Rommel tradutor Português
351 parallel translation
Sonra Afrika'dayım, Rommel'i def eden askerleri eğlendiriyorum.
Então... vruum, estou em Africa, a entreter os soldados que expulsaram o Rommel.
Dostumuz Rommel'in kuvvetlerimizin gözünde bir sihirbaz, bir öcü gibi... görünmesi giderek büyük bir tehlike haline dönüşmeye başladı. Onu gözümüzde çok fazla büyütüyoruz.
"Parece que o nosso amigo Rommel está se tornando um tipo de mago ou assombração às tropas, que estão falando demais sobre ele,"
Rommel'in sıradan bir Alman generali olduğunu insanüstü güçleri olmadığını... bu kuşkuları dağıtmanız gerektiğini bilmenizi istiyorum.
"Quero que dissipem por todos os meios a idéia de que Rommel seja qualquer coisa além de um mero general alemão."
Bu Rommel idi...
Então este era Rommel.
Erwin Johannes Eugen Rommel... Alman Ordusu Komutanı ve... 1. Dünya Savaşı'ndan bu yana Almanların en ünlü askeri...
Erwin Johannes Eugen Rommel, comandante supremo do exército inimigo e o soldado alemão mais célebre desde a la Guerra Mundial.
Erwin Rommel ölmüştü.
Erwin Rommel estava morto.
Rommel'e ne olmuştu? Bulup ortaya çıkaracaktım.
Eu me pus a descobrir o que havia acontecido com ele de fato.
Almanya, Wurttemberg eyaleti Ulm kentinin Herrlingen köyünde, mütevazı bir evde... yaşayan Rommel'in oğlu ve dul karısıyla uzun konuşmalar yaptım ve Rommel'in mektuplarını, raporlarını, diğer belgelerini inceledim.
Em uma casa modesta na vila de Herrlingen Bei Ulm, em Wurttemberg, Alemanha, conversei longamente com o filho e a viúva de Rommel, examinei suas cartas, relatórios e outros documentos.
Bütün bu gerçekler üzerine... Erwin Rommel'in gerçek hikayesi başlıyor.
Baseado nesses fatos, o que segue agora é a história verdadeira de Erwin Rommel.
Savaşın bu en şiddetli zamanlarında Rommel'in Afrika'da olmadığını keşfettim.
Porém, descobri que Rommel não estava na África quando a batalha começou.
- Sanırım gayet iyiyim.
- Bem. Viu a Sra. Rommel?
Muharebenin 10. gününde... Rommel bile iyi bir sonuca inanmıyordu.
No décimo dia de batalha, nem mesmo Rommel duvidava do seu resultado.
Geri çekilme sırasında Rommel tekrar hastalandı.
Pois um mês antes do fim,
Ve çürüğe ayrılıp Almanya'da hastaneye yattı.
Rommel havia adoecido e voltado ao hospital na Alemanha.
- Günaydın bayan Rommel, Manfred.
- Bom dia, Sra. Rommel. Manfred.
Manfred Rommel... ve Dr. Karl Strolin. Stuttgart'tan mı?
Manfred Rommel... e Dr. Karl Strolin.
Rommel'e ödlek diyor.
Ele o chamou de covarde.
Bu onun teşekkür etme yöntemi. Rommel'in onun için yaptıklarına minnettarlık gösterme yöntemi.
Foi assim que mostrou gratidão por tudo que o Erwin fez por ele.
Rommel... Sana bir soru sormak istiyorum.
Rommel, devo lhe fazer uma pergunta.
- Hoşçakal Rommel.
- Adeus.
Kasım 1943'te Rommel, yaklaştığı açık olan müttefik çıkarmasına karşı önlemler alıp, Nazi kuvvetlerinin komutasını almak için Atlantik savunma hattına bir bilgi alma turu düzenledi.
E em novembro de 1943, Rommel fez uma inspeção das defesas do Atlântico antes de assumir o comando das forças nazistas que juntavam-se para resistir ao ataque.
Aralık 1943'te Rommel, Paris'in dışında, Fontainbleau Pompadour sarayında... batı orduları en üst komutanı Von Runstedt'e hazırladığı... raporu sundu.
Um mês depois, Rommel apresentou-se ao marechal-de-campo Von Rundstedt, comandante supremo no oeste, em seu quartel-general, no palácio de Pompadour, em Fontainebleau, nos arredores de Paris.
- Seni görmek güzel Rommel.
Que bom vê-lo.
Dostlarım... Mareşal Rommel ile birkaç dakika yalnız konuşmamıza izin verir misiniz?
Quer fazer sala aos nossos amigos enquanto o marechal Rommel e eu conversamos?
Bundan iki ay sonra... Şubat 1944'te Rommel'in Atlantik duvarından uzak olduğu ender anların birinde... eski dostu Dr. Karl Strolin tekrar ortaya çıktı.
Dois meses depois, em fevereiro de 1944, durante uma das raras visitas de Rommel ao lar, seu velho amigo, Dr. Karl Strolin, procurou por ele de novo.
Ben Dr. Strolin. Mareşali ve bayan Rommel'i görecektim.
Dr. Strolin para ver o marechal e a Sra. Rommel.
Sağlığınıza doktor.
- À sua saúde, doutor. - À sua, meu caro Rommel.
Bunu gizli yap, Rommel.
Eu falo confidencialmente.
Korkarım hayır Rommel. Çok geç...
Lamento que não.
Ben mareşal Rommel.
Marechal-de-campo Rommel aqui.
Rommel, sana dikkatini ve dehanı savaşmaya vermeni, ve savaşın gidişatını ondan sorumlu olanlara bırakmayı öneririm.
Sugiro que restrinja seu gênio à luta. Deixe a administração da guerra àqueles responsáveis por ela!
Rommel batı cephesindeki umutsuz savaşı hala düzetmeye çalışıyordu. 17 Haziran günü bir köy yolunda... Montgomery'nin uğursuz ismiyle...
Rommel ainda tentava manter a luta na sua frente, quando em 17 de julho, em uma estrada perto da cidade de Montgomery...
3 gün sonra, 20 Temmuz'da... Rommel, Fransa'da bir hastanede baygın olarak yatıyordu.
Três dias depois, enquanto Rommel ainda estava hospitalizado na França,
Rommel'e gelince, neredeyse ölümün eşiğine geldiği kaza sonrası Herrlingen'de... nekahat dönemini geçirip sağlığını yeniden kazanmaya çalışıyordu. Adı hakkında gazetelerde çıkan haberler aniden kesilmişti. Alman halkının bu en ünlü askeri hakkında..
Quanto a Rommel, recuperando-se em Herrlingen de ferimentos que teriam matado qualquer um, toda menção pública de seu nome havia cessado de repente, e um silêncio total e oficial caiu sobre o soldado mais célebre da nação.
- Bayan Rommel'e saygılarımı iletir misin?
- Lembranças à Sra. Rommel.
- Mareşal Rommel'i görmek istiyoruz. - Ona ileteceğim efendim.
- Viemos ver o marechal-de-campo Rommel.
- Gayet iyiydi. - Teşekkürler bayan Rommel.
- De maneira nenhuma.
- İzninizle bayan Rommel.
Por aqui. - Perdoe-nos.
Rommel'in bu kısa süren son yolculuğunda... düşünceleri ne olabilirdi?
Durante aquela curta jornada, quais teriam sido os pensamentos de Rommel?
Rommel, saygımızı da hakediyor. çünkü her ne kadar sadık bir Alman askeri olsa da... sonunda gerçekleri görüp Hitler'den ve yaptığı tüm işlerden nefret etti. Zorba ve manyakların tarafından ayrılıp...
Ele também merece o nosso respeito porque, apesar de ser um soldado alemão fiel, ele veio a odiar Hitler e todo seu trabalho, e tomou parte na conspiração para resgatar a Alemanha desse maníaco e tirano.
İngilizlerin kesin bozgunuyla... Rommel'in Süveyş yolu üzerinde kalan tek kuvvet, Tobruk kalesinde kısılı kalmış... olan küçük bir İngiliz garnizonuydu.
Com a retirada dos britânicos, só se interpunha no seu caminho uma guarnição de tropas imperiais isolada na fortaleza de Tobruk.
Bizimse Rommel'in saldırısından önce dokuz saatimiz var.
Nós, nove horas antes do ataque de Romper.
Eğer yarın Rommel'i durdurabilirsek daha iyisini de yapabiliriz.
Se detivermos Romper amanhã, logo lhe direi.
Rommel saldırıya hazırlanıyor.
Romper prepara um ataque.
Bu nedenle savunmamızın planı Rommel'in buradan saldıracağı esasına dayanıyor.
Então, o nosso plano de defesa é principalmente baseado na convicção de que Romper ataque por aqui.
Rommel'in tanklarının buraya kadar direnişle karşılaşmadan gelmesini öneriyorum.
Proponho deixar que os tanques de Romper entrem sem encontrar oposição.
Bayan Rommel.
Frau Rommel...
Ve bu onun Rommel'e teşekkürüydü.
E esse foi o agradecimento deles.
- Tekrar hoşçakal Rommel.
- Adeus novamente.
Mareşalim. - Bir kulağımız koridorda olsa iyi olur. - Emredersiniz efendim.
Prezado marechal-de-campo Rommel, tenho total confiança no portador deste bilhete, tenente-coronel Caesar Von Hofaker do meu gabinete.
- İyileşiyorum, teşekkürler.
- Como vai, Rommel? - Estou bem, obrigado.