English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Sean

Sean tradutor Português

6,464 parallel translation
- Ben nerede olduğunu biliyorum!
Eu sei onde ele está. Sean! Acorda!
Hadi bakalım Sean.
Tudo bem, Sean, vamos, amigo. Vamos.
Kate, Sean'la beraber benimle gelirseniz size zarar verilmeyecek, söz veriyorum.
Kate, se tu e o Sean se unirem a mim, prometo que não serão feridos.
Sean'ı hemen teslim edin!
Entregue o Sean agora.
- Sean'ı hemen teslim edin!
Entregue o Sean agora.
Sean burada değil işte!
O Sean não está aqui!
Sean?
Sean?
Sean Flynn, sen göz kamaştırıcı bir fenomensin.
Sean Flynn, tu és um fenómeno fascinante.
Hoşça kal Sean Flynn.
Adeus, Sean Flynn.
Aslında benim peşimde, Sean'ın değil.
É a mim que ele quer, não ao Sean.
Ağımızın arayüzüne bağlanmayı bırakmalısın Sean Flynn.
Devem desistir de se interconectar à nossa rede, Sean Flynn.
Hadi Sean, sana güveniyorum.
Vamos, Sean. Eu acredito em ti.
- Sean, iyi misin?
- Estás bem, Sean? - Ele está bem.
- Sean dostum.
- Sean, amigo... Sean...
Ağımızın arayüzüne bağlanmayı bırakmalısın Sean Flynn.
Devem desistir de se interconectar à nossa rede.
Daniel Craig ile evlenir Sean Connery'le sikişir, Timothy Dalton'u öldürürdüm.
Então, eu caso com o Daniel Craig, como o Sean Connery e mato o Timothy Dalton.
Sean Cassidy'nin kardeşi.
Irmão do Sean Cassidy.
Ayrıca Sean saygı duyulan bir profesyonel.
E Sean é um profissional respeitado.
Sean Mcgill.
Sean McGill.
- Sean ve ben yeniden birlikteyiz.
- O Sean e eu estamos juntos de novo.
Sen ve Sean.
Tu e o Sean.
Sean ve ben yüzümdeki yarayla ilgili konuşuyorduk ve sonraki ilk hatırladığım şey beni öpmesiydi.
O Sean e eu estávamos a falar sobre a minha cara magoada... e de repente, ele beija-me.
Ama Sean... kesinlikle... daha iyi.
Mas o Sean... é melhor... obviamente.
Sean'a ne diyeceğim?
O que vou dizer ao Sean?
Kardeisinin bir kamyoneti var.
O irmão do Sean tem uma camioneta.
Sean onun calismadigini soyledi.
O Sean disse que não funciona.
Ya tabii, Sean daha cumle kurmayi zor beceriyor.
Sim, bem... O Sean nem sequer sabe falar bem.
Sean!
Sean!
SEAN Isiklar!
Sean, ajuda-me!
Bu delilik Sean!
É uma loucura Sean!
Sean ayik bile degil.
Sean, nem sequer está sóbrio.
Sean'i kacirdilar!
Se o levaram Sean!
- Sean, nereye gidiyoruz?
- Sean, para onde vamos?
- Tanriya sukurler olsun.
- Graças a deus! - Sean?
Adı Sean Casey'ydi.
Ele chamava-se Sean Casey.
Bu sabah öğrendiğime göre Sean dün ölmüş.
Hoje de manhã, descobri... Que o Sean... Morreu, ontem...
Sean Casey ismi senin için bir şey ifade ediyor mu?
O nome Sean Casey diz-lhe alguma coisa?
Sean'da anksiyete bozukluğu vardı ve depresyondaydı.
Ele sofria de ansiedade e depressão.
Bazı veliler Sean'ın döneminden bir çocuğu bulup benim hakkımda bir şeyler söyletmişler galiba.
Alguns pais conseguiram que um miúdo do ano do Sean Casey, acho eu, dissesse algumas coisas a meu respeito.
Vur lan onu, Sean!
Dá-lhe um tiro, Sean!
Sean, vur onu!
Sean, dá-lhe um tiro!
Sean, ciddiyim.
Sean, estou a falar a sério.
- Sean, sen mi geldin?
És tu, Sean? Sou.
Neler oluyor, Sean?
O que se está a passar, Sean?
Sean, geri gel.
Sean, volta para aqui.
Sean.
Sean.
Yürü, Sean.
Anda, Sean.
Sean?
- Nate.
Evet Sean!
Isso, Sean!
Sean?
Sean!
- Sean?
Sean?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]