Sabra tradutor Português
70 parallel translation
Ben bir sabrayım, doğuştan Filistinliyim.
Sou um sabra. Um palestino de nascença.
Güzelliğinin bir kopyasını hayatıma katmakta gösterdiğin sabra karşılık... sonsuz minnettarlığımın bir göstergesi.
A minha eterna gratidão pela sua paciência em ajudar-me a trazer a imagem da sua beleza para a minha vida.
Sabra, yön verilmeye, sebata ve güce ihtiyaçları var.
Eles requerem paciência, apoio... determinação e força.
- Onların Sabra'ları ve Shatila'ları var.
Eles têm Sabra e Shatila.
Dylan, Sabra-Jaguar Saltanatının nakil aracı tarafından selamlanıyoruz.
Dylan, fomos chamados por uma nave Nietzchen da Casta Sabra-Jaguar pede permissão para pousar.
Arşidük- - Birleşik Sabra-Jaguar Saltanatının arşidükü. İkiz aylar Avox ve Ivox'un saltanat naibi.
Arquiduque dos clãs Sabra-Jaguar, regente das luas Avox e Ivox, chanceler Kingu e por ai fora...
Sabra-Jaguar saltanatının yeni Bağımsız Devletlere katılmasına izin vermemeniz için en az üç neden var.
Há pelo menos 3 razões para não aceitar que a Casta Sabra-Jaguar se junte à Comunidade
Scheherezade ve Winnipeg Kolonilerinin Sabra-Jaguar ittifakıyla açılacak yeni marketler için ağzı sulanmaya başladı bile.
Por outro lado Seherezade e Winnipeg até se babam para poderem negociar com os mundos Sabra e Jaguar.
Sabra ve Jaguar. Can düşmanları.
Os Sabra e os Jaguar, inimigos terríveis.
Aslında bir anlaşma üzerinde çalışıyorlar. Anlaşmanın şartlarından biri Sabran hükümdarının kızıyla Jaguar arşidükünün oğlunun evlenmesi.
De facto, estão a tentar efectuar um tratado... um que se baseia na organização do matrimónio entre a Primeira Filha dos Sabra
Gelini Sabra bölgesinden Jaguar ana gezegenine götürecek birini arıyorlar.
Querem alguém para transportar a noiva do território dos Sabra até ao mundo dos Jaguar.
Sabra-Jaguar ittifakı Drago-Kasov saltanatının gücünü kontrol altına alabilir.
O resultado da aliança Sabra - Jaguar seria boa para equilibrar o poder da Casta Drago-Kasov.
Sabra ve Jaguar'ın milyonlarca.
Os Sabra e os Jaguar com milhões.
Saltanatlara Sabra hükümdarı kızını düğüne götüreceğimi ama bir bedeli olacağını söyle.
Avise as Castas que concordo em levar a Primeira Filha dos Sabra para o casamento, por um preço.
Tyr, Sabra-Jaguar kadar güçlü bir ittifakın Bağımsız Devletler Bildirgesini imzalamakla ilgilenmeyeceğini biliyorum. Ancak bu iki sistem ilgilenebilir.
Tyr, não estou iludido que uma aliança tão poderosa como os Sabra-Jaguar... seria bom assinarem a Carta da Comunidade Porém, há dois sistemas que seriam.
Jaguar ve Sabralar 200 yıldır bu sistemler için mücadele ediyorlar.
Os Jaguar e os Sabra têm lutado com eles há mais de 200 anos.
Sabra'nın teklifimi kabul etmesine şaşırdın.
Vai ficar surpreendido os Sabra aceitaram a minha oferta.
Bütün Sabranların çirkin olduğunu sanıyordum.
Pensei que todos os Sabra eram feios.
Bütün Nietzscheanlar saltanatlar arasında en gaddar ve zalim olanının Sabra olduğunu bilirler.
Todos os Nietzscheans sabem que entre as tribos, os Sabra são os mais ferozes e cruéis.
Diğer taraftan sen.. ... Sabran hükümdarının kızı ünvanını sonuna kadar hak ediyorsun.
Considerando que você, por outro lado... bem, você é obviamente da cabeça aos pés uma Primeira Filha Sabra.
Böylece yeni Sabra-Jaguar ittifakının arkasındaki isim olacaksın.
Quando o fizer, será o centro do poder na nova Aliança Sabra-Jaguar.
Seni Sabra ana gezegenine geri götüreceğim.
Vou levá-la de volta ao mundo de Sabra.
Akrabaları Jaguarlar tarafından öldürülmemiş tek bir Sabra yoktur.
Não há um único Sabra que não tenha um parente morto por um Jaguar.
Görevimi tamamladığımda Sabra'nın yedi nesildir başaramadığı şeyi başarmış olacağım.
Quando completar a minha missão, Terei feito o que sete gerações de Sabra falharam.
Döllenip daha düşük seviyedeki bir Sabra kadınına yerleştirilecekler. Saltanatın gelişmesi için.
Serão fertilizados e implantados em mulheres Sabra de rank inferior, para a melhoria da Casta.
Sabra saltanatı hükümdarının kızını gelecekteki Büyük Düşes Elsbett Mossadim'i taşıyorum.
Tenho a futura Duquesa, Elsbett Mossadim, Primeira Filha da Casta Sabra.
Altın Işık Müfrezesinin Sabra askerleri. Ben hükümdarın kızı Elsbett Mossadim.
Soldados Sabra do Batalhão Dourado, fala a Primeira Filha Elsbett Mossadim.
Savaş başlatarak Sabra'nın planını mahvettin.
Começou uma guerra, Arruinou os planos dos Sabra.
- Biraz sabra ihtiyacı var.
Vai precisar de paciência.
Nietzschean tasarımı.
Projecto Nietzschean, Sabra-Jaguar.
Sabra-Jaguar saltanat işareti var.
Marcações de Casta.
Tyr, biz Sabra-Jaguar saltanatının müttefikleriyiz.
Tyr, somos aliados da Casta Sabra-Jaguar.
Sabra-Jaguar saltanatı Drago-Kasov'la savaşa girecek. Siz de onur konuğusunuz.
A Casta Sabra-Jaguar vai entrar em conflito com os Drago-Kasov, e você é o convidado de honra.
Aralarında Sabra-Jaguar saltanatı da var.
Signatários que incluem a Casta Sabra-Jaguar.
Dylan, Sabra-Jaguar filosundan gelen mesaja göre Jaguar cephesinde çatışmalar başlamış.
De acordo com a info a frota Sabre-Jaguar, teve uma série de escaramuças na fronteira
Kaptan, Sabra-Jaguar filosu Ejderhalara saldırıyor.
Capitão, A frota Sabra-Jaguar está a atacar os Dragões.
Sabra ve cesaretlendirmeye.
Paciência e encorajamento.
İbrani bir Charles Bronson değilsin.
Não és nenhum Charles Bronson "sabra".
- İbraniyim ben.
- Eu sou "sabra".
Sen iyi bir İbrani'sin köpeği ve doğacak bir bebeği olan.
És um bom "sabra", com cão e bebé aí a caminho.
Sen bir İbranisin. Karın ve kızın birer İbrani.
Tu és "sabra", a tua mulher e filha são "sabras".
Evet. Sabra'nın anahtarındaki boya, fabrika çıkışı Lexus boyasıyla uyumlu.
Parece que a tinta na chaves da Natal é igual à tinta do Lexus.
- İsrailli misin?
És um Sabra? Sim.
onun ne kadar sabra ihtiyacı var?
Por quanto tempo ainda tem de ter paciência?
- Ya Beyrut, Sabra ve Şatilla?
Beirute, Sabra e Shatila?
Sadece Batı Beyrut da değil Sabra ve Şatilla mülteci kamplarındaki katliamlar da.
Não só em Beirute, mas o massacre nos campos de refugiados de Sabra e Shatila.
Sabra ve Şatilla Katliamına.
O massacre de Sabra e Shatila.
Elindeki tek çözüm Sabra ve Şatilla'da gerçekte neler... olduğunu çözmek.
A tua única saída é descobrir o que realmente aconteceu em Sabra e Shatila.
Sabra ve Şatilla'yı kast ediyordu.
Ele tinha apontado para Sabra e Shatila.
Ejderhalara ya da Sabra'ya doğru gitmeye çalışırsan şansımı sensiz denerim. Tekrar kullanmamı gerektirecek bir şey yapma.
Os inflectores.
Sadece biraz daha sabra ihtiyacın var.
Tens de ter mais paciência.