görebileceğin barkodlar.
Bem, a marca, Brian, é o código de barras, o ubíquo código de barras que tu encontras em qualquer rolo de papel higiénico, em qualquer pacote de cuecas, e em qualquer nojenta lata de banha de porco.
Bu günün özel yemeği ise köfte.
O prato do dia é rolo de carne.
- Filmi oraya yetiştiremiyorum.
- Não posso pôr o rolo na máquina.
- Soruşturmamıza karışamazsınız.
E quero o rolo dele! Temos de iniciar o nosso próprio inquérito.
Film takmalıyım.
Tenho de pôr um rolo na máquina fotográfica.
Tuvalet kağıdı falan kullan!
Usa este rolo!
Düşünüyordum da, belki yumuşak olanlardan bir rulo almama izin verirsin.
Podes dar-me um rolo daquele macio que vendeis ali atrás?
Pekala, ilk olarak, tıbbi bir gaz ünitesi borusunun bir ucunu kendi boynuna dolamış diğer ucunu da bu gaz deliğine.
Bem, o relatório diz que ele atou uma ponta de um rolo de gaze médica à volta do pescoço e a outra ponta a esta saída de gas.
İğrenc, rulo köfte.
Que nojo, rolo de carne.
Bir görgü tanığı varmış. Seni elinde oklavayla cesedin başında dururken görmüş.
Ele tem uma testemunha ocular... que diz tê-la visto sobre o cadáver com um rolo da massa.
Bir oklava bulmak için mutfağı darma duman etmiş.
Ela revirou a cozinha à procura de um rolo da massa.
Pardon, iki lityum hidroksit kutusu bir rulo gri bant.
Duas latas de hidróxido de lítio. Desculpem. - Um rolo de fita-cola cinzenta.
Hayır, çekmeyin.
Não gaste o rolo...
- Etli ekmeğe ne dersin?
- E se fizesses o teu rolo de carne?
- Bir makara dolusu. Tamam.
Só tenho um rolo, querida.
... çubuğu, zımbırtısı, arabası Oskar'ı, bıçağı, muzu hıyarı, salamı, sucuğu kulesi, Bay Mutlu'su, Peter'ı, ağaçkakanı, ufaklığı tüfeği, boynuzu, orta bacağı, eti oyun çubuğu tek gözlü canavarı ön derisi, aşk kası, fülütü yılanı...
candeeiro, ferramenta, Big Ben, Sr. Felicidade, zezinho, chave de fendas, pee-pee, wee-wee, volante, cabeça, pistola, charuto, mangueira, corno, perna do meio, terceira perna, carne, pauzão, joystick, baton, maravilha de um olho, júnior, cabecinha, pequenino, Everest, rolo da massa, musculo do amor, flauta de pele, robocop, cobra
- Yüksekten atan biri.
- Um grande rolo.
Sırılsıklam oldum.
Estou a assar como um rolo de carne debaixo desta lã molhada.
Kartona sarılmış bir peçete.
É papel à volta de um rolo de cartão.
Kartona sarılmış peçete.
É papel à volta de um rolo. É só isso.
- Yaprak sayısı arttı.
- Cada rolo tem mais folhas. - Folhas.
- Parmak köftede olmayabilir.
Possivelmente o rolo de carne.
Hayır, evet dersem bağlanmış oluruz.
Não, porque já me meti no maior rolo.
Ve büyük ihtimalle tuvalet kağıdını içten dışa doğru katlıyorsun.
E provavelmente colocas o papel higiénico de volta no rolo com o papel de lado.
Canın istiyorsa bir rulo alabilirsin.
Pegue num rolo, se lhe apetecer.
Pekâlâ B makarasını tak. Bakalım kurtarabilecek miyiz.
Vamos ao rolo B ver o que podemos salvar.
Yani köftenin içinde kıyma, ekmek kırıntıları ve baharat var.
Então, o rolo de carne é feito com migalhas de pão, especiarias e carne picada?
Kaset almaya gitti.
Foi comprar um rolo!
- Biftek, masada ketçap.
- Rolo de carne, ketchup na mesa.
Bu kokuda ne böyle, etli börek mi?
Que cheiro é este, rolo de carne?
Ve bu da küçük bir film hoşlanacağını umduğum.
Aqui tem um rolo que lhe agradará.
Bunu yapar mısın?
Podes revelar um rolo?
Bir makara daha çekeceğiz.
Fazemos mais um rolo.
Louise! Yemek için Brüksel lahanası ve köfte yap.
Louise, couves de Bruxelas e rolo de carne para o jantar.
güvercin. Yanında patates ve kaz ciğeri var. Sebzeli börek ve yaban mersini sosu.
Borracho grelhado com rolo de batata-doce e foie-gras, e molho de mirtilo.
Sana getireyim.
Ja lhe dou o rolo da festa.
Makbuz vardı ya?
Lembras o talão do rolo?
Ensign Makinasıyla doğal ışıkda çekilmiş beş fotoğraf.
5 fotografias expostas à luz natural. Tiradas com um rolo de filme Ensign.
Gizlilik diye bir şey yoktu Bir paçavra, bir k emik, bir yün çilesi
Não havia mistério Um trapo, um osso, um rolo de cabelo
Topu tut ve çek.
Pega num rolo e puxa.
Durdurunca ne olacak, yerlerine köfte mi gelecek?
O que vem a seguir, o Rolo de Carne?
Fırını çalıştırıp birkaç parça hamur kesebiliyorum.
Sei ligar o formo e cortar um rolo de massa congelada.
Sana yarın biftek getiririm.
Amanhã trago-te rolo de carne.
O zaman bana bir rulo tuvalet kağıdı, tirbuşon ve biraz folyo getirin.
Então alcança-me um rolo de papel higiénico, uma chave de porcas e papel de alumínio.
Olabilir.
É o teu rolo de carne? - "Talvez seja".
Sana etli börek yaptım.
Fiz-te um rolo de carne.
Bayan Benson bitişikte etli börek yapıyordu.
A Sra. Benson, a vizinha do lado, estava a fazer rolo de carne.
Fili..
O osso dele, o joelho dele, o bispo dele, pila, pénis, rolo, rolo quente, automóvel do sexo, óscar, espada, punhal, banana, pau, salame, salsicha, taco, bastão,
Yumurtalı kurabiye?
Queres um rolo?