Senin sorunun ne biliyor musun tradutor Português
126 parallel translation
Senin sorunun ne biliyor musun?
Sabes qual é o teu defeito?
- Senin sorunun ne biliyor musun?
- Sabe qual é o seu problema?
Senin sorunun ne biliyor musun Pinky?
Pinky, sabes qual é o teu problema?
Senin sorunun ne biliyor musun, Gart?
Queres saber qual é o teu problema, Gart?
Senin sorunun ne biliyor musun, Bayan her kimsen?
Sabes o teu problema, Menina Sejas-Quem-Fores?
Senin sorunun ne biliyor musun?
Sabe qual o seu problema?
Senin sorunun ne biliyor musun, koca adam?
Sabes qual é o teu problema, grandalhão?
Senin sorunun ne biliyor musun?
Sabe qual é o seu problema?
Senin sorunun ne biliyor musun Al. Jefferson ve marcy'yle uğraşmaktan kendin ne yaptığına hiç dikkat etmiyorsun.
O teu problema é preocupares-te tanto com o Jefferson e a Marcie que não prestas atenção ao que fazes.
Senin sorunun ne biliyor musun? Sende vaaz hastalığı var.
O seu problema é a "sermãonite".
Senin sorunun ne biliyor musun, kadın?
Sabes qual é o teu problema, mulher?
Senin sorunun ne biliyor musun, Ray?
Sabes qual é o teu problema, Ray?
Senin sorunun ne biliyor musun?
Sabes qual é o teu problema?
Senin sorunun ne biliyor musun?
Sabem qual é o vosso problema?
- Senin sorunun ne biliyor musun Flanders?
- Sabes qual é o teu problema?
Senin sorunun ne biliyor musun?
Sabes qual é o teu problema, Fry?
Sanırım emrinde hizmet etmekten hoşlanacağım. Senin sorunun ne biliyor musun? Hırsın yok.
Façam o que quiser, mas veremos quem dará o último "ho-ho".
Senin sorunun ne biliyor musun, evlat?
Sabe qual é seu problema, cadete?
- Senin sorunun ne biliyor musun?
- Sabes qual é a tua perturbação?
Senin sorunun ne biliyor musun?
Sabes qual é o teu problema? Teres falta de auto-confiança.
Senin sorunun ne biliyor musun Kaptan Valentine?
Sabe qual é o seu problema Capita Valentine?
Senin sorunun ne biliyor musun dostum?
Sabe qual é o seu problema, meu amigo?
senin sorunun ne biliyor musun?
Sabes qual é o teu problema?
Senin sorunun ne biliyor musun?
- Sabes qual é o teu problema?
Senin sorunun ne biliyor musun, çok zeki değilsin.
Sabes? Para um menino prodígio, não és muito esperto.
Senin sorunun ne biliyor musun, Auggie?
Sabes qual o teu problema, Auggie?
Senin sorunun ne biliyor musun Hitch?
Sabes qual é o teu problema?
Senin sorunun ne biliyor musun?
Sabes qual é o teu problema, Roger?
Senin sorunun ne biliyor musun, Ted?
E eu decididamente detesto. Sabes qual é o teu problema, Ted?
Senin sorunun ne biliyor musun?
O teu problema é que não relaxas...
Senin sorunun ne biliyor musun?
Queres saber qual é o teu problema?
Senin sorunun ne biliyor musun, Margo?
Sabes qual é o teu problema, Margo?
Senin sorunun ne biliyor musun? Kaçmaya başladın ve durmadan kaçtın.
Desataste a correr, a correr.
Senin sorunun ne biliyor musun, Shapiro?
Sabes qual é o teu problema, Shapiro?
Senin sorunun ne biliyor musun Melinda?
Sabes qual é o teu problema, Melinda?
Senin sorunun ne, biliyor musun?
Meu, meu. Sabes que mais?
Senin sorunun ne biliyor musun?
Sabes qual é o teus problema? Qual é?
Senin sorunun ne, biliyor musun?
Sabes qual é o teu problema?
- Sıradan biri değilsiniz. - Senin sorunun ne, biliyor musun?
Não somos como as outras pessoas.
Senin sorunun ne, biliyor musun Hathaway?
Sabes qual é o teu problema, Hathaway?
Senin sorunun ne biliyor musun, iyiçocuk?
Sabe qual é o seu problema?
Senin sorunun ne, biliyor musun Wilson?
Sabes qual é o teu problema, Wilson?
Senin sorunun ne, biliyor musun? Her zaman kazanmak zorundasın.
Sabes qual é o teu problema?
Senin sorunun ne, biliyor musun?
Amanda, sabes qual é o teu problema?
Senin sorunun ne, biliyor musun süt çocuğu?
Precisa cair na real. Sabe qual é seu problema, moleque?
Senin bir sorunun var. Sorunun ne, biliyor musun?
Sabes qual é o teu problema?
Senin sorunun ne, biliyor musun?
Sabe qual é o seu problema?
Greg, senin sorunun ne, biliyor musun?
Sabes qual é o teu problema, Greg?
Senin sorunun ne, biliyor musun?
Sabes qual é o teu problema, Barry?
Shawn, senin gerçek sorunun ne biliyor musun?
Shawn, sabes qual é o teu problema?
Ne var biliyor musun, Nick? Ne zaman bir sorunun olsa, ben hep senin yanında oldum.
Sabes que mais, Nick, quando tiveres um problema, eu estarei sempre lá para ti.