Salem tradutor Português
553 parallel translation
Little Salem, Colorado'dan Mary Kane'e ait bir fırın.
" Um forno pertencente a Mary Kane, Little Salem, Colorado.
Konaklayacağınız yere kadar Salem size eşlik edecek.
Saleem vai acompanhá-la.
Bayan Salem.
Mrs. Salem!
Haşimilerin Beni Salim kolundan.
És hazimi, dos Beni Salem.
Dostun Beni Salim'den bir Haşimi.
O teu amigo era um hazimi dos Beni Salem.
Eugene, Albany, Salem'e söyleyin.
Avisa também o Eugene, o Albany e o Salem.
Hava bulutlu ama pist Salem, New Hampshire'da kuru.
O tempo está ameaçar, mas a pista é veloz em Salem, New Hampshire.
Ey binlerce iblise hükmeden yüce Ebu Salim... cehennem ve karanlığın bütün alevleriyle... kulun olan bu yaratığa güç ve hayat ver.
Ó poderoso Abu-Salem, vós que ordenais mil feras, por todo o fogo do inferno e da escuridão, dê força e vida a esta sua criatura.
Çocukken babamın yatarken bana anlattığı hikayeyi hatırlıyorum. Massachusetts'in Salem kasabasındandı.
Lembro-me de uma história que meu pai me contava.
Hayır, Salem's Lot'u kastettim.
Não, estava a falar de Salem's Lot.
Salem's Lot'ta gerçekte ne yapıyor?
O que está ele realmente a fazer em Salem's Lot?
Ayaklanma rüzgarları Jerusalem's Lot'ta esiyordu. Sonradan Salem's Lot diye bilinecek yerde.
Os ventos da rebelião varreram a cidade de Jerusalem's Lot, que brevemente seria conhecida como Salem's Lot.
Salem's Lot bazı erkekler Valley Forge'da savaştılar soğuk, uzun kış boyunca.
Alguns homens de Salem's Lot combateram em Valley Forge, sofrendo durante aquele Inverno longo e gélido.
Evet, Salem's Lot pek çok kahramanı feda etti ancak en değerli hazineyi kazandılar :
Sim, Salem's Lot teve a sua cota parte de heróis, vivos e mortos. Mas tiveram de lutar pelo maior tesouro de todos : Liberdade.
Salem's Lot'tan ayrılmıyorsunuz, değil mi?
Não se vai embora de Salem's Lot, pois não?
Sakin küçük Salem's Lot Kasabası.
Cidadezinha pacata, Salem's Lot.
Burada, Salem's Lot'da doğmuş.
Nasceu aqui em Salem's Lot.
Buradaki her şey bağlantılı.
Tudo em Salem's Lot está relacionado com a casa.
Salem's Lot'ta.
Em Salem's Lot.
Yakında tüm Salem's Lot olacak.
Brevemente, toda a cidade de Salem's Lot...
Bu Salem's Lot'u temizler.
Vai purificar Salem's Lot.
Bir kadın büyücülük yüzünden Salem'den kovulmuş... Hint yasalarını çiğnemiş. Şu anda eski bir mezarlıkta.
Um mulher expulsa de Salem por bruxaria violou as leis índias contra construir em antigo solo sagrado.
Winston-Salem ile.
- Winston-Salem.
Şimdi Salem Buffs takımı için vuruş yapacak olan isim Joe McCorkle.
Agora rebatendo para os Salem Bucks, o central Joe McCorkle.
Kinston'da dört maçlık bir seri yakaladık Winston-Salem'de iki maç ve üç oyunluk bir sette de Greensboro'nun kıçına tekmeyi vurduk.
Ganhamos quatro jogos em Kingston, dois em Winston-Salem... e arrasamos o Greensboro numa melhor de três.
Salem'den Dr. Thorpe.
O Dr. Thorpe, de Salem.
Yalancı! Ama Salemdeki bütün çocukları alınca, Tekrar genç olacağız!
Mas serei um rebento para sempre... assim que sugar a vida de todas as crianças de Salem!
Ve Sanderson kardeşler... Salem halkı tarafından asıldı.
E assim... as irmãs Sanderson... foram enforcados pelo cidadãos de Salem.
Siz Salem halkı sanırım... tüm bu kara kedilere, cadılara ve uydurmacalara inanıyorsunuz.
Eu admito que o povo de Salem está ligado... em gatos negros, bruxas e coisas assim.
Bu nedenle, kitabı bulup, iksiri yapmalıyız... ve güneş doğmadan Salem çocuklarının hayatlarını içmeliyiz.
Portanto, a conclusão lógica caras irmãs... é que temos de achar o livro, preparar a poção... e sugar a vida das crianças de Salem antes do amanhecer.
- Eski Salem kanalları.
- É a velha cripta de Salem.
Bunlar gerçek cadı, uçabiliyorlar, ve Salem deki tüm çocukları yiyecekler!
São bruxas reais. Elas voam. Vão comer as crianças de Salem.
Merhaba, Salem!
Olá, Salem!
Beverly Rahibi John Hale'i Salem'a davet ettim.
Convidei o Reverendo John Hale de Beverly, para vir a Salém.
Salem'da şeytanın izlerini de bulabilir elbette ve böyle bir durumda, emin olun onu yakalayacaktır.
Mas pode ser que, em Salém, se encontre sinais de Lúcifer e, se tal for o caso, podem ter a certeza de que ele o caçará.
Bay Proctor, bilin ki Salem köyünün yarıdan fazlası şu anda...
Deve saber que a melhor gente de Salém...
Salem'ın yalan dolanlarını hic anlamadım.
Nunca percebi o quanto a gente de Salém era hipócrita!
- Salem'a hoş geldiniz.
Bem-vindo a Salém. Mr.
Umarım birazını da Salem'a bırakırsınız.
Espero que deixe alguma sensatez em Salém.
- Onlar Salem cadıları mı?
- São bruxas de Salém?
Salem'a gitsen iyi olur.
Seria bom que fosses a Salém.
Ve eğer buraya geldiyse onu Salem'dan kazıyarak çıkaracağız.
E se, de facto, ele veio para Salém, é aqui que o descobriremos.
Yasakladığım halde ne cüretle Salem'e gidiyorsun?
Como te atreves a voltar a Salém, quando eu to proibi?
Şeytan Salem'de kol geziyor, Bay Proctor.
O Diabo está à solta em Salém, Mr. Proctor.
Salem'da kol gezen şey : İntikam.
O que se apoderou de Salém foi a vingança!
Tüm masumlar ve Hristiyanlar Salem'daki mahkemeden memnun.
Todos os cristãos inocentes alegram-se com este Tribunal.
Salem'a geldiğimden beri bu adam adımı lekeliyor.
Ele está a manchar o meu nome desde que vim para Salém!
O soruya yanıt vermem gerekiyorsa asla dönmemek üzere gideceğim ve Salem'ın şeytana kaldığını anlatacağım.
Se for obrigada a responder, sairei daqui para sempre. Direi ao mundo que Satã triunfou sobre Salém!
Yalancı itirafla kendini kurtarmayı reddeden sanıkların sayısı giderek arttığından Salem'daki cadı avı on dokuz idamdan sonra son buldu.
"Após 19 execuções, a caça às bruxas em Salém terminou, após outros se recusarem a salvar-se, prestando falsas confissões."
Evet, Salem'deki en iyi doktor!
Sim, o melhor em Salem!
Salem'e varana dek seni canlı tutmalıyım.
Isso vai manter-te vivo até chegarmos a Salem.