Sakar tradutor Português
744 parallel translation
Hayır, buradaki sakar bir erkek bulut... şuradaki yumuşacık minik bir dişi bulutla karşılaşınca, dişiye doğru kabarır dişi telaşla uzaklaşır, erkek dişi buluta doğru yelkenlerini şişirir.
- Não, não. Quando uma nuvem desastrada encontra outra, começa a persegui-la, uma foge e a outra vai atrás,
Sıradan, bildiğiniz sakar bir tesisatçı.
Um canalizador normal e trapalhão.
Öyle sakar ve aptalım ki, sizi asla hak edemem.
Sou desastrado, estúpido e não sou o homem para si.
Jackie, tanıdığım en tatlı sakar kadın sensin.
És a mulher mais deliciosamente desajeitada que conheço.
- Daha da sakar olmak isterdim.
- Queria ser mais desajeitada!
Sen bir ahmaksın Hem de bir sakar
És um parvo, não sabes o que mordes...
Ne kadar sakarım.
Que estúpida que sou!
Oh, ne kadar sakarım.
Oh, que desastrado que sou.
Ah! Ne sakarım.
Que desastre!
Nazikçe, seni sakar işe yaramaz!
Gentilmente, seu desajeitado inútil!
Çek şu ayağını gözümden, seni sakar öküz.
Tira os pés do meu olho, sua desajeitada!
Ne kadar sakarım böyle.
Uma varíola para um tolo desajeitado.
Sakar filler dekorumu mahvettiler.
Elefantes desastrados. Arruinaram o meu cenário.
Ne kadar da sakarım.
Que desastrado que eu sou!
Sakar bahriyeli, gittiğin yere baksana.
olhe por onde anda, marinheiro.
Bugün bayağı sakarım.
Hoje, tudo me cai das mãos.
Seni sakar şey!
Sua desajeitada!
Seni sakar, küçük aptal.
Minha tontinha desajeitada.
Çek şu sakar ellerini.
Afasta dela, estas mãos brutas e desajeitadas.
Ne kadar da sakarım.
Mas que disparate da minha parte!
Ama belki de bu sakar bunağın dedikleri doğrudur.
É possível que este idiota tenha razão.
- Hayır, ben sakarımdır.
Não! Eu não sei dançar.
Eminim, çoğunuz benim sakar olmamı bekliyorsunuz.
Tenho a certeza que vocês acham que não sei fazer nada.
Ne kadar sakarım.
Sou lento, desculpe-me.
Sakar dediysem, abarttığımı sanmayın sakın.
- E quando digo lento, - Por favor... asseguro-lhe que não exagero.
Kendimi orada sakar biri gibi hissettim.
Senti-me como um touro numa loja de porcelana, naquela casa.
Sakar şey, ne yaptın öyle?
Idiota, cale-se.
Birleşik Devletler Piyadesindeki en sakar asker sensin.
Você é o soldado mais desastrado de toda na infantaria dos Estados Unidos.
Seni sakar, küçük budala!
Sua idiota desastrada!
Bu sakar ahmağın yüzünden biri burada olduğumuzu biliyor.
Que estamos escondidos aqui. Era um ladrão!
Biraz sakarımdır ama elimden geleni yaparım.
Aqui está! Um pouco desajeitado, se quisermos... mas boa vontade nunca falta!
Savunma makamının, bu mahkemeye yaptığı, Zalimce ve sakar ataklardan dolayı tessüf ederim suçluluğun yükünü Kalbi kırık Bay Hubble'ın ölmüş ve masum oğlunun üstüne atıyor
Devo declarar, como tenho a certeza que esta corte também... que o conselho de defesa numa tentativa cruel... de jogar o peso da culpa... ao filho morto deste homem de coração partido, Sr. Hubble.
Bay Bevis sakar, zihni biraz dağınık ve beceriksiz zar oyunu kadar güvenli bir hayata sahip.
Sr. Bevis é propenso a acidentes, um pouco distraído e desorientado, com uma vida que possui a segurança de um jogo de dados.
Sakar!
Que badalhoca!
Sakar!
Badalhoca!
Sanırım çok sakarım.
Acho que sou dado a acidentes.
Gördün mü, sana... sana sakar olduğumu söylemiştim.
Disse-lhe que sou dado a acidentes.
Neden, seni sakar küçük soytarı!
Seu idiota!
Çok sakarım.
Que desagradável.
Şimdi bana, akşam yemeği ısmarlayacak mısın yoksa kat sorumlusundan buz getiren sakar birini mi istemeliyim?
E agora, ofereces-me um jantar, ou tenho de pedir que me mandem um miúdo desajeitado com cubos de gelo?
Hem de sakar.
E desajeitado.
Mark Garrison, bu sevimli, tatlı küçük melekleri nasıl şu kocaman, sakar öküzle Karşılaştırırsın?
Mark Garrison, como podes comparar... aqueles queridos anjinhos... com aquele grande, boi desajeitado?
O sadece Brutus tatlı, sakar öküz, ve ondan daha fazlasını beklememen gerektiğini düşünüyorum, hepsi bu.
É que o Brutus é um doce de boi desajeitado... e não acho que deves esperar muito dele... só isso.
- Daha çok sakar gibisin.
- É um desajeitado.
Bir yaşlı Rahip, kurnaz küçük biri ve şişko bir sakar?
Um velho druida, um pequenote habilidoso e um labrego gordo?
Bu adam çok sakar!
Que homem mais desastrado!
Seni sakar çocuk seni!
Seu fedelho desajeitado!
Sanırım biraz sakarım.
Sou dado a acidentes.
Çocuklar gibi sakar olurlar.
São desajeitados como crianças.
- Sakar!
- Tu és tonto!
Sakar.
Que desastrado.