Sarek tradutor Português
96 parallel translation
- Tahmini varış, bir dakika.
Nave Auxiliar a aproximar-se com o Embaixador Sarek e comitiva, num minuto.
Kaptan, Büyükelçi Sarek ve karısı, benim annem ve babam.
Capitão, o embaixador Sarek e a sua esposa são os meus pais.
Bayan Sarek, anlamıyorum.
Sra. Sarek, eu não entendo.
Sarek rica etti.
O meu marido assim solicitou.
Bu durum Spock ve Sarek'in baba ve oğul olarak 18 yıldır konuşmamasına yol açtı.
Isto manteve o Spock e o Sarek sem se falarem como pai e filho durante 18 anos.
Sarek Yıldız Filosu'na karşı değil.
O meu marido não tem nada contra Frota Estelar.
Vulcanlı Sarek Coridan'ın Federasyon'a kabulü için oy kullanacak mısınız?
Sarek de Vulcano. Vota em admitir Coridian para a Federação?
Sen oyunu nasıl kullanacaksın, Vulcanlı Sarek?
O senhor! Como vota, Sarek de Vulcano?
Büyükelçi Sarek, buranın konsey salonu olmadığını söylemekte haklı.
Cavalheiros. O Embaixador Sarek está correcto. Esta não é a Câmara do Conselho de Babel.
Bayan Sarek, Vulcanlı gençlerinin sert eğitimini biliyorum. Ancak hiç insan çocukları gibi koşup oynadı mı? Gizli gizli bile mi?
Sra. Sarek, sei sobre o treino rigoroso da juventude em Vulcano, mas diga-me, ele corria e brincava como uma criança humana, mesmo escondido?
Sarek, onunla gurur duyuyorsun, öyle değil mi?
Sarek, estás orgulhoso dele, não estás?
İftiranızı ödeyeceksin, Sarek.
Haverá pagamento pela sua difamação, Sarek.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Sra. Sarek, lamento perturbá-la.
Çok uygun bir mazeret.
Esta é mesmo uma desculpa conveniente. Sarek.
Sarek!
Sarek.
- Daha önce hiç kriz geçirdi mi?
Sra. Sarek, ele teve qualquer outro ataque?
Yeterli kanı üretmek için bir yol bulma şansımızın fazla olmadığını anlamanız gerekiyor.
Sra. Sarek, a senhora tem de entender que as hipóteses são extremamente pequenas de encontrar uma maneira de produzir suficiente sangue T-negativo.
Çok büyük miktarlarda kana ihtiyacı olacak ilaç Vulcanlardaki gibi Rigelianlarda da işe yarasa bile, yine de Sarek'in kritik bir seviyede kanaması olacak.
Nós precisaríamos de tanta quantidade de sangue que, até mesmo se a droga funcionar em Vulcanos, o que duvido muito, ainda levaria o Sarek a um nível crítico.
Sarek'in durumunda, uyarıcı onu öldürebilir.
Na condição do Sarek, o estimulante matá-lo-ia.
O zaman Sarek'i ölüme mahkum etmiş oluyorsunuz.
Então condena automaticamente o Sarek à morte.
Ve senin de mantıklı başka bir alternatifin yok. Ameliyat etmezsen, Sarek ölür.
E o senhor, Doutor, não tem uma alternativa lógica, mas, se não operar, o Sarek morre.
- Sarek mantığımı anlar.
O Sarek vai entender as minhas razões.
Oraya uzan ve hâlâ hayatta olduğun için sevin. - Sarek nasıl?
Apenas fique aí deitado e contente por ainda estar vivo.
- İyi değil.
Como está o Sarek?
Sen geri alana kadar orada kalacak, Sarek'in hayatına mal olsa bile.
E vai lá ficar até que o senhor volte a andar, mesmo que isso custe a vida ao Sarek.
Bones, Sarek ameliyatı olmazsa ölür. Ve Spock'tan kan nakli yapmadan onu ameliyat edemiyorsun.
Bones, o Sarek vai morrer sem esta operação, e... não pode operar sem as transfusões do Spock.
Sarek'in kalp atışı 324 çıktı.
o ritmo do coração do Sarek subiu para a 324.
- Durumları nasıl?
O Spock, o Sarek... como é que estão?
Kaptan, Büyükelçi Sarek ve karısı, benim annem ve babam.
Capitão, o Embaixador Sarek e a esposa são os meus pais.
Bayan Sarek, anlamıyorum.
Sra. Sarek, não compreendo.
Sarek rica etti.
O Sarek pediu.
Bu durum Spock ve Sarek'in baba ve oğul olarak 18 yıldır konuşmamasına yol açtı.
Fez com que o Spock e o Sarek sem se falassem como pai e filho durante 18 anos.
Sarek Yıldız Filosu'na karşı değil.
O Sarek não tem nada contra a Frota.
Belki. Fakat Sarek, Spock'un onun öğretilerini izlemesini istedi, Sarek'in de babasını izlediği gibi.
Mas o Sarek queria que o Spock seguisse os seus ensinamentos, tal como o Sarek seguira os do pai.
Vulcanlı Sarek Coridan'ın Federasyon'a kabulü için oy kullanacak mısınız?
Sarek de Vulcano, vota a favor da admissão de Coridan na Federação?
Sen oyunu nasıl kullanacaksın, Vulcanlı Sarek?
Como vai você votar, Sarek de Vulcano?
Büyükelçi Sarek, buranın konsey salonu olmadığını söylemekte haklı.
O Embaixador Sarek está certo, ao dizer que isto não é a câmara de Babel.
Bayan Sarek, Vulcanlı gençlerinin sert eğitimini biliyorum.
Sra. Sarek, sei da formação rigorosa dos jovens vulcanos.
Sarek, onunla gurur duyuyorsun, öyle değil mi?
Sarek, orgulhas-te dele, não te orgulhas?
İftiranızı ödeyeceksin, Sarek.
Vai pagar pela sua calúnia, Sarek.
Sarek!
Sarek!
Çok büyük miktarlarda kana ihtiyacı olacak ilaç Vulcanlardaki gibi Rigelianlarda da işe yarasa bile, yine de Sarek'in kritik bir seviyede kanaması olacak.
Precisaríamos de um tal volume de sangue, que até mesmo se o remédio resultasse nos vulcanos como nos rigelianos, esgotaria ainda assim o Sarek a um ponto crítico.
Sarek'in durumunda, uyarıcı onu öldürebilir.
No estado do Sarek, o estimulante matá-lo-ia.
O zaman Sarek'i ölüme mahkum etmiş oluyorsunuz.
Então, condenarás o Sarek à morte.
Ameliyat etmezsen, Sarek ölür.
Se não operar, o Sarek morre.
- Sarek mantığımı anlar.
- O Sarek entende a minha razão.
- Sarek nasıl?
- Como está o Sarek?
Sen geri alana kadar orada kalacak, Sarek'in hayatına mal olsa bile.
Vai ficar lá até você recuperar, mesmo que isso custe a vida do Sarek.
Fakat Sarek, Spock'un onun öğretilerini izlemesini istedi,
Talvez.
Sarek'in de babasını izlediği gibi.
Mas o Sarek queria que o Spock seguisse o seus ensinamentos... tal como o Sarek seguiu os ensinamentos do próprio pai.
Ve sen, Sarek.
E tu, Sarek?