Roscoe tradutor Português
471 parallel translation
Varlıklı sanat hamisi Roscoe W. Chandler bu partide Beaugard'ın meşhur "Avdan Sonra" tablosunu sergileyecek.
Roscoe W. Chanceler, um mecenas exibe nesta festa, o quadro mais famoso de Beaugard "Depois da Caça".
Bay Roscoe W. Chandler.
Sr. Roscoe W. Chanceler.
Benim adım Roscoe W. Chandler.
Chamo-me Roscoe W. Chandler.
Roscoe W. Chandler.
Roscoe W. Chandler.
- Roscoe iyi bir çocuk.
- O Roscoe é um rapaz às direitas.
İşte Roscoe geldi.
Este é o Roscoe.
- Roscoe, bu Bay Rogers.
- Roscoe, apresento-te o Sr. Rogers.
- Teşekkürler, Roscoe.
- Obrigado, Roscoe.
Benny, Roscoe Busby'i tanır mısın?
Benny, conheces o Roscoe Busby?
Roscoe Busby'u tanır mıyım?
Se conheço o Roscoe Busby?
Roscoe bir teklifle geldi bana...
Bem, Roscoe apareceu com uma proposta...
Roscoe, git hücreleri aç.
Roscoe, vai abrir as celas.
Roscoe, üstlerini arayın ve kemerlerini alın.
Roscoe, tirem-lhes os cintos das armas.
Bu, yardımcım : Roscoe Bookbinder.
Este é o meu delegado, Roscoe Bookbinder.
Yarın büyük bir gün olacak Roscoe.
Amanhä vai ser um dia cheio, Roscoe.
Dediğini yap Roscoe.
Obedece, Roscoe.
Adamlara söyle Roscoe.
Passa palavra, Roscoe.
Roscoe!
Roscoe!
Bir şey demeye mi çalışıyorsun Roscoe?
Queres dizer-me algo, Roscoe?
- Roscoe, sadece istemiyorum.
- Roscoe, porque näo.
Roscoe, onca yıldır iyi bir çocuk oldun.
Roscoe, sempre foste um bom rapaz.
Onlara bittiğini söyle Roscoe.
Bem, diz-lhes que já está, Roscoe.
Duydun mu Roscoe?
Ouviste, Roscoe?
Roscoe dedi ki, ben hoşlanıyorum diye senin de benden hoşlanman şart değil ve bu doğru ama...
O Roscoe diz que só por eu gostar de si näo tem de gostar de mim, é verdade, mas...
ROSCOE BOOKBINDER İYİ BİR GENÇ
UM BOM RAPAZ
Hem Joseph Roscoe Adams, hem de George Reach sabıkalıydılar.
Tanto Joseph Roscoe Adams como George Reach tinham cadastro.
Neden Roscoe'ni ödünç almama izin vermiyorsun?
Por que não me empresta A sua "Roscoe"?
Roscoe'daki adam, son model limuzinli birinin... tavuklarını çaldığını söyledi.
Um homem em Roscoe disse que alguém numa carrina último modelo... roubou algumas das galinas dele.
" Bahse girerim, bu dün akşam Roscoe'da...
" Aposto que aquele é o gajo...
"tavukları çalan adam budur."
"que roubou as galinas em Roscoe a noite passada."
Roscoe'nun çevresinden dolaşıp doğru Enid'e gideceğiz.
Evitamos passar por Roscoe e vamos direitos a Enid.
Roscoe, biliyorsun kadınlar hakkında konuşmayı sevmem.
Roscoe, sabes que não gosto de falar das minhas mulheres.
- S.ktir git Roscoe!
- Vai-te lixar, Roscoe!
Çok komiksin, Roscoe.
Você é o maior, Roscoe.
Işıklar söndükten sonra Roscoe'nun odasında buluşuyoruz!
Vemo-nos no quarto do Roscoe quando apagarem as luzes.
- Roscoe!
- Roscoe!
- Hadi, Roscoe, kötü görünüyorsun.
- Roscoe, estás com mau aspecto.
Vur, Roscoe!
Acerta-lhe, Roscoe!
Peg, ikizlerimle tanışmanı istiyorum Roscoe ve Frank.
Peg, apresento-te os gémeos, o Roscoe e o Frank.
Marifetlerini göster, Roscoe.
- Mostra-lhes o que vales, Roscoe. - Isso, Roscoe.
Roscoe'unu aldın mı?
Está com sua Roscoe?
- Roscoe mu?
Roscoe?
Silahın var sanıyorum.
Acho que está com uma Roscoe.
Geleceğiyle ve parasıyla bana güvenen ilk erkek sensin.
Você é o primeiro homem a confiar seu dinheiro e futuro em mim. É Roscoe.
Roscoe, bir daha bizimle, şekerli jel dolgulu çöreklerimizin arasına girersen burnunu kırarım!
Roscoe, se você vier de novo, com essa sua cara de pastel mais uma vez eu vou arrancar o seu nariz!
Roscoe.
Roscoe.
Roscoe burada, bize toplamdaki borcu...
O Roscoe aqui, ele nos deve o total de...
- Roscoe?
Roscoe?
S.ktir Roscoe!
Vai dar uma curva, Roscoe!
Haydi, Roscoe.
Não acredito.
- Roscoe gelmiş. - Roscoe.
Roscoe?