Sentinel tradutor Português
208 parallel translation
Onun arazisinin tapu dosyaları Sentinel İlçesi arşivinde kayıtlı.
Estas terras estão todas registadas no seu nome no cartório de Sentinel.
- Sentinel'e bir avukatla geleceğim.
Irei a Sentinel com um advogado.
Willard'ın Sentinel'deki kurnaz bir yargıç tarafından salıverilmesini istemiyorum.
Não quero ver o Willard... livre por nenhum advogado ardiloso de Sentinel.
Onu Sentinele duruşmaya götürelim.
Deixa-o acompanhar o julgamento em Sentinel.
Bu haberler Sentinel'e ulaşırsa- -
Quando eles souberem disto em Sentinel...
- Sentinel'e mi?
Sentinel?
"Tucker Ordway tarafından Little River kasabasında işgal edilen topraklar" "hakkında, gerekli tapu dosyaları olmadığından" "Sentinel ilçesi tarafından bu topraklar"
" Considerando que Tucker Ordway, da localidade de Little River no Condado do Sentinel County não fez as reclamações requeridas das terras ocupadas por ele,
Sybil Sutton, Washington Sentinel.
Sybil Sutton, Washington Sentinel.
Danzig Sentinel'i okumalısın.
Devías ler o "Diário Avante de Danzig"!
Yıllar boyunca Sentinel'i senin için hazır tuttum.
O Sentinela esteve sempre pronto á tua espera.
Sentinel'in manşetine bak.
Olhe para a manchete do Sentinel.
Sentinel'deki iş meselesi mi?
E o emprego no The Sentinel?
Sentinel'deki işi nereden biliyorsun?
Como sabe do emprego no The Sentinel?
Sentinel'e iş görüşmesine gideceğimi biliyormuşsun.
Sei que sabe da entrevista no Sentinel.
Tamam mı? Çünkü Henry iş görüşmesine gidecek. Sentinel'de!
Porque o Henry tem uma entrevista... no The Sentinel.
Sentinel'de mi?
The Sentinel?
Benim adım George Russell, New York Sentinel'denim.
Meu nome é George Russell e sou repórter do The New York Sentinel.
Bu sizin için yeni bir şey değil elbette, ama bizim için... eh, biz Sentinel'iz.
Nada novo para você, é claro, mas para nós, somos o The Sentinel.
Sentinel'i gözden mi çıkardın? Sakın muhabir olma, tamam mı?
Diga-me se já descartou o The Sentinel.
Sentinel'de Bladden'ın masasından bilgi çaldım.
Roubei do escritório do Bladden no The Sentinel.
Sentinel'in muhabiri bile orada durmuş ağlıyor.
O tipo do The Sentinel está lá parado e chora.
Sentinel'den Paul Bladden altıncı hatta.
Paul Bladden do The Sentinel Na linha seis.
Umarım Sentinel'in burada köstebeği yoktur.
Espero que o The Sentinel não tenha um espião aqui.
Martha bize Sentinel'deki işten söz etti.
A Martha contou-nos acerca do emprego no The Sentinel.
New York Sentinel.
The New York Sentinel.
Sentinel işi yattı... çünkü yazı işleri müdürünün masasından bilgi çaldım.
Perdi o emprego no The Sentinel... porque roubei uma história da mesa do editor.
Jerry, Sun-Sentinel'de bir makale okuduk.
Também lemos um artigo no Sun-Sentinel.
Miami Sentinel Arşiv Arama
Pesquisa de arquivos Miami Sentinel Dr. Julian Haynes
"The Waterford Sentinel" `i desteklemeye başla.
Reativar o Waterford Sentinel.
"The Waterford Sentinel"?
Waterford Sentinel?
"The Waterford Sentinel," dağların sesi.
"O Waterford Sentinel, a voz das montanhas."
The New York Sentinel gazetesinde çalışıyorum.
Trabalho no jornal, The New York Sentinel.
The Sentinel'de çalışıyorum derken aslında yaz stajyeri olduğumu söylemek istemiştim.
E quando disse que trabalho no Sentinel... Quis dizer que sou uma estagiária de verão.
Ondan da şüpheliyim The Sentinel gibi bir gazete bile 100 kişiyi işten çıkarttıysa, şu an kimse eleman almıyordur.
Um jornal como o The Sentinel cortou 100 empregos, ninguém está a contratar agora.
Yazmayı severim ama asla noel kartı atmam ve soğan yemem.
Leio o The Globe, escrevo para o The Sentinel, nunca mando postais de Natal e não como cebola. Obrigado.
Depok Shri, Portland Sentinel.
Depok Shri, The Portland Sentinel.
Sentinel.
Sentinela.
Sentinel ölmüş bir ajan.
O Sentinela era um agente, já morreu.
Demek ki Sentinel'le ilgili şüphelerimiz doğruymuş.
O que significa que as suspeitas que temos sobre o Sentinela estavam certas.
Lowell Sentinel-Bee.
Do Lowell Sentinel-Bee.
Ben olsam El Clasificado'ya reklam verirdim, hatta "The Sentinel" dizisine bile. Sadece The Times kalabalıkla ilgileniyor.
Pus anúncios no El Clasificado, no The Sentinel, mas só os leitores do Times é que ficaram interessados.
Hatta sen onların hepsini okumadın. Tatil, Işık ve Nöbetçi'yi okudum.
Eu li "Holiday", "The Light", "The Sentinel"...
Burası Chicago Sentinel.
Daqui fala do Chicago Sentinel.
Ben Lauren Adrian, Chicago Sentinel'den.
Sou a Lauren Adrian do Chicago Sentinel.
Selam, ben Lauren Adrian, Chicago Sentinel'den.
Sou a Lauren Adrian do Chicago Sentinel.
Lauren Adrian, bu Samuel Denton... Sentinel'in de sahibi olan yayın şirketinin yönetim kurulu başkanı.
Lauren Adrian, este é o Samuel Denton, o Chefe Executivo do Sindicato dos Editores que são os donos do Sentinel.
Hikayen Sentinel'in.
O Sentinel é dono da tua história.
Buraya geleceğimi bildiğimden internetten Tennessee'nin yerel gazetesi Lebanon News Sentinel'i araştırıp buldum.
Quando soube que vinha para cá, naveguei pela Internet e descobri que o jornal de Tennessee é o'Lebanon News Sentinel'.
DC Sentinel'de laboratuarla ilgili yayınlanan makale.
É o artigo do DC Sentinel sobre o laboratório.
Ve ayrıca Bay Guardian... The Sentinel ve The Bay Area Reporter'da var.
E temos o Bay Guardian, o Sentinel e o Bay Area Reporter.
Sen de Sentinel'insin.
Até é teu dono.